SON DAKİKA
Turizm Pazar 31 Ağustos 2025 06:50

DÜNYA ÜLKELERİNDEKİ DÜĞÜN GELENEKLERİ

Bu yazımda size dünyanın değişik ülkelerindeki kısmen gördüğüm ve yaşadığım düğün geleneklerinden bahsetmek istiyorum. Her ülkenin kendi folklorik özelliklerini barındıran çok farklı düğün kutlama gelenekleri var. Umarım bu yazımdan da büyük keyif alırsınız

Dünya ülkelerindeki düğün gelenekleri

Deniz DİKMEN

Biliyorsunuz ben dünyanın birçok ülkesini gezip sizinle bu sayfada paylaşıyorum. Bazen tarihi, turistik özelliklerini bazen de folklorik özelliklerini anlatıyorum. Bu hafta Londra’da Hampton Court Sarayı’nda çok özel bir düğün törenindeyim. Hava evlenecek çifte iltimas geçmiş. Muhteşem güzel bir yaz havası var. Karşımızda Hampton Court Sarayı’nın olağanüstü güzellikteki rengarenk çiçeklerle süslenmiş saray bahçesi, masmavi bir gökyüzü ve minicik beyaz bulutlar. Oysa daha dün Londra’da hava kapalıydı ve yağmur yağıyordu.

Bu yazımda size dünyanın değişik ülkelerindeki kısmen gördüğüm ve yaşadığım düğün geleneklerinden bahsetmek istiyorum. Her ülkenin kendi folklorik özelliklerini barındıran çok farklı düğün kutlama gelenekleri var.

Umarım bu yazımdan da büyük keyif alırsınız.

Bildiğiniz üzere bizde de bazen yöreden yöreye değişen adetler olur. Kına gecesi yapılır, damattan gelini göstermek için yüz görümlülüğü istenir, düğünde çiftin üstüne pirinç taneleri atılır ve bu pirinçlerin çifte bereket getireceğine inanılır. Çeyiz hazırlanır ve çeyiz kırmızı kurdelelerle süslenip bazı yörelerde törenle çiftin oturacağı eve götürülür. Çiftin oturacağı eve hanenin aydınlık olması için bir ayna, bereketi için tuz ve ekmek bırakılır. Erkeklere damat traşı yapılır. Köylerde gelin eskiden atın üstünde düğüne giderdi ve tüm köy halkına büyük tencerelerde etler, tavuklar, pilavlar pişirilip ikram edilirdi. Anadolu’da yüzyıllardır alışagelmiş onca çok renkli düğün geleneklerimiz vardı.

Gelin bir de dünyada düğün kutlamaları nasıl yapılıyor ona bir bakalım.

dugun-5

Örneğin Almanya’da ‘Polterabend’ kutlanır. ‘Polterabend’ düğünden bir gün önce kutlanır ve gelenek olarak porselen kırılır ve gürültü yapılır. Bu şekilde kötü ruhların kovulduğuna inanılır ve gecenin sonunda damat adayı ve gelin adayı tüm bu kırıkları temizler. Bu şekilde ömür boyu karşılarına çıkacak zorlukları birlikte göğüsleyebileceklerine inanılır. 

Guatemala’da ise, damadın annesi beyaz porselen bir çan kırar. Bu adet yeni çiftin evine bereketin gelmesi için yapılır.

Filipinler de mutlaka düğün töreninde beyaz güvercinler uçurulur zira onların haneye huzur ve armoni getireceğine inanılır.

dugun-4

Farklı ülkeler farklı gelinler

Norveç’te gelinlerin başına minik altın veya gümüş renginde tiaralar yani taçlar takılır. Taçların üstünde küçük süsler, ziller olabilir. Gelin hareket ettikçe bu süsler, ziller birbirine çarparak ses çıkartır ve bu seslerin gelini kötü ruhlardan koruduğuna inanılır. Ayrıca, Norveç düğünlerinde mutlaka Kransekake yani uzun huni biçiminde bir kek ikram edilir. Bu kekin dışı beyaz bademlerle süslüdür ve içinde de bir şişe şarap bulunur.

Meksika’ya ise gittiğinizde düğünde gelin ile damadı bir ip ile (lasso) sekiz rakamı şeklinde birbirine bağladıklarını görürsünüz. Bu hem hanede çiftiğin bağlılığını sembolize etmek içindir hem de sekiz rakamı aynı parmağımıza taktığımız yüzükler gibi sonsuzluğun simgesidir ve bu birlikteliğin sonsuza dek sürmesi için yapılır.

Ermenistan’da damatın annesi çifti evlerinde mutlu bir yaşam için beyaz bir çanak kırar ve bal ikram eder. Çift kaşık kaşık bal yer. Hanelerinde tatlı günlerin yaşanması için bu adet yapılır. Ülkemizde de bazı yörelerde bal yerken “ağzımızın tadı bal gibi olsun” diyerek başlanır yemeğe. 

Aynı zamanda omuzlarına birer lavaş ekmek konulur. Çift, bu ekmeği dengede tutmaya çalışır. Bu gelenekte hane de uyumun ve huzurun olması içindir.

Fransa’da ise beyaz bir çarşaf gerilir ve içine makasla kocaman bir kalp kesilir. Çift bu çarşaftaki kalbin içinden geçer. Eskiden bazı Fransız köylerinden gelin evden çıktığında ona köyün çocukları eşlik edermiş ve yürüdüğü yola beyaz kurdeleler atarmış. Gelin onların üstünden geçermiş. Bu ritüel gelinin evlilik yolunda tüm zorlukları rahatlıkla aşması için yapılırmış.

Brezilya’ya bir düğüne gittiğinizde ise, kum, su veya ateş gibi doğal elementlerin birbirine karıştırıldığına tanık olursunuz. Bizim gittiğimiz bir düğünde örneğin, iki farklı kumsaldan getirilen kum tanelerini iki ayrı şişede törene getirmişlerdi. Nikah esnasında bu iki şişedeki kum taneleri daha büyük çok şık bir kavanozun içine döküldüğünü ve birbirine karıştırıldığına tanık olmuştuk .

Nikah memuru törenin sonunda nasıl bu kum tanelerini artık birbirinden ayrılamazsa siz de bir ömür boyu birbirinizden hiç ayrılmayın demişti ve beni çok duygulandırmıştı. Bu tarz törenler Brezilya’da aile birliğini ve gücünü temsil eder.

dugun-2

Hint düğünleri

Çek Cumhuriyeti’nde düğün öncesi evlenecek çiftin düğün yatağına küçük bir bebek yatırılır. Bu gelenek doğurganlığı ve bereketi simgeler. Genç çiftin en yakın zamanda bebek sahibi olması için yapılır. Düğün töreni esnasında çiftin üstüne pirinç, bezelye ve mercimek taneleri atılır. Bu da hanenin daima bolluk içinde olması içindir.

Nijerya gibi ülkelerde düğün merasiminde yerel kola fındığı olarak bilinen fındıklar kırılır. Fındık ne kadar çok parçaya ayrılırsa gelin ve damat ama aynı zamanda gelen misafirlerin hanesine o kadar çok bereket gelir. 

Rusya’da düğün töreninde yeni evlenen çifte ‘karavay’ adını verdikleri üstü buğday ile süslü tatlı bir ekmek ikram edilir. Ekmeğin içinde de yüzükler gizlenmiştir. Yüzükler sadakatin, ekmek ve buğday taneleri ise bolluğun simgesidir.

Hint düğünleri bildiğiniz üzere çok renkli, çok hareketlidir. Hindistan’daki düğünlerde gelinin annesi, kuzenleri damadın ayakkabılarını çalarlar ve ona ayakkabılarını geri vermeleri için pazarlık yaparlar. Sonunda damat ayakkabılarına kavuşması için bir yüz görümlülük gözden çıkarmak zorunda kalır.

Hindistan’da ayrıca düğünden bir gün önce, gelin kız arkadaşları ve ailesi ile bir araya gelerek bir ‘mehndi’ partisi yapılır. Bu parti bir çeşit kına gecesi tadındadır ve gelinin vücudu kına ile süslenir.

Afrika’da Nijer’e gittiğinizde düğünün açılışında harika bir deve dansına denk gelirsiniz. Deveyi rengarenk püsküllerle, boncuklarla, küçük aynalarla, gümüş ince zincirlerle süslerler ve devenin dansını izlemek ve eşlik etmek için tüm misafirler devenin etrafında toplanır müthiş bir eğlence ve dans başlar.

Fiji adalarında ise, bir beyefendi müstakbel kayınpederinden kız istemeye gittiğinde mutlaka bir balinanın dişini hediye olarak götürmek durumundadır. Zira bu hediye onun ciddiyetini ve gelinin ailesine olan saygısını gösterir.

Kuba’da gelinle dans etmek isteyen herkesin geline para takması gerekir. Bu para çiftin düğün masraflarını daha rahat karşılayabilmesi içindir.

dugun-3

Eşkinazi düğünleri

İsrail’deki Eşkinazi düğünlerinde ise, damat arkadaşları ve ailesi ile dans ederek gelinin ve ailesinin beklediği odaya gelirler. Genellikle gelinin bir yanında annesi bir diğer yanında kayınvalidesi damadı bekliyordur. Damat gelinin yüzünü kapatan duvağını açar ve bu merasime ‘bedeken’ denir ve ardından çift ve aileler için bereket duaları edilir.

İngiltere’de mirtil veya murt ağacının dalları mutlaka gelin çiçeğinde yer alır. Hatta bu dallardan nedimelere de takdim edilir. Nedimeler bu dalları daha sonra ektiklerinde ve ağaç filizlendiğinde bir sonraki gelin bu nedimenin olacağı rivayet edilir. Bu bitki aşkı, doğurganlığı ve umudu temsil eder ve hikayesi antik döneme kadar uzanır. Antik çağlarda mirtil bitkisi Aşk Tanrısı Afrodit’e adanmış olan bir bitkiydi ve o dönemde de düğün merasimlerinde kullanılırdı.

1840’lı yıllarda İngiltere’de Kraliçe Viktorya’nın kendi düğününde bu bitkiyi kullanmasıyla popüler oldu. Hatta kendisi bu bitkiyi daha sonraki yıllarda ve nesilllerde kullanılmak üzere kraliyet bahçesinde yetiştirmeye başladı.

İngiltere Kraliyet Ailesinin günümüzdeki düğün merasimlerinde prenseslerin gelin buketlerinde bu bitkinin kullanıldığını görebilirsiniz.

dugun-1

Bu antik bitkinin kullanılması aynı zamanda kraliyet ailesinin ne kadar köklü ve geleneklerine bağlı olduğunu da gösterir.

Galler’de ise çok eski bir geleneğe dayanarak damat geline ahşaptan yapılmış bir kaşık hediye eder. Kaşığın üstünde bir anahtar (kalbinin anahtarı) ve boncuklar yer alır. Boncukların sayısı bu evlilikten olmasını istediği çocuk sayısını anlatır.

Bunun gibi daha nice birbirine benzeyen veya çokta ayrışan gelenekleri sayabilirim. Hepsinin niyet ettiği ve işaret ettiği elbette aynı şeyler. Ailenin mutluluğu, huzuru, birliği, sadakati, bereketi ve neslin devamı.

Benim unutamadıklarım arasında Avustralya’da Cairns’de yağmur ormanlarında gelin ve damadın gelin odasıydı. İki hafif yosun tutmuş kaya parçasının arasına birkaç çalı atıp küçük bir yuva hazırlanmıştı ve yeni evlenen çift tamamen doğanın kucağında ilk gecelerini geçireceklerdi.

Buna benzer şekilde Mısır’ın taş çöllerindeki bir Bedevi kabileyi ziyaret etmiştik. Burada da evlilik töreninden sonra genç çiftin tek başına ve yanında hiç birşey olmadan taş çölün derinliklerinde kaybolduğunu ve bir hafta sonra kabileye geri geldiklerini anlatmışlardı.

16’ıncı yüzyıla ait Kral Henry VIII ve Tudor Hanedanı’nın sarayı olan Hampton Court Sarayı’nın bahçesinde Thames Nehiri kıyısında bu güzel ve çok anlamlı günün tadını çıkarıyorum, muhteşem ambiyansı, tatlı müziği ve güzellergüzeli genç çifti, tatlı dostlarını ve ailelerini izliyorum. Umarım çok mutlu olursunuz ve bu hayatta ayağınıza taş değmez. Her zaman yüreğiniz beraber çarpar ve muhteşem bir aile çatısı altında güzel bir aile olursunuz. Bu temennim tüm evlenenler için. İşte bu duygular içinde size bu satırları yazmaya karar verdim. 

Şu anda düğün mevsiminde olduğumuz için bu dileklerim yeni bir yuva kuran tüm genç çiftlere ve ailelerine gelsin.

ABONE OL