DERİN UĞULTU - 34: ŞİLE DEPREM RİSKİ
Yüzölçümü 779 km² olan, 62 mahallesiyle 37,692 nüfusa sahip olan Şile, İstanbul'un yüz ölçümü büyük ilçelerinden biridir.

Serhat durmuş
Yapı stoğunu incelediğimde;
*1980 öncesi yapılmış, 6762 binası, toplam yapı stoğunun %34’ü
*1980-2000 arasında yapılmış 11,923 binası, toplam yapı stoğunun %59’u
*2000 yılı sonrası yapılmış 1417 binası, toplam yapı stoğunun %7’sini oluşturur.
Bu verilerden toplam yapı stoğunun %93’ü depremden önce yapılmış eski tip binalardan oluştuğunu söyleyebiliriz.
Toplam yapı stoğunun %98’i, 1-4 katlı olan bu binaların %73’ü betonarme, %20’si yığma olarak inşa edilmiştir.
Vs30 kayma dalgası hızlarına göre ilçenin tamamını incelediğimde,
%80’i Vs30: 500-800 m/sn. arasında yani orta üstü iyi bir zemin
%20’u Vs30: 150-400 m/sn. arasında yani orta ve altı zayıf zemin
*PGA (En yüksek yer ivmesi) - 0,046-0,15 g arasında,
*PGV (En yüksek yer hızı) - 5,3 cm/s – 20 cm/s arasındadır.
Yapı stoğunun %93’ü eski tip binalardan oluşan ayrıca zeminin %20’si orta ve altı zayıf derecede zemin olan 37,692 vatandaşımızın ikamet ettiği bir ilçede beklenen büyük İstanbul depremi olursa sonuç ne olacaktı?
İBB ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinin hazırlamış olduğu en son rapor olan Haziran 2020 verilerine göre;
*Çok ağır hasarlı yıkılabilecek 22 bina,
*Ağır hasarlı, en kötü deprem sonrası yıkılacak 106 binaya göre,
*Olası can kaybı ve yaralı sayısı olmayacağı öngörülmüş.
Bu sonuçlara göre oluşabilecek geçici barınma ihtiyacı ise 876 hane.
1 km²’ye düşen insan sayısı 48 kişi olan ilçede. İnsan yoğunluğunun İstanbul ortalamasının ellide biri kadar olması büyük avantaj.
Ayrıca zeminin %80’inin iyi olması. Toplam yapı stoğunun %93’ünün eski tip binalardan oluşmasına rağmen ilçenin deprem açısından neredeyse riskini minimalize ettiğini görüyorum.
Büyük şehirlerdeki insan yoğunluğunun azaltılması devlet tarafından yeni bir yöntemle teşvik edilmeli. Demokratik hiçbir ülke vatandaşlarına bu şehir için fazlasın artık köyüne dönme vaktin geldi diyemez elbette ancak şartları cazip hale getirerek yol gösterebilir. Örneğin devlet tarafından tarım ve hayvancılık konusunda kredi ve arazi vermek gibi imkanlar tanınabilir.
Aksi takdirde;
-Barınma
-Isınma
-Elektrik
-Su gibi temel konularda bile önümüzdeki günlerde sıkıntı yaşayabileceğimiz günler kapıda.
-İş bulma
-Eğitim
-Sağlık gibi bir sosyal devletin vatandaşlarına sağlaması gereken temel ihtiyaçlar ise neredeyse lüks haline gelmiş durumda.
Bütün bu olumsuzluklara birde ülkenin en büyük doğal afet riski olan depremi eklediğimizde sıkıntı inanılmaz bir boyuta ulaşıyor.
O zaman kendimize şu soruyu sormalıyız bence, tüm bu olumsuzluklara rağmen hala İstanbul’da yaşamak istememizin gerçek sebebi nedir?
Bu soruya anlamlı bir cevap veremiyorsak, belki de doğduğumuz şehre geri dönme vaktimiz gelmiş olabilir…
İstanbul’da beklediğimiz deprem , Mw = 7,2 – 7,6 aralığında olduğu için bu çalışmada senaryo depremimiz Mw = 7,5 kabul edilerek gerekli çalışmalar yapılmıştır.