Güven, 2024 sonu itibarıyla Türkiye'nin toplam yaklaşık 115 bin megavat kurulu gücünün 32 bin 203 megavatının HES'lere ait olduğunu, istikrarlı, güvenilir enerji tedarikini sürdürdüğünü ifade ederek, bu üretim artışının Türkiye'nin yenilenebilir enerji yatırımlarındaki kapasitesini ortaya koyduğunu söyledi.

2011'den itibaren gerçekleşen "sessiz devrim" olarak nitelendirilen yenilenebilir enerji atağının hidroelektrik kurulu gücünü de iki kat artırdığını belirten Güven, "Son 20 yılda özel sektör ve kamu iş birliğiyle ortalama 10 bin megavatlık hidroelektrik kapasitesi devreye alındı. Dolayısıyla, hidroelektrik sektörüne yapılacak ek yatırımlar ve hayata geçirilecek yeni projeler, özel sektörün güçlü altyapısı sayesinde hızlı bir şekilde uygulamaya konulabilir. Bu durum, önümüzdeki 10 yılda hidroelektrik sektörünü, Türkiye'nin enerji arz güvenliğine şu anda sağladığı yüzde 25'lik katkıyı daha da artırmaya yönlendirecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Güven, hidroelektrik sektörünün enerji arz güvenliğinde önemli bir role sahip olduğunu vurgulayarak, "Türkiye Elektrik İletim AŞ verilerine göre 2024'te, 16 Aralık'a kadar Türkiye'de toplam elektrik üretiminin yüzde 22'si HES'lerden sağlandı. Bu oran, diğer tüm yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam katkısının yüzde 17,5'inden fazladır. HES'ler bu dönemde toplam 70 bin 857 gigavatsaat elektrik üreterek, rüzgar, güneş ve jeotermal gibi diğer yenilenebilir kaynaklardan elde edilen toplam 58 bin 627 gigavatsaatlik üretimi geride bıraktı." diye konuştu.

- Yatırımların ivmelenmesi bekleniyor

Güven, Türkiye'de yenilenebilir enerjinin en önemli ve güvenilir kaynağı olan HES'lerin sürdürülebilir kalkınmadaki kritik rolüne devam edebilmesi ve yetkinliklerini ilerletebilmesi için HES'lere yatırımların sürdürülmesi gerektiğini belirtti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın yayımladığı Türkiye Ulusal Enerji Planı'nda hidroelektrik sektörü için hedeflenen 3 bin megavat kapasite artışının yükseltilmesi gerektiğini aktaran Güven, şunları kaydetti:

"Hedefin yukarı yönlü revize edilmesi gerekiyor. Bankalar, hidroelektrik projelerini finanse etmeye istekli. Faizlerin yılbaşından itibaren düşmesiyle birlikte yatırımların hız kazanması bekleniyor. Devlet Su İşleri tarafından fizibilitelerin ortaya konmasıyla, özel sektör bu projeleri hayata geçirebilecek teknik ve ekonomik yeterliliğe sahip durumda. Hidroelektrik santrallerin mevcut altyapısına ilave olarak, güneş enerjisi santrallerinin (GES) kurulabilmesi için bağlantı ve kapasite sorunlarının çözülmesi büyük önem taşıyor. HES ve GES birbirini tamamlayan kaynaklar olarak enerji üretimine büyük avantaj sunacaktır."

Güven, HES'lerin yenilenebilir enerji üretiminin bel kemiğini oluşturduğunun altını çizerek, "RES ve GES gibi değişken enerji kaynakları sisteme entegre edildiğinde, iletim sisteminin frekansı ve dengesinde sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu noktada hidroelektrik santralleri, çevreci bir depolama çözümü sunarak su kaynaklarını kontrollü kullanıyor ve sistem frekansının düzenlenmesine katkı sağlıyor." dedi.