SON DAKİKA
SAĞLIK Çarşamba 09 Ekim 2024 02:02

DÜNYADA GIDA GÜVENLİĞİ VE BESLENMENİN DURUMU

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından TÜSİAD iş birliğiyle düzenlenen "2024 Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu" (SOFI 2024) raporunun tanıtım etkinliği İstanbul'da gerçekleştirildi. FAO'yla birlikte IFAD, UNICEF, WFP ve WHO'nun da katkılarıyla hazırlanan raporun TÜSİAD Konferans Salonu'nda düzenlenen tanıtım etkinliğinde, küresel gıda güvenliği, sürdürülebilir kalkınma ve tarım-gıda sistemlerinin finansmanı konularında önemli mesajlar verildi.

Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu

Açılış konuşmalarında FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, “FAO olarak kırsal kalkınma ve gıda güvenliğini sağlama çabalarımız devam ediyor. SOFI 2024 raporunun bulguları, sürdürülebilir gıda sistemleri için dönüştürücü finansman mekanizmalarının gerekliliğine işaret ediyor,” dedi. Selışık, ayrıca küresel gıda sisteminde adil ve eşit bir dönüşüm sağlanmadan, açlığı ve yetersiz beslenmeyi sona erdirmenin mümkün olmadığını ve SOFI2024 raporunun, atılması gereken doğru adımlar için önemli bir yol haritası sunduğunu vurguladı. 

IFAD Türkiye Ülke Direktörü Liam F. Chicca, yaptığı konuşmada, “Gıda güvenliğinin sağlanmasında sadece kamu yatırımlarının değil, özel sektörün de aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı. Chicca, “Küresel gıda güvenliğini sağlama çabalarımızda sürdürülebilir başarı elde etmek için kamu-özel sektör iş birliği hayati önem taşıyor. Özel sektörün sermaye, istihdam, teknoloji ve pazarlara erişim konularındaki katkıları, gıda sistemlerimizi güçlendirecek kritik faktörlerdir” dedi. Chicca, ayrıca gıdaya erişim konusunda özellikle kırılgan toplulukların karşılaştığı zorluklara da dikkat çekti.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım, Gıda ve Hizmetler Yuvarlak Masası Başkanı İzzet Özilhan konuşmasında şu ifadelere yer verdi: 

“Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu raporu gıda arz güvenliği ve beslenmeye yönelik yatırımların artırılması gerektiğini vurguluyor. İş dünyasının bu noktada önemli bir rol oynadığına inanıyoruz. Kaynaklarımızı ve uzmanlığımızı kullanarak sadece gıda güvensizliğini ve güvencesizliğini ele almakla kalmayıp aynı zamanda ekonomik büyüme ve istikrarı da teşvik eden çözümlere katkıda bulunabiliriz.”  

FAO Gıda Güvenliği Uzmanı Keigo Obara ise raporun önemli bulgularını paylaştığı sunumunda, dünya genelinde yaklaşık 757 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini ve bu sayının dünya nüfusunun %10’una tekabül ettiğini belirtti. Obara, “2030 yılına kadar açlığı sona erdirme hedefimize ulaşmak için acil önlemler almamız gerekiyor. Raporun ortaya koyduğu veriler, küresel çapta daha etkin ve sürdürülebilir politikalar geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor,” diyerek, iklim değişikliği ve ekonomik krizlerin tarımsal üretim üzerindeki etkilerine değindi.

Beslenme Uzmanı Dilara Koçak, konuşmasında gıda güvenliği ile sağlık arasındaki derin ilişkiye dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: 

"Hava hasta, toprak hasta, su hasta... Bunlar hastayken bizim sağlıktan bahsetmemiz mümkün değil. İklim krizi aslında bir sağlık krizi demektir. Gıdaya erişimin sorunlu olduğu yerlerde, kadınlar ve kız çocukları erkeklere göre daha az besleniyor. Yani beslenme, yalnızca sağlıkla ilgili değil, aynı zamanda kadın-erkek eşitliği için de kritik bir etki yaratıyor."

Panelde, UNICEF, Denizbank ve Türkiye Gıda ve İçecek Dernekleri Federasyonu temsilcileri, gıda güvenliğinin sağlanması için kamu ve özel sektörün daha fazla iş birliği yapması gerektiğini vurguladı. Katılımcılar, yenilikçi finansman çözümleri ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının, iklim değişikliği ve ekonomik krizlerin etkilerini hafifletmede kilit rol oynayacağını belirttiler. Toplantı boyunca, gıda sistemlerinin dönüştürülmesi için bütün paydaşların ortak hareket etmelerine duyulan ihtiyacın altı çizildi. 

Etkinlik, katılımcıların 2 numaralı Sürdürülebilir Kalkınma Amacı olan “Açlığa Son” amacına ulaşmak amacıyla daha güçlü adımlar atılmasının gerektiğine dair ortak bir çağrı yapmasıyla sona erdi. FAO, tüm paydaşların kimseyi geride bırakmadan kapsayıcı, eşitlikçi ve sürdürülebilir tarım-gıda sistemlerine yatırım yapmaları gerektiğini belirterek, bu hedefe ulaşmak için çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceğini vurguladı.