SON DAKİKA
GÜNDEM Cuma 19 Mart 2021 02:48

DOLARA FAİZ DARBESİ

TCMB, beklentilerin dışında politika faizini yüzde 17'den yüzde 19'a yükseltti. Böylece banka enflasyona set çekti ve kurda kırılganlığı önledi. Türk Lirası'nı diğer ülke para birimlerine karşı güçlendiren Merkez hamlesiyle dolar/TL kuru yüzde 2 değer kaybederek 7,33'ün altına geriledi.

Dolara faiz darbesi

Sedat YILMAZ

Naci Ağbal başkanlığındaki Merkez Bankası (TCMB),  Mart ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında piyasa beklentilerinin dışında politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 17’den yüzde 19’a yükseltti. Banka şaşırtan hamlesiyle artması beklenen enflasyona set çekerken Türk Lirası’nın diğer ülke para birimleri karşısındaki cazibesini artırdı.

En fazla 100 baz puan faiz artışının beklendiği Merkez Bankası (TCMB) PPK toplantısından 200 baz puan faiz artışı çıkması, piyasaları şaşırtırken Türk Lirası ve TL varlıkları yeniden cazip hale geldi. Piyasa dostu para politikalarına devam eden TCMB, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki riskler dikkate alınarak önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verildiğini bildirdi.

Merkez Bankası, kalıcı ve sürdürülebilir fiyat istikrarı, enflasyonda yüzde 5’lik hedef ve dezenflasyona uyumlu şartlara ulaşılıncaya kadar ilave tedbirler de dahil ihtiyaç duyulan para politikalarının kararlılıkla sürdürüleceğini kaydetti.

Analiz gazetesi de, 16 Mart 2021 sayısında “Enflasyonu kıracak politikalar devrede” başlığıyla birinci sayfada manşete taşıdığı yorumunda piyasaların 100 baz puanlık faiz artışına karşılık Merkez Bankası’nın (TCMB) 200 baz puan faiz artışı yapacağını yazmıştı. Değerlendirmede, “… TCMB’nin faiz artışını ihmal etmeyeceğini, artan ABD tahvil faizleri patikasına göre gelecekte küresel risk iştahında görülebilecek kötüleşme, emtia fiyatlarındaki güçlü artış ve yükselecek enflasyonla birlikte TL’deki zayıflama beklentilerine karşı ciddi bir faiz artışı yapabileceğini, faiz artışının 200 baz puana kadar çıkabileceğini…” dillendirmişti.

Merkez’den iç talep vurgusu

Merkez Bankası PPK, toplantıdan sonra yaptığı yazılı açıklamada, salgına bağlı kısıtlamaların hafifletilmesiyle hem dünyada hem Türkiye’de ekonomide faaliyetlerin güçlü bir seyir izlediği, yurt içinde salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güçlü seyreden iç talebin yanı sıra ithalat fiyatlarındaki artışların cari dengede olumsuzluklar oluşturduğu bildirildi.

İç talebin döviz kuru başta birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerindeki yükselişin, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilediği belirtilen TCMB PPK açıklamasında, söz konusu gelişmelerin enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde oluşturduğu yukarı yönlü riskleri dikkate alarak önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verildiği belirtildi.

2021 sonu tahmin hedefi dikkate alınarak enflasyondaki kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürüleceğinin dile getirildiği aynı açıklamada, “Kalıcı fiyat istikrarı ve yüzde 5 hedefine varıncaya kadar para politikası faizi ile gerçekleşen/beklenen enflasyon arasındaki denge, güçlü dezenflasyonist etkiyi koruyacak şekilde kararlılıkla sürdürülecektir. Sıkı para politikası duruşunun bu şekilde sürdürülmesinin fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmesinin yanında, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir. PPK toplantı özeti 5 iş günü içinde yayımlanacaktır” denildi.

Sıcak para akışı hızlanacak

Merkez Bankası toplantısını değerlendiren ekonomistler ise; pandemi ortamında gerçekleşen küresel genişleyici mali politikalar ve aşılama süreciyle yeni normale geçiş hazırlığı sebebiyle artan petrol ve emtia fiyatlarındaki artışların göz önüne alınarak yükselmesi muhtemel enflasyonla oluşacak belirsizlikler ve fiyat dalgalanmalarına karşı TCMB’nin piyasa beklentisi dışında 200 baz puanlık bir faiz artışı gerçekleştirdiğini ve son zamanda ABD tahvil faizlerinin yükselmesiyle uluslararası alanda değer kaybeden Türk Lirası’nın yeniden değerlenmesi ve sıcak para akışının hızlanması için söz konusu hamlesini yaptığını ifade ettiler.

 Piyasa analistleri, Merkez Bankası’nın attığı yüksek sıkılaştırma adımını son dönemde artan finansal piyasa oynaklığı ve bunun getirdiği ilave enflasyonist risklere karşı inisiyatif alma anlamında önemli bir hamle olarak gördüklerini söylediler. Analistler, “Yükselen petrol ve emtia fiyatlarını sebebiyle kur kaynaklı oluşabilecek lokal bazlı enflasyonist hareketlerin kontrol altına alınabilmesi konusu önemli. Banka bu ortamda önden yüklemeli ve güçlü bir hareketle risklerin farkında olduğunu göstermiş oldu” değerlendirmesini yaptılar. Analistler TCMB’nin söz konusu hamlesiyle TL’nin gelişen ülke para birimleri arasında daha iyi konumlanacağını ve sıcak para girişlerinin hızlanacağını belirttiler.

Merkez Bankası (TCMB) PPK toplantısında enflasyonun en önemli etkenlerinden biri olan ve son 3 aylık kredi büyümesinin yüzde 8’lere dayandığını ve geçen Kasım ayından bu yana kredide en hızlı büyümenin gerçekleştirdiğini ifade eden analistler, TCMB açıklamasındaki “Salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güçlü seyreden iç talebin yanı sıra ithalat fiyatlarındaki artışlar cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Diğer taraftan, finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte yavaşlayan kredi büyümesi son dönemde bir miktar yükseliş eğilimi sergilemiştir” ifadesinin bankanın 200 baz puanlık faiz artışında önemli bir etken olarak öne alınabileceğini dile getirdiler.

TCMB kredibilitesini artırıyor

Bankanın ekonomik aktivite ve fiyat hareketlerini iyi okuması ve sıkılaştırmada ilave tedbirleri her zaman yanında tutması sebebiyle “şahin” politikalarıyla yurt dışı ve yurt içi kredibiletisini artırdığının altını çizen ekonomistler, riskleri gören ve ona göre politika üreten TCMB’nin gelecek aylarda para politikalarıyla birlikte maliye politikalarını rahatlatacağına vurgu yaptılar.

TCMB’nin sadece enflasyonu düşürmede değil, enflasyona direkt etki eden kur hareketlerini de önlemek için TL’nin değerini artırmaya çalıştığını ve son hamlesiyle enflasyona göre yüzde 3’lere yükselen reel faizin, beklenti enflasyonuna göre yüzde 8’e dayandığını bu durumun da TL’yi değer para birimlerine göre öne çıkardığını ve bu durumun portföy yatırımlarının artması konusunda yabancı sermayeyi iştahlı hale getirdiğini dile getirdiler.

Ekonomistler  henüz istenildiği şekilde harekete geçmeyen ters dolarizasyonun da yakın gelecekte yani son çeyreğe doğru görülebileceğini ve dolar/TL’deki ivmenin ilerleyen aylarda yeniden 6 liralı haneleri görebileceğine dair alt yapının oluşturulduğuna dikkat çektiler.

Merkez Bankası’nın artık piyasa beklentilerinin önüne geçerek politika üretmeye başladığını ve piyasaların bankayı yakın takibe aldığını dile getiren ekonomistler, gelecek toplantılarda da TCMB’nin kalıcı dezenflasyon ve enflasyonda yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar şaşırtmaya devam edeceğini, enflasyondaki harekete göre bankanın bir dahaki toplantılarda daha agresif bir yaklaşım gösterebileceğini ifade ettiler.

İnisiyatif alma hamlesi

Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan da, diğer analistlere paralel TCMB’nin küresel ve yurt içi risklerin farkına vardığını ve şahin duruşunu bozmadan, inisiyatif alarak yoluna devam ettiğini söyledi. Bankanın, enflasyonu frenlemeye ve en kısa zamanda kalıcı dezenflasyon dönemine geçme noktasında kararlılığını her geçen gün artırdığını ifade eden Erkan, söz konusu durumun Türk Lirası’nı da muadili para birimleri yanında iyi bir yerde konumlandırdığı, carry trade işlemlerinin de desteğiyle sıcak para girişlerinin hızlanmasının muhtemel olduğunu belirtti.

TCMB’nin piyasayı şaşırtan hamlesini de değerlendiren Erkan, “Beklentilerin ötesinde şahin bir aksiyon alan Merkez Bankası, TRY stabilitesinin tesis edilmesi ve enflasyonist baskıların absorbe edilmesi anlamında güçlü ve önden yüklemeli bir politika uygulaması gerçekleştirmiş oldu” dedi.

TCMB’nin son 2 ayda beklemeyi tercih etmesininin akabinde özellikle küresel bazda ABD 10 yıllık tahvillerdeki faiz oranlarının artışına karşı bu hamlenin önemli olduğuna değinen Erkan, “ABD’teki tahvil hareketi TL’nin stabilitesini bozmuş ve yerel para biriminde değer kaybı baskının yeniden aktif hale gelmesine neden olmuştu. Banka bu ortamda, ‘önden yüklemeli ve güçlü’ bir adım atarak risklerin farkında olduğunu göstermiş oldu” diye konuştu.

Enflasyon düşse bile yüzde 5’lik hedef doğrultusunda bankanın sıkı para politikasını devam ettireceğine vurgu yapan Erkan, TCMB’nin faiz indirme veya şahin politikalarını esnetme konusunda 3’üncü çeyreğin sonunu bekleyeceğini düşündüklerini dile getirdi.