Planlı yapılaşması, temiz havasıyla dikkatleri çeken bu nedenle de ciddi göç alan şirin bir ilçedir.

Yapı stokunu incelediğimde;

*1980 öncesi yapılmış, 814 binası, toplam yapı stokunu %3’ünü 

*1980-2000  arasında yapılmış 13,620 binası, toplam yapı stokunu %53’ünü

*2000 yılı sonrası yapılmış 11,357 binası, toplam yapı stokunu %44’ünü oluşturur.

Yapı stoğunun %82’si 1 ve 4 katlı binalardan oluşurken ,%75’i betonarme olan bu yapıların %18.6’lık kısmı ise eski tip yığma binalardan oluşur.

Bölgenin zeminini incelediğimde ise Vs30 kayma dalgası hızlarının;

Bölgenin toplam yüzölçümünün,

%30’unda Vs30=800-1000 m/sn. arasında 

%50’sinde Vs30=500-600 m/sn. arasında

%20’sinin ise Vs30=250-400 m/sn. arasında ölçüldüğünü söyleyebiliriz.

Bu tabloyu yorumladığımda ise Başakşehir’in %80’ninde zeminin deprem açısından iyi bir performans göstereceği sonucu çıkıyor.

Bütün bu sonuçların tamamını birleştirdiğimizde ise;

Yıkılabilecek bina sayısı, 155

Çok ağır hasarlı bina sayısının 575 olduğunu, bunlara bağlı olarak da

Can kaybı sayısının 71 kişi

Ağır yaralı sayısının 45 kişi olacağı öngörülüyor.

Geçici olarak barınma ihtiyacı oluşacak hane sayısı ise 13,397 hanedir.

Nispeten can kaybının daha fazla olabileceği mahalleler ise;

-Güvercintepe

-Bahçeşehir 2. Kısım

-Şahintepe

-Ziya Gökalp

-Altınşehir mahalleleri olduğu söyleyebiliriz.

Başakşehir modern ve planlı yapılaşma stokuna ek olarak zemini de iyi olan bir ilçe, nüfus yoğunluğu Anadolu’da pek çok ilden daha fazla olmasına rağmen olası can kaybı sayısının çok az olması sevindirici.

Demek ki binalar planlı olursa, zeminde sağlam olduğunda 460,259 kişinin yaşadığı koca bir ilçede bile sonuçlar çok sevindirici olabiliyordu.

Ancak yine de, Güvercintepe, Bahçeşehir 2. Kısım, Şahintepe, Ziya Gökalp, Altınşehir mahallelerinde oturan vatandaşlarımızın binalarını analiz ettirmelerini tavsiye ederim. Zira bu bölgelerde bulunan eski binaların depremde iyi bir performans göstermeyeceği aşikar.

Ayrıca deprem anında evin hangi bölgesinin daha güvenli olduğu da çok önemli. Zira deprem başladığında secondary wave dediğimiz ve binaya asıl zarar verecek olan olan Vs dalgaları yapıya ulaştığında evin içindeki en güvenli noktada toplanmış, çök, kapan, tutun pozisyonunu almış olmamız gerekiyor.

Tabii ki deprem çantasının da bu bölgede olması gerekiyor. Bu nedenle oturduğunuz dairedeki en güvenli alanı bulmanız çok önemli.

Peki, dairenizdeki en güvenli bölgeyi nasıl bulabilirsiniz?

Kolon açıklıklarının daha dar olduğu, binanın ağırlık merkezine yakın olan, pencerelerin, devrilebilecek dolapların olmadığı bu noktalar deprem sonrası yaşam üçgeni oluşturacağımız alanlar olmalı. Deprem başladığı anda ortalama 7-8 sn. içerisinde tüm aile fertlerinin bu bölgede olması gerekiyor.  

Öyle ki deprem kendini hissettirdiği ve Vs dalgalarının binayı ısırmaya başladığı an evde bulunan bütün aile bireyleri paniğe kapılmadan acil eylem planını uygulamış olmaları gerekir. Afetlere maruz kalan insanlar bu gibi durumlarla karşılaştıklarında tüm bilgilerini refleks halinde uygulayabilme becerisini gösteremediklerinde, can kayıplarının ciddi oranda arttığını görüyoruz.