Deniz DİKMEN

Bu hafta benim için çok özel çünkü, okuduğunuz sayfa Analiz Gazetesi’ndeki 250’ inci seyahat yazım. Bu nedenle, yazımda size dünyada en sevdiğim gezdiğim kıyıları köşeleri yazmak istedim. Hayatımda beni en fazla etkileyen yer denizlerdir. Bu nedenle size dünya denizlerinde gittiğim gördüğüm en güzel destinasyonları anlatmak istiyorum. Bugüne dek yaklaşık 80 ülke ve Antarktika hariç tüm kıtaları gezdim. Böylece dünyanın birçok değişik noktasında denize girme fırsatım oldu. Gelin sizi bu hafta dünyamızdaki denizaltı cennetlerine götüreyim.

Gezegenimiz mavi gezegen diye anılıyor. Benim en sevdiğim renk mavi çünkü hem gökyüzünün hem de denizlerin rengi ve bana evrenin o muhteşem sonsuzluğunu anlatıyor. 

Dünyamızın yüzeyi 70% okyanuslarla ve denizlerle kaplı olduğu için rengi mavi olarak yansıyor. Dünyamızda yedi tane büyük Okyanus (Arktik, Kuzey Atlantik, Güney Atlantik, Kuzey Pasifik, Güney Pasifik, Hint Okyanusu ve Güney Okyanus) ve yüzlerce deniz bulunuyor. 

Okyanusların ortalama derinliği 3.600 metre civarında olur ve bu nedenle denizin altında daha çok fazla keşfedilmemiş dünyalar bulunuyor. Dünyanın en derin okyanus bölgesi ise Pasifik’te 11.000 metre derinliği ile Mariana Çukuru.

Ben de gittiğim her yerde deniz veya girilebilecek nehir, şelale, göl gibi bir su kaynağı olduğunu görürsem mutlaka girmek istiyorum. O sularda yüzmek bana bir çeşit arınmak gibi de geliyor. Her türlü su kaynakları ile bütünleşmekte mutlu oluyorum. Sadece insanın bilmediği bir suya girerken temkinli olması lazım. Zira suyun kendine göre akıntıları, derinlikleri, hayvanları gibi bazen ön göremediğimiz karakteristik özellikleri olabiliyor.

En güzel deniz Mauritius Adası’ndaki deniz

Afrika kıtasından örnek vermek gerekirse sanırım girdiğim en güzel deniz Mauritius Adası’ndaki denizdi. Flic and Flac, Le Mourne, İle aux Cerfs gibi destinasyonlar muhteşemdi. Gerek adanın güneyinde gerek batısında muazzam dalışlar yaptık. Burada olağanüstü güzellikte çeşit çeşit mercanlar var. Biçimleri ve renkleri birbirinden farklı ve içinde saklanan, yüzen rengarenk balıklar ve deniz hayvanların dünyası var. Açık denizde yunuslarla yüzme fırsatımız olmuştu. 

Bu deneyim biraz maceraydı ve çok heyecan vericiydi ama sanırım denizlerde edindiğim en güzel deneyimlerden bir tanesiydi. Denizi ve denizaltını seviyorsanız Mauritius Adası’na mutlaka gitmelisiniz.

Afrika’da çok sevdiğim başka bir deniz Zanzibar Adası’nda da girdiğimiz Hint Okyanus’una bakan o güzelim plajlardı. Nungwi Plajı, Pongwe Plajı, Mnemba Adası ve aslında tüm beachler Zanzibarda muhteşem. Sanırım dünyanın hiçbir yerinde bu kadar güzel ve geniş incecik kumu olan kumsallar görmedim. Doğa çok bakir ve tertemiz. Bu nedenle denizaltı da burada çok güzel. Şnorkel yapmayı seviyorsanız Zanzibar kesinlikle çok iyi bir tercih.

Afrika’da kuşkusuz Kızıldeniz de şahane denizaltı bölgelerinden bir tanesi. Kızıldeniz yaklaşık 2250 km uzunlukta ve eni 355 km. Ortalama derinliği 500 m civarında ve suyu nispeten çok berrak ve ılık. Kızldeniz’in Suakin Trough bölgesinde ise deniz 3000 metre derinlikte oluyor. Ben seneler evvel Hurghada açıklarında denizaltındaki dünyayı keşfetmiş ve gördüğüm denizaltı zenginliklere inanamamıştım. Burada da yunuslar, arslan balıkları, morenler, akrep balıkları, ahtpotlar, mürekkepbalıkları, barakudalar, trompet balıkları gibi bir çok deniz canlısını görebilirsiniz. İspanyol dansçı balığı kızıl denizin özel türlerinden biri. Biyoçeşitlilik burada fevkalade.

Avusturya kıtası

Avustralya kıtasında ise, benim için en unutulmaz deniz deneyimini dünyanın en büyük mercan resifi olan kıtanın kuzeydoğusundaki Great Barrier Reef’de yaşadım.

2000 km uzunlukta olan bu resifte bütün bir günü denize geçirmiştik. Denizaltındaki resifler, mercanlar, balıklar hepsi olağanüstüydü. Bu bölgede yaklaşık 1500 çeşit balık bulunuyor örneğin Kelebek Balığı, Melek Balığı, Kardinal Balığı, Palyaço Balığı, siyaz beyaz çizgili Humbug Damsel Balıkları. Bunun yanı sıra çeşit çeşit köpekbalıkları, mantralar, deniz yıldızları, deniz kaplumbağaları hepsi var. Benim favorilerim arasında büyük rengarenk papağan balıkları ve bana çok sevimli gelen ve beraber yüzdüğümüz Napolyon veya Kamburbaşlı Wrasselar yani bir tür balinalar geliyordu. Onlarla birlikte yüzmek gerçekten harika bir deneyimdi.

450 çeşit sert mercan türü

Great Barrier Reef’de 450 çeşit sert mercan türü, 150 çeşit yumuşak mercan türü, 40 çeşit deniz anemonu, 100 çeşit deniz anası (bazıları çok zehirli olabiliyor), rengarenk deniz süngerleri, 500 çeşit deniz solucanı bulunuyor. Burada aynı zamanda 30 civarında balina, yunus, fok balıkları ve dugonglar (deniz ineği) gibi memeli hayvanlar da bulunuyor.

Asya kıtasına baktığımızda kuşkusuz Maldivler en ihtişamlı sualtı cennetlerinden bir tanesini oluşturuyor. Yaklaşık 26 atoll ve 1200 adadan meydana gelen ve Hint Okyanus’un tam ortasında, anakaradan çok uzakta bulunan bu takımadalar olağanüstü ve çok özgün bir güzellikte. Bir hafta kaldığımız Maldiv Atolumuz’de her sabah kahvaltıdan sonra sahildeki upuzun iskelemize gider yürüyüş yapardım ve denizin içindeki canlıları yukardan izlerdim.

Bir insan saatlerce zamanını böyle bir iskelede geçirebilir mi? Evet geçirebilir çünkü gördüklerine doyamaz. Portakal rengi, turkuaz, sarı, siyah, siyah beyaz çizgili, mavi desenli, rengarenk desenli envaı çeşit muhteşem balıklar burada bulunuyor. Köpek balıkları, vatozlar, zarganalar zaten çok olağan. Bir diğer yandan kocaman ıstakozlar, uçan balıklar görmek mümkün. Hatta teknede biraz açık denizde gidiyorsanız dev kılıç balıkları, dev mantralar da görebilirsiniz. 

Hatta iyi bir dalgıçsanız Maldivler’de atollerin resif duvarları kesinlikle en zengin denizaltı dünyalarından bir tanesi ve görülmesini şiddetle tavsiye ederim. 

Asya’da bu konuda çok tatlı bir ülke de Filipinler diyebilirim. Filipinler’de denize girmek te apayrı bir keyif. Uçsuz bucaksız o Palawan açıklarında lacivert renginden tüm mavi ve yeşil tonlarını içeren denizlerde, koylarda, lagünlerde yüzmek ne büyük bir ayrıcalık.

Burada da deniz patlıcanları, deniz kaplumbağaları, muhteşem deniz yıldızları, balık çeşitleri, mercanlar her şey var. Filipinlerde en güzel deneyimim köpekbalığı balinalarıyla yüzmek oldu. Asla Filipinler’de Oslob açıklarında bu hayvanların büyüklüğünü, enerjisini ve asaletini ve denizin güzelliğini unutmam mümkün değil.

Bahamalar

Amerika kıtasına geçtiğimizde ise, benim gördüğüm çok harika denizaltı dünyasını Bahamalar’da deneyimledim. Adaların açıklarında muhteşem mavi turkuaz renkli koylarda yüzdük ve dalışlar yaptık. Bahamaların da rengarenk denizaltı dünyası beni büyülemişti. Burada gördüğüm mercanlar ve balıklarda çok etkileyiciydi. En çok mor renginde denizin akıntısında bir sağa bir sola yatan yelpazeye benzeyen bir mercanı çok sevmiştim. Şu dünyada ne güzel denizaltı florası ve faunası var diye düşünmekten kendimi alamamıştım.

Amerika’da Karayip Denizi açıklarında Küba’nın da denizaltı çok güzel ancak bizim gittiğimiz dönemde zaman zaman hava bulutlu ve deniz hafif dalgalı olduğu için tam bu güzelliklere varamamıştık. Ayrıca oldukça yoğun bir akıntı olduğu için çok dikkatli de olmak gerekiyordu.

İşin en güzel tarafı bu bölgelerde balık bol olduğu için akşamları deniz dönüşü balık ve deniz ürünü sofraları da çok leziz oluyor. Maldivler’de gece balık tutmaya gitmiştik ve tuttuğumuz balıkları otele döndüğümüzde bize mutfakta özel olarak pişirmişlerdi. Bu da çok tatlı bir jest olmuştu.

Günün yorgunluğunu tatilde güzel bir sofrada atmakta büyük bir zenginlik aslında. Bunlar gibi size daha onca örnek sayabilirim.

Kanımca güzel bir denize girmek, hele bir de böyle zengin bir denizaltı dünyası varsa, dünyanın en güzel ve en sağlıklı aktivitelerinden bir tanesi zira denize girmenin genel olarak insan sağlığına o kadar çok faydaları var ki.

Dijital ortamlarda insanlar gerçeklerden kopacağına ve bir hayal dünyasında yaşayıp günlerini saatlerini ekran karşısında harcayacağına keşke bu dünya nimetleri olan, olağanüstü gerçek dünyalara dalsa, doğayı yaşasa. İnsanlar, muhteşem mavinin derinliklerinde kendini bulsa, dünyanın dertlerinden uzaklaşsa, çok güzel olmaz mı?

Benim için dünyanın denizaltı cennetlerinde yaşadığım o güzel günler öylesine unutulmaz ki, hepsini tüm detayları ile dün gibi net bir şekilde hatırlıyorum ve mutlulukla anıyorum.

Sizin de merakınız yoksa bile bu tarz aktiviteleri denemenizi ve özellikle de çocuklarınızı teşvik etmenizi öneririm. Çünkü denizin altında dünyayı, doğayı daha iyi anlayıp hayran kalacaklar, kendilerini bulacaklar, özgürlüğün ve sonsuz hafifliğin tadına varıp, doğayı çok sevecekler.

Umarım bu mavi müthiş dünyalar size de ilham vermiştir ve yazımdan keyif almışsınızdır.

Hepinizi deniz kızları ile, sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.