DİVAN'DAN GEZEGENİN GELECEĞİ İÇİN BİRLİKTE DÖNÜŞÜM ÇAĞRISI
"Sadece En İyi" prensibini rehber edinerek, sürdürülebilir bir gelecek için çalışmalarına aralıksız devam eden Divan Grubu, insanın ve doğanın ihtiyaçlarını karşılıklı olarak saygı ile ele aldığı "4 Mevsim Divan" projesi kapsamında gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak hedefiyle önemli bir yolculuk başlattı ve "birlikte dönüşüm" hareketiyle bir çalıştay düzenledi. Etki Çemberleri Vakfı iş birliği ile düzenlenen çalıştaya, sektör temsilcileri, şirket liderleri, sürdürülebilirlik alanında çalışan dernek ve vakıf temsilcileri katıldı. Çalıştay kapsamında düzenlenen "Gelecek İçin Divan'dayız" panelinde sürdürülebilirlik bütünsel, kapsayıcı bir yaklaşımla ele alındı.
Otelcilik, gurme ürünler ve yeme-içme sektörlerinin öncü şirketlerinden Divan Grubu, tüm süreçlerini sürdürülebilirlik odağında dönüştürmeye aralıksız devam ediyor. Grup, bir doğaya saygı projesi olan “4 Mevsim Divan” kapsamında Divan İstanbul Otel’de bir çalıştay düzenledi. Etki Çemberleri Vakfı iş birliği ile düzenlenen çalıştayda, yerellik ve yerindelik, fonksiyonellik, kaynaklara saygı, insana ve ekolojiye aynı anda odaklı, mevsim gibi doğanın geçişlerini gözeten, multidisipliner bir tasarım için ortak hareket ve birlikte dönüşüm gerekliliği ve yöntemleri ele alındı.
Çalıştayın açılış konuşmalarını Divan Grubu İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Özgür Şahin ile Divan Grubu Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Gönül Gültekin gerçekleştirdi.
Açılış konuşmasında Divan Grubu’nun sürdürülebilirlik yolculuğundan bahseden Divan Grubu İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Özgür Şahin şöyle konuştu:” Divan Grubu olarak 1956 yılından bu yana yiyecek içecek ve konaklama sektöründe işimizi kurumsallık ve kalite boyutlarında en iyi yapan öncü bir markayız. 3 bini aşkın çalışanımız ve her yıl ağırladığımız 5 milyon misafirimizle sektörümüzde öncü konumumuzu arttırarak sürdürüyoruz. Gezegenimize karşı sorumluluğumuzla sürdürülebilirlik alanında fark yaratan ve ilham veren bir şirket olarak yepyeni bir yolculuğa başladık. ‘Her paydaşa saygı’ felsefesi, geleceği güzelleştirme hedefimizle sürdürülebilir bir dünyaya ulaşmak için çıktığımız yolculukta; yerel ve küresel düzeydeki sorumluluklarımızın bilinciyle hareket ediyoruz. Bu yolculuk kapsamında sektörümüzde öncü bir adım atarak birinci sürdürülebilirlik raporumuzu yayımladık. Bugün de burada karşılıklı fikir alışverişinde bulunduğumuz böylesi önemli bir çalıştayda bizimle birlikte olduğunuz ve bu yolcukta bize sağladığınız katkılardan dolayı teşekkür ederiz.”
Çalıştayda Divan Grubu Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Gönül Gültekin yaptığı konuşmada “Divan Grubu olarak gezegenimizin geleceğine aktif olarak katkı sunmak ve tüm insanlığın daha umutlu bir geleceğe bakmasını sağlamak için sürekli kendimizi geliştiriyoruz. Bu perspektifte uzmanlık alanımız olan gastronomide sürdürülebilirliği sahiplendik ve bir gıdaya saygı projesi olan 4 Mevsim Divan projemizi hayata geçirdik. Projemizi sürdürülebilir bir yaklaşımla Divan restoranlarının işleyişine entegre ediyoruz. Mevsim döngülerine ve yerel ürünlere bağlı kalarak hazırladığımız menülerimizle doğaya uyumlu bir yaklaşım benimsiyoruz. Orijinal reçeteleri mevsimsel ve yerel-coğrafi işaretli ürünler ile harmanlıyoruz. Bu projemizle Divan’ın köklerinden gelen değerleri sürdürülebilir bir gelecek ile birleştiriyoruz. Biyoçeşitlilik, gıda hijyeni ve güvenliği, gıda mirası, gelenekler ve sıfır atık prensibi gibi önemli ilkelere bağlı kalarak her tabakta yerel üreticilerin emeği ve topraktan sofraya uzanan özenli bir yolculuğu misafirlerimizle buluşturuyoruz. Bu projemizden hareketle etki alanımızı genişleterek ve geleceği dönüştürmeye niyetli herkesi davet ederek, daha iyi bir gelecek için her alanda iş birliği yapmayı ve en iyiye ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Etki Çemberleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Aylin Gezgüç, “Ülkemizin serveti olan tüm üretilmiş malzemeler sistem içinde kalabilse, öncelikle atık olmaz, ikincisi bu kadar enerji ihtiyacı olmaz, üçüncüsü yeni Ar-Ge ve iş birliği alanları ile yeni yatırım olasılıkları doğar, en önemlisi de dünyayı afetlere itmeyiz. Amacımız, endüstriyel ekoloji ve ekolojik vatandaşlığı harekete geçiren örnekler üretmek ve çoğaltmak. Sizlerden etki odaklı etkinliklerde bize ev sahipliği yapmanızı, manifesto hazırlığı için iş birlikleri ve ortak taahhütler oluşturana ve bunların gerçekleştiğine tanıklık edene kadar bizlerle yol almanızı diliyoruz”.
Gazeteci, Yazar ve Etki Çemberleri Danışma Kurulu üyesi Elif Ergu, eş zamanlı olarak devam eden Davos toplantılarına ve Oxfam’ın yeni yayınlanan raporuna atıfta bulunarak, sosyal ve çevresel kaynakların sermayeleşerek giderek tekil ellerde toplandığını, 5 en zengin erkeğin son 3 yılda servetini %115 artırdığını ve 5 milyar insanın gelirinin düştüğünü, oysa bu sermayenin birikiminde doğadan orantısız kullanımı sonucu ortaya çıkan afetlerin tüm Dünya’ya etki ettiğini kaydetti. Sorumluluk dengesinin farklılaşması gerektiğine dikkat çeken Ergu, “Bizler çoğunluğu oluşturuyoruz ve etki yaratma gücümüz var” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından masa çalışmalarına geçmeden önce sürdürülebilirliğin bütünsel ve kapsayıcı bir yaklaşımla ele alındığı “Gelecek İçin Divan’dayız” paneli düzenlendi. Dude Table Gastronomi Pazarlama Ajansı Başkanı Funda Güzelmeriç İnansal’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde; Dohler TİP Genel Müdürü Can Aydemir’in “Fark yaratabileceğimiz yer sürdürülebilirlik raporları değil, sahada gerçek uygulamalar ile var olmak”, 27. Dönem Tarım Bakan Yardımcısı ve Tanışık Danışmanlık Kurucusu Ayşin Işıkgece’nin, “Toprak canlı bir varlık ve bize “imdat” diye sesleniyor. Bu çığlığa ve çağrıya kulak vermeliyiz, odağımız onarıcı tarım ve rekaberlik olmalı, Galatasaray Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji Fakültesi Dekanı & Lojistik Derneği Başkanı Prof. Dr. Gülçin Büyüközkan’ın “Döngüsel yaşam ve ekonomiye geçiş, sürdürülebilirliğin bir mekanizmasıdır ve zamanın getirdiği hızı doğru kullanmak ve kadim bilgilerimiz ile mühendislik birikiminin sentezidir”, le Cordon Bleu Türkiye Direktörü ve Özyeğin Üniversitesi’nden Defne Ertan Tüysüzoğlu’nun “Son yıllarda Michelin, Gault&Millau gibi değerlendirme kurumlarının yeni kategoriler ekleyerek sürdürülebilir restoran ve gastronomi için bir baz oluşmasına yardımcı oluyor. Ve bunun sektöre ışık tutacağına inanıyorum” sözleri dikkat çekti.
“Çalıştay sonunda hazırlanan 4 mevsim Divan manifesto taslağında “iş birlikleri” ön plana çıktı.
Bir özel sektör, sivil toplum iş birliği etkinliği olarak planlanan çalışma sonrasında 4 mevsim Divan manifestonun paydaş ağlarıyla geliştirilerek yaygınlaşması ve diyalog içinde yeni ağların kurulması hedefleniyor. Gıda, tarım, ağırlama sektörleri özelinde hazırlanan manifesto sürdürülebilir bir dönüşüm için yol haritasını, inancı ve kararlılığı ortaya koyan niyetler ve dilekleri içeriyor.
Manifesto’dan: “Dönüşüm, doğal sistemlerle ekonomik ve sosyal yapıların etkileşimini dengelemeyi amaçlayan bir yaklaşımdır. Sahici bir dönüşüm için nesiller arası diyalog alanlarına ihtiyacımız var. “Gelenekten geleceğe gıda” için geleneksel ürün ve tekniklerin yeni teknoloji ile üretimi için çalışmalıyız. Artık onarıcı ve samimi iş birlikleri yaparak, sahaya inerek ve sahayı izleyerek yeni sistemler geliştirmeliyiz. Tıpkı burada yaptığımız gibi birlikte dönüşüm ve birlikte hareket için iş birliğine ihtiyacımız var.”