Dolar $
32.6
%0.22 0.07
Euro €
34.84
%0.25 0.08
Sterlin £
40.57
%-0.06 -0.02
Çeyrek Altın
4079.69
%0.3 12.22
SON DAKİKA
EKONOMİ Çarşamba 11 Mayıs 2022 02:26

EKONOMİDE İYİLEŞME 'CARİ DENGE'YE BAĞLI

İç ve dış risklere bağlı ithalattaki artış, enflasyon, fiyatlamalarda yukarı yönlü beklentiler, kur korumalı mevduata (KKM) rağmen TL'deki değer kayıpları ve en son 2022 Şubat rakamlarının açıklandığı ödemeler dengesinde 4 aydır süren seri açıklar, cari dengenin tekrar ele alınmasını zorunlu kılıyor.

Ekonomide iyileşme 'cari denge'ye bağlı

Sedat YILMAZ

Türkiye ekonomisinde Aralık ayından bu yana yaşanan döviz dalgalanması, volatiliteyi düşürmek için yürürlüğe konan kur korumalı mevduat (KKM) sistemine rağmen düşük seviyelerde olsa da devamlılığını sürdürüyor. Zaman zaman alevlenen kurun fiyat istikrarı ve özellikle enflasyona olumsuz yansımaması için cari dengenin ekonomiyi iyileştirici unsur olarak devreye girmesinin gereği ortaya çıkıyor.

Ekonominin omurgası olarak kurgulanan cari dengenin geçen 4 ay boyunca açık vermesi ve henüz açıklanmayan gelecek Mart ve Nisan aylarına ait ödemeler dengesinin de açık verme öngörüsü, dış ticaret kaynaklı açıklara bağlanırken jeopolitik ve yurtiçinde oluşan risklerin ithalatı artırdığı, enflasyonu yükselttiği, fiyatlamalarda yukarı yönlü beklentilerin yaygınlaştığı gözleniyor.

İç ve dış risklere bağlı ithalattaki artışlar, yükselen enflasyon, fiyatlamalarda yukarı yönlü beklentiler, kur korumalı mevduata (KKM) rağmen TL’deki değer kayıpları cari açığı büyütürken ABD Merkez Bankası (FED) ve diğer gelişmiş ülke merkez bankalarının artışa geçen enflasyonlara karşı faiz artırma patikasına girmesi, Türk Lirası’na değer kaybettirmesi açısından hem cari dengeye hem de piyasalara farklı yansıyor. Bu arada Türkiye Bankalar Birliği 22 Nisan itibariyle kur korumalı mevduatta (KKM) 782 milyar liraya ulaşıldığını, söz konusu dönem itibariyle KKM’nin TCMB rezervlerine 9 milyar dolar katkı sağladığını açıkladı.

Türkiye olumsuz ayrışıyor

Aylardır 14 lira bandında hareketini sürdüren dolar ve 15 lirada seyreden euro psikolojik eşik olan sırasıyla 15 ve 16 lirayı aştılar. Küresel pandemi, tedarik zinciri ve jeopolitik risklerin yanında merkez bankalarının faiz artırmasının da etkisiyle değer yitiren dolar/TL’de günlük kayıp yüzde 1’i geçti.

Dolar ise FED’in seri faiz artışlarına başlamasıyla başta euro olmak üzere 103,6 DXY bandında güçlü duruşuyla diğer ülke para birimlerinin üzerinde bir seyir takip ediyor.

Jeopolitik riskler, savaş, pandemi etkisiyle enerji, gıda ve emtia fiyatlarında öngörülemeyen trendin yanı sıra yurtiçinde sıkılaşmadan çok kredi ve teşvik destekli gevşemeci politikaların fiyat istikrarını bozması ve enflasyonu yükseltmesi piyasalarda fiyatlama beklentilerini dalgalandırıyor. Dolardaki güçlülüğe karşılık birçok ülke parasının değerini koruduğu dönemde Türk Lirası’nın değer yitirmesi ve diğer ülke para birimlerinden negatif ayrışması gözlerden kaçmıyor.

Söz konusu olumsuzluklarla hafta başı sert yükselen Türkiye CDS’leri de 612 bandında yükselişini devam ettiriyor. Döviz piyasası analistleri, mevcut şartlar altında 3 aylık forward (gelecek) trendinde dolar/TL kurunun 18,00 lira hedefli 16,29’u taban yapacağını ileri sürüyor. Analistler TL’nin değer kaybetmesindeki en önemli etkeni cari denge pozisyonundaki bozulma olarak gösteriyor.

4 aydır süren kesintisiz açık

Türkiye, Kasım 2021’den bu yana her ay aralıksız olarak ödemeler dengesinde açık veriyor. En son açıklanan Şubat 2022 ayı verilerine göre aylık bazda 5,15 milyar dolar açıklanan cari açık rakamı beklentiler doğrultusunda geldi. Cari açık 2021 yılı Şubat’ında 2,45 milyar dolar olmuştu. Buna göre 12 aylık cari açık da 19,1 milyar dolardan 21,8 milyar dolara çıktı. Cari işlemler hesabının açık vermesinde, turizm gelirlerinin 1,2 milyar dolarlık müspet etkisine rağmen en belirleyici unsur enerji ithalatı olarak görülüyor.

Cari açığın artan dış ticaret açığı ile birlikte Mart ve Nisan’da devam edeceği öngörülüyor. 2022 yılı Mart’ında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,6 artarak 21,3 milyar dolar, ithalat yüzde 30,4 artarak 29,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Mart ayında dış ticaret açığı yüzde 74,3 artarak 8,3 milyar dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Mart ayında yüzde 78,9 iken, 2022 Mart ayında yüzde 71,8’e geriledi.

Ocak-Mart döneminde dış ticaret açığı yüzde 120,3 artarak 11,9 milyar dolardan, 26,2 milyar dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Ocak-Mart döneminde yüzde 79,9 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 68,4’e düştü.

Nisan’da açık fazlalaştı

Nisan ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 24,6 artışla 23,4 milyar dolar, ithalat ise yüzde 35 oranında artışla 29,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu ayda dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 98 artışla 6,1 milyar dolar oldu.

Ocak-Nisan dönemine bakıldığında ihracatın yüzde 21,7 artışla 83,57 milyar dolar olduğu görüldü. Aynı dönemde ithalat yüzde 40,1 artışla 116,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde dış ticaret açığı yüzde 129,7’lik artışla 32,5 milyar dolara yükseldi. Nisan’da dış ticaret hacminin büyüklüğü 52,8 milyar dolar olarak hesaplandı.

Dış ticaret açığında 7,7 milyar dolarlık pay ile enerji önemli bir yer tutmayı sürdürdü. Enerji hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 103 olarak tespit edildi.

En büyük beklenti cari dengeye olumlu yansıyan turizm gelirleri olduğu gözleniyor. Bu yıl 45 milyon turist ve 34 milyar dolar hedef koyan Türkiye’de hizmetler sektörü, turizm gelirinde 1,24 milyar dolara ulaşan artışın etkisiyle 1,61 milyar dolar fazla verdi.

Finansman olarak doğrudan yatırım kaynaklı net girişler 2022 Şubat’ta sadece 4 milyon dolar olurken portföy yatırımlarında ise aylık bazda 765 milyon dolar net çıkış gözlendi. Yine Şubat’ta borsadan 228 milyon dolar, borçlanma araçlarından 573 milyon dolarlık çıkış görüldü.

Net hata ve noksanın 511 milyon dolar olarak gerçekleştiği Şubat’ta TCMB resmi rezervleri 2,2 milyar dolar azaldı. Yılın Ocak – Şubat toplamında rezerv azalışı 3,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Enerji fiyatlarında düzelme gözlenmediği takdirde yılsonunda 51 milyar dolarlık bir cari açığın oluşacağı öngörülüyor.

Enflasyona karşı yetersiz

Türkiye’deki enflasyonist baskıyı gündeme taşıyan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Mahmut Asmalı, Bloomberght yayınında fiyatlamalarda geçerlilik denilen opsiyon süresinin 1 – 1,5 haftadan “1 hafta”ya düştüğünü söyledi. Bir süre sonra enflasyonda düşme beklentilerini dile getiren Mahmut Asmalı, Asmalı, ihracatın bu kadar yoğun olduğu ortamda işsizliğin bu kadar olmaması gerektiğine vurgu yaptı. 

MÜSİAD Başkanı Asmalı, fiyatlar arttıkça maaş ve ücretleri yükseltmenin enflasyonu daha da yükselteceğini, ancak çalışanların mağdur edilmemesi için de sosyal bir yolun bulunması gerektiğinin altını çizdi.

Ekonomistler yükselişteki enflasyonun Türkiye’yi en derin negatif reel faiz oranıyla karşı karşıya bıraktığını, hükümetin büyümeyi desteklemek için düşük faiz ortamından yana olduğundan gevşemeci bir politika izlediğini söylüyor.

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, “Bu temelde enflasyonla mücadelede makro ihtiyati tedbirler, döviz kurlarındaki artışı telafi edecek TL bazlı finansal ürünler, dövize karşı düzenlemeler ve fiyat kontrol mekanizmaları benimseniyor. Bu ekonomik uygulamaların enflasyonun temel nedenlerini ortadan kaldırmak için yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin cari dengesi de derin bir açık veriyor ve lira üzerinde de bir stres kaynağı olarak hareket edebilir. KKM gibi ürünlerle lira bir süredir istikrar kazanmış gibi görünse de TL son günlerde dolar karşısındaki düşüşünü hızlandırdı” yorumunu dile getiriyor.

TL’deki değer kaybı hızlandı

Bu arada başta cari açıktaki artış ve yükselen enflasyon olmak üzere mezkur sebeplerle oluşan tahminler döviz kurunda yukarı yönlü baskıyı artırıyor. TL’deki değer kayıplarında ABD Merkez Bankası’nın (FED) agresif faiz artışları da etkili oluyor.

Haftaya yükselişle giren dolar 15 lira ve euro 16 liralık psikolojik sınırı aştı. Yurt dışında değer kaybeden altın, yurtiçinde değer kazanıyor. Ons altın 1900 dolardan 1855’lere gelirken yurtiçinde gram altın 930 liraya dayandı.

Altın, hafta başı güçlenen dolarla birlikte yüzde 1,6 değer kaybetmesi sonrası beklenen enflasyon verileri öncesinde 1855 dolar civarındaki yatay seyrini sürdürüyor. ABD enflasyonuna karşı sıkılaşma politikaları altın fiyatlarını aşağı baskılıyor.

Petrol fiyatları ise Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Rusya’ya uygulanan ambargoda yumuşamaya gitmesi üzerine 112 dolardan 105 dolara çekildi. Enerji fiyatlarındaki dalgalanma Türkiye’de cari dengede belirsizlikleri körüklüyor.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR