EKONOMİLER BELİRSİZLİK KISKACINDA DARALIYOR
Devam eden ülkelerin korumacı politikaları, Ukrayna işgaliyle Rusya'ya uygulanan Batı ambargosuna karşılık Rusya'nın Batı ülkelerine enerji ihracatını Ruble'ye bağlamasıyla ortaya çıkan emtia krizi ve Ukrayna'da uzayan savaşın yayılma potansiyeliyle oluşan belirsizlik ekonomileri darboğaza itiyor.

Sedat YILMAZ
Dünyada yükselen enflasyonlar, ülkeleri ekonomik krizlere doğru sürüklüyor. Enflasyonun durdurulamamasının ana sebebi küresel ortamda oluşan siyasi ve ekonomik belirsizlik. Sonu belli olmayan siyasi, ekonomik ve jeopolitik meseleler ülkeleri hızla çatışma ortamına çekiyor.
Mevcut sorunlar içinde ABD Merkez Bankası’nın (FED) ve diğer majör merkez bankalarının enflasyona karşı faiz artırmaları ve Çin’de ve özellikle Şangay’da yeniden alevlenen pandemi, endişeleri daha alevlendiriyor.
Söz konusu kaotik ortamda devletlerin korumacı, doyumsuz, kuralsız işgalci ve istilacı yaklaşımları, medyanın gücüyle dönen dolaplar, entrikalar, dedikodular, aslı – astarı olmayan yalan – yanlış değerlendirmelerle oluşan algılar, dünyayı sorunlar yumağına çeviriyor.
Devam eden ülkelerin korumacı politikaları, Ukrayna işgaliyle Rusya’ya uygulanan Batı ambargosuna karşılık Rusya’nın Batı ülkelerine enerji ihracatını Ruble’ye bağlamasıyla ortaya çıkan emtia krizi ve Ukrayna’da uzayan savaşın yayılma potansiyeliyle oluşan belirsizlik ekonomileri darboğaza itiyor.
Enerji sorunu ülkeleri sallıyor
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından gelen Rusya’ya yönelik yeni yaptırım çağrıları petrol piyasalarında fiyatları yukarı çekti. Brent petrol 108 doları test ettikten sonra yeniden 106 dolar seviyesine geriledi.
Avrupa Birliği’nin Rus kömürüne 4 milyar euro değerindeki ambargo kararıyla Avrupa’da kömür fiyatları yüzde 12,6 arttı. AB, 2020'de kömür ithalatının yüzde 54’ünü Rusya’dan gerçekleştirirken, geçen yıl elektrik üretiminin yüzde 15’ini kömürden elde etti.
Rusya’nın Ruble kararnamesiyle Avrupa’da gaz alım sözleşmeleri belirsizliğe düştü. Oxford Enstitüsü Enerji Çalışmaları Uzmanı Yafimava, “Bazı alıcılar, sözleşmelerin yapılan değişikliği kapsayacak şekilde ayarlanması gerektiğini iddia edebilir ve sözleşmeler düzeltilene kadar yeni prosedürü izlemeyi reddedebilir” dedi. ABD'nin eski Bakü Büyükelçisi Kauzlarich, “Çoğu enerji sözleşmesinde para birimi belirlenmiyor, tek taraflı bir ihlal, sözleşmeleri geçersiz kılabilir” bilgisini verdi.
Diğer yandan Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin Rusya’ya savaşın başından beri enerji için 35 milyar euro ödediğini, bunun enerji bağımlılığını azaltma aciliyetine işaret ettiğini söyledi. Borrell, AB'nin Rus fosil yakıtlarına yaptığı ödemelerin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşını finanse ettiğine dikkati çekti.
Dünya kurtlar sofrası oldu
ABD tarafından Rusya’nın finans kuruluşlarına dolar cinsi ödeme yapmasının engellemesi ve başta enerji gelirleri ile rezerv kaynaklarının bloke edilme çabasına karşılık Rusya’nın Ruble ile doğalgaz satışında ısrarcı olmasının yanında Batı ülkelerine yönelik enerji ihracatını tamamen kesme eğilimi petrol ile doğalgaz fiyatlarını ve buna bağlı ana kalemlerde ülke enflasyonlarını sürekli yukarı çekiyor.
Ülke enflasyonlarının artışında temel sebep küresel güçlerin her alanda çatışmayı doğuracak sert hamleleri. ABD, Avrupa’da NATO ve Avrupa Birliği desteğiyle enerji kaynaklarını ele geçirmek adına Asya’ya doğru genişleme politikalarını artırırken Rusya ise kaynaklarını korumak ve içine düşürüldüğü Ukrayna bataklığından kurtulmak için çareler arıyor. Rusya’nın ilişkilerini geliştirdiği Çin ise Japonya’nın 2. Dünya Savaşı’nda yapmaya çalıştığı genişleme konusunda hamleler içinde. Çin’in hedefi Japonya’nın Avustralya ithalat yolunu hakimiyeti altına almak. Çin’in Pasifik’te askeri ağırlığını artırması söz konusu gelişmeye yorumlanıyor. Ayrıca Çin’in Tayvan iştahı da artarak sürüyor.
Fiyat istikrarı bozuldu
Batı ambargosunu hatırlayacak olursak, Rusya’nın Ukrayna’da işgali durdurması için ABD ve Batılı partnerler, Rus şirketlerine ve zengin işadamlarına sert ekonomik yaptırımlar uyguladılar. Rus bankaları uluslararası SWIFT ödeme sisteminden çıkarıldı. Rusya Merkez Bankası’nın yurtdışındaki varlıkları donduruldu. Müttefikler Rus petrolü ve doğalgaz ithalatını yasakladı. Uluslararası büyük şirketler Rusya’daki operasyonlarını azalttı veya kaldırdı.
Ancak Rusya’nın enerji ihracatında Ruble kartını oynaması, Batı’nın ambargosunu hafifletti. Rus enerjisine bağımlı Avrupa birçok konuda geri adım atmak zorunda kaldı. İlerleyen zamanda Rus enerji kaynaklarına yönelik ambargonun derinleşmesi, uluslararası emtia fiyatlarını artırmasıyla pandemide yükselen enflasyonlar katlamalı oluşmaya ve ülkelerin fiyat istikrarını ve geleceğe dair beklentileri bozmaya başladı.
Karşılıklı yeni ambargoların geleceği düşünüldüğünde enerji ve hammadde krizi yaşayacak devletlerde fiyatların her geçen gün daha artacağı gözleniyor. Rusya – Ukrayna savaşının devam etmesi ve ne zaman sona ereceğinin bilinmemesi, tedarik zincirinin kırılması ve artan yaptırımların etkisiyle oluşacak kaosun nasıl çözüleceği de belirsizlik oluşturuyor. Şu anda devletler enflasyonda tek haneli rakamların iki haneye, iki haneli rakamların üç haneye çıkmasından endişe duyuyor.
Finansal alanlar daralıyor
ABD’nin, Rusya ve partner ülkeleri, uluslararası finansal sistemden koparmak ve ekonomik darboğaza itmek için fırsatlar kollaması tevekkeli değil. ABD öncülüğündeki müttefiklerin finansal olarak yapmak istedikleri Rusya’nın finansal sistemden tamamen izole edilerek temerrüde düşmesi hedefini taşıyordu. Batı ambargosunun son örneği, ABD’nin Rusya’ya dolar yasağı koyması ve Rusya’nın yabancı bankalara 649,2 milyon dolarlık eurobond kupon ödemesinin reddedilmesiyle yaşandı. Rusya Maliye Bakanlığı yabancı bankaların 649 milyon dolarlık eurobond kupon ödemesinin Ruble ile yapıldığı için kabul edilmediğini açıkladı.
4 Nisan tarihi itibariyle uygulamaya konan ABD’nin dolar yasağı Moskova üzerinde tahvil ödemelerini gerçekleştirmede alternatif fonlama kaynakları bulma konusunda baskı oluşturmak hedefini taşıyor. Uygulama ile Rusya’nın rezerv kullanımı etkisizleştirilecek ve temerrüde düşmesi sağlanacak.
Daha önce yapılan temerrüt uyarılarına rağmen, Rusya hükümeti uluslararası yatırımcılara yönelik şu ana kadar hiçbir yükümlülüğünü kaçırmadı. Rusya son olarak 2035 vadeli eurobondunun 102 milyon dolarlık kupon ödemesini de gerçekleştirdi. Rusya’nın bundan sonraki ödemelerini Ruble ile yapacağını açıklaması üzerine kredi derecelendirme kuruluşları bunu temerrüt olarak sayacaklarını bildirdi. Rusya’nın halen elinde 604 milyar dolar rezerv parası bulunuyor.
Diğer yandan ABD Merkez Bankası’nın şahin politikalarının özellikle gelişmekte olan ülkelerde enflasyonlar üzerinde olumsuzluklar oluşturacağı, Mayıs ayında muhtemelen 50 baz puanlık faiz artışının menfi bir dalga oluşturmasının mümkün olduğu görülüyor.
Gerginlik enflasyonu besliyor
Fiyat istikrarını bozan sadece ekonomik ambargolar, tedarik zincirinin kopmasının yanında savaşın bölgeye hatta küresel bir hal alacağından endişe ediliyor.
Rusya’nın ‘Katliamları biz yapmadık’ açıklamalarına karşılık ABD’nin son olarak ileri sürdüğü Buça’daki olaylar nedeniyle yalnızlaştırma politikaları çerçevesinde Rusya’ya yeni yaptırımların gündeme geleceğini açıklaması ve özellikle Çin ve Hindistan merkezli ticaret yollarını kendi inhisarına almak için yeni hamleler içinde olması dünyada gerginliği tırmandıran diğer gelişmeler.
Rusya ise ambargonun etkisinden kurtulmak ve Batı’ya karşı gücünü dengelemek için Doğu’da Çin gibi güçlü partner ülkeler aramasıyla başlayan bölgesel ayrışma, muhtemel küresel savaş endişelerini yükseltirken buna bağlı olarak ülkelerdeki fiyat artışları sürekli ivme kazanıyor.
Enflasyonları yükselten diğer gelişme ise korumacılık. Pandemi öncesi ABD – Çin arasında başlayıp genele yayılan pandemide trend yükseltip Rusya – Ukrayna savaşıyla birlikte gelen ambargolarla zirve yapan ülkelerin dış ticaretlerine koydukları kısıtlamalar mal tedarikindeki zorluklar sebebiyle arz – talep dengesini bozuyor ve fiyatları yükseltiyor.
Rusya – Ukrayna gerginliği yaklaşık 40’ıncı gününde. Bu gerginlik ile enerji fiyatları sert yükselirken, gerginliğin devam etmesi küresel bir krizin kapıda olduğu aşikar. Dolayısıyla Rusya – Ukrayna arasındaki savaşın devam etmesi ise enflasyonları yukarı yönlü tetikliyor.
Enerji fiyatlarındaki yükseliş, gıda fiyatlarındaki artış ve tedarik sıkıntıları ülkelerden son yılların en yüksek enflasyon verilerini açıklamalarına sebebiyet veriyor. Gelişmiş ülkeler sıkılaştırma adımlarına geçerken, sıkılaştırma adımlarından en uzak gözüken Avrupa Merkez Bankası ECB de artık enflasyonu kabul etmiş ve faiz artırımı sinyali vermiş durumda.
Türkiye ne yapıyor
Türkiye’de de enerji ve gıda fiyatlarındaki artı ile birlikte enflasyon son 20 yılın en yükseği olarak açıklandı ve yüzde 61’in üstüne çıktı. Enflasyonu düşürmeye yönelik hamleler de devam ediyor. Enerji’deki artışı her ne kadar devlet sübvanse etse de Rusya – Ukrayna krizi ile bu durum da yetersiz kalıyor.
Gıda tarafında ise ilk önce temel gıda ürünlerinin KDV’si yüzde 1’e indirilirken, daha sonrasında tüm gıda ürünleri için KDV yüzde 1’e indirildi. Mart ayının son günlerinde elektrik, doğalgaz ve şekere gelen zam ile birlikte Nisan ayında da yüksek enflasyon beklenebilir. Ancak jeopolitik riskin azalma olasılığının artması ve devletin aldığı önlemler ile birlikte Mayıs ayından itibaren enflasyonda düşüş görülebilir. Son olarak Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’de ‘Yaz aylarından itibaren enflasyonda düşüş olabileceğini’ açıkladı. Bakan Nebati, tarım, gıda, enerji başta emtia ve su kaynaklarını kapsayacak arz güvenliğinde yeni politikaların oluşturulduğunu, fahiş fiyat artışlarıyla mücadele çalışmalarının eşgüdüm ve koordinasyon içerisinde sürdürüldüğünü söylüyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yüzde 60’ı aşan Mart enflasyonuyla ilgili tüketici yıllık enflasyonundaki artışın alt gruplar geneline yayıldığını, emtia fiyatlarındaki artışın jeopolitik gelişmelerle belirginleştiğini kaydediyor. Banka KDV indirimlerinin enflasyondaki artışı sınırlandığını dile getiriyor.