Serhat DURMUŞ

Yapı stoğunu incelediğimde;

*1980 öncesi yapılmış,458 binası, toplam yapı stoğunun %1’ini

*1980-2000 arasında yapılmış 22,817 binası, toplam yapı stoğunun %67’sini

*2000 yılı sonrası yapılmış 10,646 binası, toplam yapı stoğunun %32’sini oluşturur.

Bu verilerden toplam yapı stoğunun %68’i depremden önce yapılmış eski tip binalardan oluştuğunu söyleyebiliriz. 

Toplam yapı stoğunun,%90’ı,1-4 katlı olan bu binaların %88’i betonarme,%12’si yığma olarak inşa edilmiştir.

Vs30 kayma dalgası hızlarına göre ilçenin tamamını incelediğimde, 

%65’i Vs30: 400-1000 m/sn. arasında yani orta ve üstü iyi bir zemin

%35’i Vs30: 300-400 m/sn. arasında yani orta ve altı zayıf zemin

*PGA (En yüksek yer ivmesi) - 0,12-0,45 g arasında, 

*PGV (En yüksek yer hızı) - 5,3 cm/s – 25 cm/s arasındadır.

Yapı stoğunun %68’i eski binalardan oluşan ayrıca zeminin %35’i  orta ve  altı zayıf zemin olan 336,021  vatandaşımızın ikamet ettiği bir ilçede beklenen büyük İstanbul depremi olursa sonuç ne olacaktı?

İBB ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinin hazırlamış olduğu en son rapor olan haziran 2020 verilerine göre;

*Çok ağır hasarlı yıkılabilecek 109 bina,

*Ağır hasarlı, en kötü deprem sonrası yıkılacak 648 binaya göre,

*Olası minimum can kaybı 73 kişi,

*Ağır yaralı 38 kişi olacağı öngörülmüş.

Bu sonuçlara göre oluşabilecek geçici barınma ihtiyacı ise 16,635 hane.

Bu sonuçtan sonra Sultanbeyli’de ikamet eden vatandaşlarımızın aklından geçen soru ise sanırım, en çok can kaybı olabilecek mahalleler hangileridir? 

-Abdurrahmangazi

-Hamidiye

-Mehmet Akif mahallelerinde muhtemel can kaybı diğer 14 mahalleye göre daha fazla olacaktır.

Bu mahallelerde oturan vatandaşlarımızın binalarını detaylı analiz ettirmelerini tavsiye ederim.

Bir ülke düşünelim ki, kendi doğalgazını çıkarmaya çalışıp, uzaya gitmeyi kafasına koymuş. Elektrikli araba yapıp piyasaya sürmeye çalışan. Kendi sivil savunma sanayinde hamle yapmış. En uzun köprüleri mesafe tanımadan karaya ulaştıran, yeraltından tüp geçitler geçiren. Her türlü yeniliği, hizmeti üretmeye çalışan…

En önemli şehrinde çok yıkıcı bir depremi üç vakte kadar, bekleyen ancak bina dönüşümünün hala çok gerisinde olan…

Bu konuda bir şeyleri çözüme kavuşturmayı rölantiye almış…

Deprem sonrası, duruma müdahale etmeye ağırlık veren bir tutum içinde…

Ve yaptığı hiç bir uyarı ciddiye alınmayan deprem hocalarında gördüğüm sitemkâr, küskün tavır.

Deprem konusunda ülkemizde yaşananlar sizce de çok tuhaf değil mi?

 

İstanbul’da beklediğimiz deprem , Mw = 7,2 – 7,6 aralığında olduğu için bu çalışmada senaryo depremimiz Mw = 7,5 kabul edilerek gerekli çalışmalar yapılmıştır.