EKONOMİK BÜYÜME BEKLENTİLERİ AŞIYOR
Sanayi üretiminin beklentilerin üzerinde Aralık ayında yüzde 1,3 ve yıllık yüzde 9 artması 2020 büyüme rakamlarını tahminlerin üzerine çekiyor. Sanayi üretiminde imalatın başı çektiği artış, kurun gerilemesi, dolarizasyonda çözülmenin başlaması ve yakın gelecekte fiyat istikrarının sağlanmasıyla faizlerin düşeceğine dair tahminler büyümeyi beklentilerin üzerine taşıyor.

Sedat YILMAZ
Türkiye ekonomisi yüksek büyüme patikasına girdi. 2020 yılı büyüme rakamlarının açıklanmasına az bir zaman kala, pandemide İngiltere, Brezilya ve Güney Afrika mutasyon endişelerine rağmen imalat sanayiinde belirgin bir güçlenme dikkat çekiyor.
Türkiye’deki büyümeyi uluslararası kuruluşlar da destekliyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye’nin 2020 büyüme tahminini eksi yüzde 5’ten pozitif yüzde 1,2’ye, 2021 büyüme tahminini de yüzde 5’ten yüzde 6’ya yükseltirken Dünya Bankası 2020 büyüme beklentisini eksi yüzde 3,8’den pozitif yüzde 0,5’e revize etti. Banka bu yılki büyümenin yüzde 4,5 ve gelecek sene için büyümenin de pozitif yüzde 5 olacağını öngördü.
Uluslararası finans kuruluşları da Türkiye’nin büyümede sınır tanımayacağına dikkat çekiyor. ABD merkezli yatırım bankası JP Morgan da son raporunda Türkiye’nin 2020 büyümesini yüzde 1,1’den yüzde 1,9’a, bu yılki büyüme tahminini yüzde 3,3’ten yüzde 4,6’ya revize etti.
ABD’li JP Morgan analistleri yatırımcılarına geçtiği notunda, “Sıkı duruşun büyümeyi engellemesine karşılık Türkiye pandemi sırasında benzer ülkelerin çoğuna göre daha iyi performans gösteriyor. Net ihracatın büyümeye katkısı artıyor” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası (TCMB) de daha temkinli bir kararla bir önceki anketinde yüzde 3,9 olan büyüme oranını 2021 için yüzde 4,1’e, 2022 için de yüzde 4,3’e revize etmişti.
Büyümeyi etkileyen unsurlar
Sanayi üretiminin beklentilerin üzerinde Aralık ayında yüzde 1,3 ve yıllık yüzde 9, arındırılmamış sanayi üretim endeksinde de yıllık bazda yüzde 12,1 artması 2020 büyüme rakamlarını tahminlerin üzerine çekiyor. Sanayi üretiminde imalatın başı çektiği artış, kurun gerilemesi, dolarizasyonda çözülmenin başlaması ve yakın gelecekte fiyat istikrarının sağlanmasıyla faizlerin düşeceğine dair tahminler büyümeyi beklentilerin üzerine taşıyor.
İthalat kaynaklı iç talepteki düşüş, altın ithalatında azalış ve yaz aylarında turizm gelirlerinde daha fazla artış beklentisi cari açıkta gerilemeyi güçlendirirken aşılama çerçevesinde virüse karşı etkin mücadele, yapısal reformlar ile yeni anayasa hazırlıklarına dair gelişmelerle CDS’lerin 300’ün altında seyri kuru aşağı baskılıyor ve büyümenin yolunu açıyor.
Büyümede en etken dolar/TL kurundaki gerilemeler. Türk Lirası’nın dünyadaki diğer para birimlerine göre dolar karşısında en fazla değerlenen para olması, Türkiye’de uygulanan ekonomik ve siyasi politikalara bağlanıyor.
Hollanda merkezli Rabobank da cazip faiz ortamında Türk Lirası’nın dolara karşı kısa vadede 6,80 lirayı göreceğini raporluyor. Rabobank notlarında, Merkez Bankası’nın (TCMB) 18 Şubat’taki toplantısında faiz artırması durumunda dolar/TL’de düşüşün daha da hızlanacağı ifade ediliyor.
ABD yatırım bankası Morgan Stanley de Türk Lirası tarafında pozitif olduklarını ve dolar/TL’nin yakın vadede 6,80’e ineceğini öngördü.
TL’deki değerlenmenin hızlanacağını sadece Rabobank ve Morgan Stanley açıklamıyor... İngiliz Barclays, HSBC, İsviçre merkezli USB, Fransız Societe Generale ve Londra merkezli ekonomik araştırma danışmanlığı Capital Economics dolar/TL’nin kısa süre içinde 6 lira rakamlarına ineceğini ve yılsonunda da 7 lira seviyesini geçemeyeceğini öngörüyor. Hatta HSBC ve Robabank TL’nin yılsonunda 7 liranın altında olacağını tahmin etti.
Cari açık üretime katkı verecek
Kurun düşmesi sebebiyle dış ticaretteki olumsuzluğun azalması cari açık beklentilerini de aşağı çekiyor. Geçen yılı 36,7 milyar dolar cari açıkla kapatan Türkiye’nin pandemideki belirsizliğe rağmen bu yıl 20 - 25 milyar dolar seviyesinde bir açık vereceği öngörüleri yapılıyor.
Sanayi üretiminde cari açığın düşmesinin önemine vurgu yapan ekonomist Haluk Bürümcekçi, cari dengenin geçen yıl ithalat ağırlıklı iç talepteki büyüme, altın ithalatı, turizm ve taşımacılık gelirlerindeki sert düşüşle bozulduğunu, ancak 2021 yılı için salgına rağmen bu olumsuzlukların azalacağını söylüyor ve “Bu yıl daha düşük cari açık bekleyeceğimiz gelişmeler var” diyor.

İntegral Yatırım’dan Seda Yalçınkaya Özer de, bu yıl daha iyi geçmesi muhtemel turizm sektörüne yönelik iyileşmeler ve artacak turizm gelirleriyle cari açığın azalacağına vurgu yapıyor.
Kurdaki düşüş ve cari açıktaki gerilemenin sanayi üretimine ve dolayısıyla büyümeye müspet katkı vereceğini belirten ekonomistler, iyi gelişmelerin ekonomiyi olumlu etkileyeceği görüşünde. İÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener de, sanayi üretiminin yıllık bazda yüzde 9 ile önemli bir sıçrama yaptığını, işletmelerin gelecek dönem için artan talebi, değişen tedarik zinciri ve ticari mantaliteyi daha iyi anlayarak üretimlerini yeniden tasarlayacaklarını söylüyor.
MÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova da, pandemi sürecinde negatife geçmemiş bir sanayi üretiminin her şeye rağmen olumlu bir seyir izlemesi, Türkiye’nin üretim gücünü gösterdiğini, sermaye ve ara malı üretiminin aylık manşet üretim rakamının üzerinde gelmesinin de fevkalade olumlu bir gelişme olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Arzova, “Kurdaki geri çekilme de buradaki üretim artışına imkan tanıyan unsurlardan biri olduğunu düşünüyorum” diyor.
Bu yılki çeyrek daha iyi gelir
Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan da, son çeyreğe sarkan pozitif görünümün büyümenin önceki projeksiyonların üzerinde olacağını gösterdiğini dile getirirken sanayi üretimi üzerinde yaptığı değerlendirmede, “Beklentilerin üzerinde bir artış gerçekleşti. Sıkı para politikasının kredi büyümesinde etkili olmasına karşılık sanayi tarafında faaliyetin Ocak’ta da kuvvetli devam ettiğini PMI’daki yükselişler gösteriyor. Bu yılın ilk çeyreğinde büyüme, ekonomik faaliyetlerin görece güçlü seyrine bağlı imalat sektörü destekli olarak daha iyi gerçekleşebilir” yorumunu yapıyor.
Yatırım Finans “Makro Görünüm Sanayi Üretimi” notunda da ekonomik büyümenin 2020 son çeyrek için yüzde 7,6 ve yılın tamamında yüzde 2,4 civarında beklendiği ifade edilirken söz konusu öngörüyü Aralık ayı sanayi üretiminin desteklediği vurgulanıyor. Notta, “Öncü göstergeler ve yüksek frekanslı veriler ekonomik büyümenin 1Ç21 döneminde, bir miktar yavaşlayarak da olsa, devam ettiğini işaret etmekte. Türkiye’nin 4Ç20 dönemi ekonomik büyüme rakamları 1 Mart’ta, 1Ç21 dönemine ait ilk sanayi üretimi verisi (Ocak) ise 12 Mart’ta açıklanacak” deniliyor.
Yatırım Finans’ın cari açık notunda da cari dengenin bozulmasında güçlü kredi büyümesi ve dolarizasyon eğiliminin temel belirleyiciler olduğuna işaret edilirken, “Doğrudan yatırımlardaki zayıf seyir, portföy yatırımlarındaki güçlü çıkış ile bankacılık ve reel sektörde yıl boyunca gözlenen borç azaltma eğilimi nedeniyle cari açığın finansmanı büyük ölçüde rezervlerle sağlandı. Yakın dönemde öne çıkan dengelenme eğiliminin sürmesi durumunda, cari açığın 2021 sonunda daha ılımlı seviyelerde gerçekleşmesi beklenebilir. 2021 yılsonu cari açık tahminimiz 25 milyar dolar, cari açık/GSYH tahminimiz -%3,2 seviyesinde” görüşü paylaşılıyor.

Piyasanın yönünü Merkez Bankası tayin edecek
Piyasalar yeniden Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararına odaklandı. 18 Şubat’ta toplanacak Para Politikası Kurulu’nda (PPK) ilk çeyrek tabanlı ikinci çeyrek hedefli bir yol izleneceği gözleniyor. Genel beklenti faizlerin yüzde 17’de sabit bırakılacağına dair alanda yoğunlaşsa da bazı analistler TCMB’nin 100 baz puanlık bir faiz artışı yapabileceğini tahmin ediyor.
Yurt dışında ABD’de teşvik paketine ilişkin olumlu gelişmelerin yanında artan ABD – Çin gerginliği belirsizliği artırıyor. ABD’de artan 10 yıllık tahvil faizleri gölgesinde gelecek hafta 15 Şubat’ta açıklanacak ABD Merkez Bankası (FED) FOMC tutanakları da yine yoğun gündemin arasında yer alıyor.
Diğer taraftan pandemi dolayısıyla Avrupa’da kısıtlamaların daha da artabileceğine yönelik endişeler piyasaları olumsuz etkiliyor. Avrupa tarafında, İtalya’da Avrupa Merkez Bankası eski Başkanı Mario Draghi’nin mutabakat hükümeti kurmak için başlattığı görüşmelerin olumlu geçtiğine ilişkin haberler pay piyasalarını destekliyor.
Gelecek hafta gündem yoğun
15- 19 Şubat haftasının gündeminde yurt içinde TCMB’nin faiz kararı toplantısının yanında, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye değerlendirmesi, bütçe dengesi ve tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.
ABD’de FOMC tutanaklarının yanı sıra sanayi üretimi, konut başlangıçları ve ikinci el konut satışları, Euro Bölgesi’nde dış ticaret dengesi, GSYH, TÜFE, Markit PMI imalat – imalat dışı veri, ZEW endeksleri, İngiltere’de TÜFE, Japonya’da büyüme ve enflasyon gerçekleşmeleri piyasaların gündeminde bulunuyor.
Dünyada giderek yaygınlaşan kripto para piyasası önemli bir gelişme ile daha öne çıkan bir durum sergiledi. Elektrikli otomobil üreticisi Tesla’nın ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'na (SEC) yaptığı bildirimde 1,5 milyar dolarlık varlığını Bitcoin’e yatırdığını ve yakında ödeme türü olarak Bitcoin'i kabul etmeyi planladığını duyurmasının ardından Bitcoin'in fiyatı 48.950 dolarla rekor kırdı. Halen 47 bin dolar seviyesinde seyreden Bitcoin, TL karşılığı 331 bin 114 olarak işlem görüyor.
Diğer taraftan salgındaki yayılışa karşılık aşılama çalışmalarıyla nispeten iyimserliğe dönen küresel ekonomide brent petrolün bir yıl sonra 62,5 dolara yükselmesi bu haftanın en dikkat çeken gelişmeleri arasına girdi. Petrol fiyatlarındaki yükseliş ayrıca OPEC’in planlı üretim kısıtlamalarına da bağlanıyor.
Türkiye piyasalarında bu hafta Borsa İstanbul, altın ve euro kazandırdı, dolar ise yatırımcısını kaybettirdi. Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 0,74, altının gram satış fiyatı yüzde 1,40, Euro/TL yüzde 0,35 değer kazandı, Dolar/TL yüzde 0,30 geriledi. Piyasada 1000 TL’lik yatırım haftalık bazda borsada 1007,4 lira, altında 1014 lira, euroda 1003,5 lira ve dolarda 997 lira oldu.
BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi en düşük 1.519,00, en yüksek 1.558,08 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 0,74 artarak 1.538,44 puandan tamamladı. Pozitif bir görüntü sergileyen borsa, banka hisselerindeki geri çekilmenin etkisiyle yükselemiyor. Endeksin 1550 puanın üzerini denemesi dolar/TL kurunun 7 liranın altına inmesiyle şekillenecek. Piyasa bu konuda TCMB’nin PPK toplantısına odaklandı. Endekste direnç 1580, destek 1510 puan seviyesinde.

DOLAR/TL… Serbest piyasada ABD doları yüzde 0,30 değer kaybederek 7,0330 liradan haftayı kapattı. ABD ile gerginlik dozunda tutulduğu takdirde Türk Lirası’nın güçlülüğü devam edecek görüntüsü var. Hafta içinde 7,00’ı gören kurun, en az 7,02’nin altında kapanması ve 6,99’u görmesi gerekiyor. Alt destek 6,88 noktasında. Gelecek hafta TCMB’nin atacağı adımlar doğrultusunda 6,77’ye kadar düşme ihtimali bulunan kurun yukarıda ise 7,15 kuvvetli direnci bulunuyor. Kurun seyrinde ABD’de yüzde 1,2’lere yükselen 10 yıllık tahvillere dikkat etmek gerekiyor.
EURO/TL… Avrupa parası haftalık bazda euro, TL’ye karşı yüzde 0,35 artarak 8,5020 liraya yükseldi. Eurodaki seyri daha rahat görebilmek için halen 1,21 olan euro/dolar paritesinin seyrine bakmak gerekir. Joe Biden’in yeni teşvik paketi fiyatlamada önemli data. Paketin iki hafta içinde onaylanacağı tahmin ediliyor. Paketin gecikmesi euronun lehine gelişebilir. ABD’de ayrıca enflasyonun artacağına ve dolar endeksinin 90’ın altına ineceğine dair endişeler de euroya destek oluyor. Euroya destek veren diğer gelişme de İtalya’da başbakan olarak görevlendirilen ECB eski başkanı Mario Draghi’nin kabineyi kurmada çalışmalarını hızlandırması. 1,1236’yı gördükten sonra burayı kıramayan parite 1,220 seviyelerinde dalgalanması euronun güçlülüğünü gösteriyor. TL karşısında 8,58 bandına kadar güçlü görüntü veren euronun burayı geçememesi, TL’deki baskın kuvvetin habercisi. Hafta içinde TCMB’nin faiz kararı euroyu 8,40’lara yönlendirebilir. Yukarıda ise 8,60 direnci bulunuyor.
ALTIN… Kapalıçarşı'da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 1,40 kazanımla 411,40 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 1,37 artışla 2.731,00 liraya yükseldi. Geçen hafta 658,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 667,00 liraya çıktı. Ons altın ise 1824 dolardaki zayıf seyrini sürdürüyor. Ons altın 1833 direncine geldiğinde satışlar artıyor. Onsta en önemli destek seviyesi 1828 kırıldı, sırada 1815 var. Buranın aşağı yönlü kırılması durumunda fiyatlar 1875’lere kadar inebilir. 1833’lerin yukarı yönlü denenmesi durumunda ise yukarıda direnç olarak 1865 dolar duruyor. Onsa geri çekilme dolayısıyla Türkiye’de 411 liraya kadar gerileyen gram altında ABD faizleri, doların seyri ve uluslararası yatırımcının altın ilgisi takip ediliyor. Dolar/TL’nin 7 liranın altına inmesi durumunda altın fiyatlarında da ciddi gerilemeler gözlenebilir. Gram altında kırılma noktası 406 lira. Ardından 402 ve 397 liralık destekler devreye giriyor.
PETROL… Petrol fiyatları brentte 63 dolara yaklaşık yaklaşık yüzde 12 değer kazandıktan sonra yönünü hafif aşağı çevirdi. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüşü üretim kesintileri ve azalan stoklar sınırlıyor. Brent petrol şu anda direnç noktasında hareket ediyor. Aşağı salınım durumunda yeniden 60 dolarlı noktalar öne çıkabilir. 58,80 dolar ise güçlü destek. 62,80 dolar kuvvetli direnç olarak bekliyor. Teksas tipi petrol (WTI) de foreks piyasasında 57,86’yı kırdıktan sonra 60 dolara kadar tırmandı. WTI’da direnç 60,70 dolarda, destekler 56 dolar seviyesinde.
KRİPTO PARA… Haftanın en önemli gelişmesi Tesla’nın ABD borsasına 1,5 milyar dolarlık varlığını Bitcoin’e yatırdığını ve ödeme olarak Bitcoin’i kabul etmeyi planladığını bildirmesi oldu. Bu gelişme kripto piyasa hareketlendi. Uluslararası piyasalarda 48 bin 950 dolarla rekor kıran Bitcoin, TL karşılığı da 331 bin lirayı geçti. Hafta içi 1867 dolara kadar çıkan Ethereum da 1.807,56 dolarla haftayı tamamladı. Piyasanın diğer öne çıkan para birimi Ripple de 0,60 dolar ile kazanç sağlayan kripto paralar arasında yer aldı. Bitcoin haftalık bazda yüzde 16,4, Ethereum yüzde 6,6, Ripple da yüzde 36,3 değer kazanarak diğer ünlü kripto paralardan daha fazla kazandırdı. Yüzde 72 kazandıran Binance ve yüzde 64 kazandıran Cardano yüksek kazançla dikkat çekti.