Dolar $
32.22
%-0.21 -0.06
Euro €
35.13
%0.45 0.15
Sterlin £
41
%0.53 0.21
Çeyrek Altın
4043.78
%1.51 59.53
SON DAKİKA
ANALİZ Pazartesi 03 Haziran 2019 02:45

ENFLASYONU TETİKLEYEN ETKENLER

Gıda üretimi giderek ithalata kayıyor. Kurun yükselmesiyle ithal gıda fiyatları da ister istemez yükseliyor. Küresel ve iç mes'eleler sebebiyle yükselen kur, ithalatı pahalı hale getiriyor. İthalatın pahalı hale gelmesiyle enflasyon yükseliyor. Enflasyonun artmasıyla faizler de yükseliyor. Tabi hal yasası, lisanslı depoculuk gibi yapısal düzensizlikler, üretimdeki zafiyetler, denetimlerdeki zayıflık ve yerli ürünler bollaşsa da ürünlerin fiyatlarını düşürmemek için yapılan ticari oyunlar enflasyonun yükselmesine katkı veriyor.

Enflasyonu tetikleyen etkenler
Gıda üretimi giderek ithalata kayıyor. Kurun yükselmesiyle ithal gıda fiyatları da ister istemez yük

Sedat YILMAZ

Türkiye’de enflasyonu doğuran başlıca faktör kur. Döviz kuru yükseldikçe enflasyon da o nispette artıyor. İthalat temelli cari açık dediğimiz döviz açığı arttıkça da finansman ihtiyacı kaynaklı kurun yükselmesiyle enflasyon yukarı yönlü hareket ediyor.

Türkiye’nin 35 milyar dolarlık bir enerji faturası var. Ardından 20 milyar doların üzerinde de otomotiv ithalatı… Elektronik eşya, giyim, kozmetik ve gıda ithalatı derken geçen yıl 223 milyar dolarlık mal ithalatı gerçekleştirdik. Gıdada ise kuru soğan, domates konservesi, buğday, arpa, mısır, pirinç ve bakliyat gibi birçok ürün de ithal ediliyor.

Tabi enflasyonda sorun yerli ürünlerle alakalı değil. Yerli ürünler çoğaldıkça enflasyonda kısmi düşüşler gözleniyor. Sorun tarım politikaları... Gıda üretimi giderek ithalata kayıyor. Kurun yükselmesiyle ithal gıda fiyatları da ister istemez yükseliyor.

Gıda enflasyonun sebebi yüksek maliyetler

Enflasyonu artıran gıda fiyatları dedik ya, Türkiye’de tarım, mazot, elektrik, gübre, zirai ilaç, yem olarak kullanılan yağlı tohumlar ve mısır gibi ürünlerde dışa bağımlılık, çiftçi üretiminde maliyetleri yükseltiyor. Bu da enflasyonun aşağı gelmesini önlüyor. Genel tanımla enflasyonu doğuran; arzın talebi karşılayamaması ama, bizde enflasyonu düşürmek için yapılan gıda ithalatı enflasyonu aşağı çekmeye yetmiyor.

Gerek küresel ve gerekse iç mes’eleler sebebiyle yükselen kur, ithalatı pahalı hale getiriyor. İthalatın pahalı hale gelmesiyle enflasyon yükseliyor. Enflasyonun artmasıyla faizler de yükselince hayat iyice pahalanıyor. Tabi hal yasası, lisanslı depoculuk gibi yapısal düzensizlikler, üretimdeki zafiyetler, denetimlerdeki zayıflık, yerli ürünler bollaşsa da ürünlerin fiyatlarını düşürmemek için yapılan ticari oyunlar enflasyonun yükselmesine katkı veriyor.

Yapısal sorunlar fiyatları dalgalandırıyor

Yıllardır enflasyonu sırtında taşıyan tarımdaki sorunlar özetlenirse genelde şöyle sonuçlar ortaya çıkıyor…

Birincisi sulama altyapısının tamamlanmamış olması. 8,5 milyon hektarlık sulanabilir alanın 2,15 milyon hektarı sulanamıyor. Bu nedenle yağlı tohumlar üretim açığı veriyor ve ithal ediliyor. Sulama tamamlanamadığı için 8 milyon hektar nadasa bırakılıyor.

İkincisi tarım arazileri çok parselli. Türkiye'de ortalama tarım arazisi büyüklüğü 61 dekar iken Almanya'da 457, Amerika'da 1817, İngiltere'de 538, Fransa'da 521 dekar. Üstelik bu 61 dekar da 10 parçaya ayrılıyor. Bu nedenle üretim verimli olmuyor ve parseller ekilmemeye başlanıyor.

Üçüncüsü ekonomik anlamda örgütlenme yok. Kooperatifler olmadığı için çiftçi üretimini planlayamıyor ve ürününü düzgün bir biçimde pazarlayamıyor. Dolayısıyla fiyatlar istikrar kazanmıyor.

İfade ettiğimiz gibi ithalata bağımlı bir ülkeyiz. Mazotu dışarıdan almak zorundayız. Mazotta yüzde 45 civarı vergi var. Elektrik için doğalgaz ve kömür ithal ediyoruz. Gübrenin hammaddesi dışarıdan geliyor. Yağlı tohumları dışarıdan alıyoruz. Raylı ulaşım olmadığı için ulaşım maliyetleri yüksek. Bu yapısal sorunlar çözülmeden fiyatlarda dalgalanma devam eder, diye düşünüyoruz.

Kur geçişgenliklerinin önünü alamadık

Türkiye’de Yeni Ekonomi Programı (YEP)  çerçevesinde tasarrufa dayalı enflasyonu öncelleyen bir politika uygulanıyor. Bu bir yol olabilir ancak bahsettiğimiz şekilde kur yönlü bir genel kapsamlı bir politikanın enflasyonu düşürmede daha etkili olacağı kanaatimiz var.

2018 yılından bu yıla enflasyona yönelik kur geçişgenliklerine bakıldığında ifade etmek istediğimiz olaylar net olarak görülüyor. Yılbaşına 5,22 lira ile giren dolar, bu yılın beşinci ayının sonunda zirve olarak 6,20 liraları geçti. Yüzde 20,30 şeklinde gelen yıllık Aralık enflasyonu zaten kur kaynaklı olduğunu açıkça gösteriyor. Euro/TL’de o tarihte 6,12 lira seviyelerindeydi. Aralık ayının zam şampiyonu yüzde 36,82 ile patlıcan oldu. Onu yüzde 32,97 ile salatalık, yüzde 29,38 ile kabak izledi.

Enflasyon gıdanın baskısından kurtulamıyor

Gelecek ay doların 5,50 lira seviyelerinde direncini devam ettirmesi yine enflasyonun aşağı gelmemesine engel oldu. Enflasyonun düşmesini bırakın 2019 yılının ilk ayında enflasyon bir önceki ayı geçip yüzde 20,35 şeklinde oluştu. Zam şampiyonu bu ay yine gıdadan çıktı. Çarliston biberi yüzde 87,87 fiyat artışıyla Ocak ayının en çok artan ürünü olarak dikkat çekti. Fiyat artışında çarliston biberi, yüzde 80,94 ile patlıcan, yüzde 67,63 ile ıspanak takip etti.

Kurdaki yükseklik devam ederken Şubat ayı sürpriz yaparak yüzde 20’nin altına geldi ve yüzde 19,67 ile ileriye yönelik bir iyimserlik vermeye çalıştı. 31 Mart seçimlerinin ardından dolar kurunun birden 5,70’lere çıkması gözleri Mart enflasyonuna çevirdi. Enflasyon bu defa yüzde 20 olmadı ama yüzde 19,71 ile kurun enflasyon üzerinde ne kadar etkili olduğunu bir kez daha gösterdi. Zam şampiyonu yine gıdadan çıktı. Çarliston biberi yüzde 43,81 ile birinci sırayı alırken onu yüzde 36,04 ile sivri biber, yüzde 19,94 ile patlıcan ve yüzde 19,19 ile karnabahar izledi.

Döviz dalgalandıkça beklentiler yükseldi

Nisan ayı ise döviz için de fırtınalı bir dönemdi. Dolar 5,90’lar seviyesinde gitti geldi. Tabi merak edilen Nisan ayında enflasyon ne olacaktı. Olan beklenenden farklı olmadı. TÜFE aylık bazda yüzde 1,69 artarken yıllık enflasyon yüzde 19,50’ye indi ve Gıda Komitesi’nin enflasyon üzerindeki gücünün yüzde 0,2 kadar olduğunu ortaya koydu. Nisan’da da zam şampiyonu gıdadan çıktı. Limon yüzde 31,90 ile en fazla fiyatı artan ürün olurken onu yüzde 31,55 ile kuru soğan izledi.

31 Mart yerel seçimlerinin İstanbul ayağında belli olmaması, diğer iç ve dış riskler sebebiyle CDS’lerin 500’leri geçtiği, faizlerin yüzde 26’lara dayandığı Mayıs ayı enflasyonu bugün açıklanacak. Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya yılsonu enflasyon tahminini yılbaşında yüzde 14,6 olarak açıklamıştı. Çetinkaya Nisan ayının sonunda yılın ikinci enflasyon raporunu açıklarken enflasyonda yılbaşında belirlediği yüzde 14,6’lık orandan vazgeçmediğini açıkladı ve speküle edilen TCMB rezervlerindeki dalgalanmanın istisnai bir durum olmadığını belirtti. Ancak Merkez Bankası 16 Mayıs’ta yayımladığı beklenti anketinde bu defa dövizde yaşanan hareketliliğe ve ortada dolaşan spekülasyonlara dayanamadı ve ankette TÜFE beklentisini yüzde 16,23’ten yüzde 16,68’e, yılsonu dolar kurunu da 6,20’den 6,43 liraya yükseltti.

Yeri gelmişken Merkez Bankası’nın diğer revize ettiği verileri de sıralayayım…

24 ay sonrası TÜFE beklentisi aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 12,06 ve yüzde 12,34 olarak belirlendi. Yıl sonu dolar kuru beklentisi 6,2030 liradan 6,431 liraya yükseldi. Yılsonu cari açık beklentisi 17,6 milyar dolardan 14,7 milyar dolara, yılsonu büyüme beklentisi yüzde 0,6’dan 0,3’e geriledi. Mayıs ayı TÜFE beklentisi aynı anket döneminde yüzde 1,12 iken 1,48, 12 ay sonrası TÜFE beklentisi yüzde 15,38 iken yüzde 15,48 oldu.

Mayıs ayı enflasyonu nasıl çıkacak?

Mayıs ayı enflasyon rakamları bugün saat 10.00’da açıklanıyor. Dolar kuru 5,84 lira, euro kuru 6,55, iki yıllık gösterge tahvilin faizi de yüzde 24,97. Haydi size soruyorum, enflasyon Nisan ayından yüksek mi, yoksa daha düşük mü çıkacak?

Evet Mayıs ayı enflasyonu nasıl çıkacak? Öncü veriler İstanbul Ticaret Odası’ndan (İTO) geldi. Aylık bazda perakende fiyatlar yüzde 1,02, toptan fiyatlar ise yüzde 2,17 arttı. İTO 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksi 2019 Mayıs ayı itibarıyla yıllık ortalama yüzde 17,33, Toptan Eşya Fiyatları İndeksi ise yıllık ortalamada yüzde 22,77 artış kaydetti. İstanbul'da mayısta bir önceki aya göre perakende fiyatlar yüzde 1,02, toptan fiyatlar ise yüzde 2,17 yükseldi. İstanbul'da mayısta geçen yılın aynı ayına göre perakende fiyatlar yüzde 19,27, toptan fiyatlar yüzde 23,56 arttı.

Sektörel olarak yüzde 2,53 ile en fazla fiyatlanan kültür eğitim ve eğlence. Yani insanlar sanki kendilerini eğlenceye vermiş. Öyle ki Mayıs’ta sigara yüzde 22,2 ile fiyatı en fazla artan ürün. Sigarayı yüzde 21,56 ile tuzlu fıstık takip ediyor. Gıda yüzde 1,39 artış ile oldukça gerilerde. Konut harcamalarında da yüzde 0,19 ile azalış göstermiş. Sivri biberin fiyatı da yüzde 52,6 gerilemiş.   

İşin uzmanları enflasyon için ne diyor?

Ekonomistlerin Mayıs ayı enflasyon beklentilerinin ortalaması yüzde 19,10. Bilindiği gibi bir önceki Nisan ayında bu oran yüzde 19,50’ydi. AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi’ne katılan 17 ekonomist, “Nisan’da aylık enflasyon yüzde 1,69 olmuştu. Mayıs’ta TÜFE yüzde 1,28 olur. Ancak beklentimiz en düşük yüzde 0,72 ve en yüksek yüzde 1,90 aralığında” diyorlar.  

Merkez Bankası’nın uzun süre direndiği yüzde 14,6’lık yılsonu enflasyon oranına gelince, ekonomistler bu konuda daha farklı düşünüyor ve oranı yüzde 16,01 olarak veriyorlar. Hatta aynı ekonomistler hedef şaşmamak için yılsonu enflasyon beklentisini en düşük yüzde 14,50, en yüksek beklentiyi de yüzde 18’e bağlıyorlar.

Tabi tahmini sadece AA ekonomistleri yapmıyor. Diğer analistlerin yorumları da Mayıs ayı enflasyonunun yüzünü göstermesi açısından dikkat çekici.

Söz konusu analistler aylık medyan tahminlerinin ortalama yüzde 1,30 civarında olduğunu belirtiyorlar. 15 banka/kurum analistinin yıllık medyan tahmini bu ay için yüzde 19,11.  

Yılsonu en düşük beklenti yüzde 15,78

TÜFE'de aylık en yüksek ve en düşük artış beklentiler sırasıyla yüzde 1,90 ve yüzde 0,72 şeklinde oluşurken, yıllık tahminler aynı sıralama ile yüzde 19,83 ve yüzde 18,45 oldu. 2019 sonu TÜFE'de medyan tahmin yüzde 15,90 olurken, ortalama tahmin yüzde 15,78 olarak gerçekleşti.

Geçen ay yapılan anketlerde yıl sonu enflasyon tahminleri sırasıyla yüzde 16,15 ve yüzde 16,25 seviyesinde bulunuyordu. Nisan ayı TÜFE, aylık yüzde 2,30 artış beklenirken yüzde 1,69, yıllık bazda ise yüzde 20,20 yükseliş tahmin edilirken yüzde 19,50 olarak açıklanmıştı. Nisan ayı üretici fiyatları da aylık yüzde 2,98, yıllık yüzde 30,12 artış yönünde gerçekleşmişti.

6 banka/kurum ekonomistleri enflasyonla yetinmeyip kur üzerinde de tahminler yapmışlar. Yılsonu medyan tahmin 6,25, ortalama tahmin ise 6,28. Kur için en yüksek ve en düşük tahminler 6,51 ve 6,28 olarak gerçekleşti. Geçen ay düzenlenen ankette dolar/TL medyan tahmini 6,30, ortalama tahmin ise 6,2757 olmuştu.

Bazı anketörler de fazla sallıyor

Mayıs ayının başında yılsonu enflasyonu için bir anket çalışması yapılmış. Yapan da Reuters… Nisan ayı enflasyonuyla, yılsonu enflasyonunu belirlemek için yola çıkmış. Gitmiş bizim bankalara ve aracı kurumlara sormuş. Ankete giren 12 kurum. Anketin dayandığı nokta tüketici fiyatlarının yani manşet enflasyonun gıda ve tütün fiyatlarındaki yükseliş öncülüğünde yüzde 2,4 artacağı, Mart ayında yüzde 19,71 çıkan tüketici enflasyonunun yüzde 20,33 olacağı yönünde.

Olur mu kardeşim! Tabi Reuters Nisan ayı enflasyonunda şişti. Yüzde 2,4’lük aylık beklentisi yüzde 1,69 olarak gerçekleşti. Yüzde 20,33 beklediği yıllık enflasyon ise yüzde 19,50 oldu. Tabi limonun yüzde 31,90’lık artışıyla kuru soğanın yüzde 31,55’lik artışını hesap edersen gerçeği tahmin etmen biraz zor olur.

Reuters bir de Merkez Bankası’nın Nisan ayı sonundaki enflasyon raporuna takılmış… 2019 yılı sonunda enflasyonun yüzde 14,6 olacağının açıklandığı raporu eleştirmiş ve piyasaların söz konusu beklentiyi çoktan aştığını ifade etmiş. Sonra işi tatlıya bağlamaya çalışmış ve “Ekonomistlerin yılsonu enflasyon tahminleri medyanı (ortalama) yüzde 16,1 ile yüzde 15,9 seviyesindeki YEP tahminlerine paralel” deyivermiş…


ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR