Serhat DURMUŞ

Yapı stoğunu incelediğimde;

*1980 öncesi yapılmış 9211 binası toplam yapı stoğunun %31’ini

*1980-2000 arasında yapılmış 14,491 binası toplam yapı stoğunun %48’ini

*2000 yılı sonrası yapılmış 6279 binası toplam yapı stoğunun %21’ini oluşturur.

Bu verilerden toplam yapı stoğunun %79’u depremden önce yapılmış eski tip binalardan oluştuğunu söyleyebiliriz. 

Toplam yapı stoğunun %57’si,1-4 katlı olan bu binaların %85’i betonarme ,%12’si yığma olarak inşa edilmiştir.

Vs30 kayma dalgası hızlarına göre ilçenin tamamını incelediğimde, 

%65’i Vs30: 500-1000 m/sn. arasında yani orta üstü iyi bir zemin

%35’i Vs30: 200-500 m/sn. arasında yani orta ve altı zayıf zemin

*PGA (En yüksek yer ivmesi)- 0,12-0,45 g arasında, 

*PGV (En yüksek yer hızı)-5,3 cm/s – 25 cm/s arasındadır.

Yapı stoğunun %79’u eski binalardan oluşan ayrıca zeminin %35’i orta ve  altı zayıf zemin olan 470,676 vatandaşımızın ikamet ettiği bir ilçede beklenen büyük İstanbul depremi olursa sonuç ne olacaktı?

İBB ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinin hazırlamış olduğu en son rapor olan Haziran 2020 verilerine göre;

*Çok ağır hasarlı yıkılabilecek 199 bina,

*Ağır hasarlı, en kötü deprem sonrası yıkılacak 593 binaya göre,

*Olası minimum can kaybı 176 kişi,

*Ağır yaralı 87 kişi olacağı öngörülmüş.

Bu sonuçlara göre oluşabilecek geçici barınma ihtiyacı ise 18,189 hane.

Bu sonuçtan sonra Kartal’da ikamet eden vatandaşlarımızın aklından geçen soru ise sanırım, en çok can kaybı olabilecek mahalleler hangileridir? 

-Orhantepe

-Uğur Mumcu

-Atalar

-Karlıktepe

-Yalı mahallelerinde muhtemel can kaybı diğer 16  mahalleye göre daha fazla olacaktır.

Bu mahallelerde oturan vatandaşlarımızın binalarını detaylı analiz ettirmelerini tavsiye ederim.

Kartal ilçesi ile ilgili şahsi görüşüm ise dönüşümün %79’luk kısmı yapılamamış, zeminin % 35’i orta ve altı kötü, nüfusu ise 470,676 kişi neredeyse Anadolu’daki pek çok ilden fazladır dolayısıyla daha hızlı hareket etmek lazım özellikle binalar kurtarılabilecekse güçlendirme seçeneği daha mantıklı gibi duruyor.

Genel olarak jeolojik açıdan baktığımda İstanbul’un Anadolu yakasında kalan kısmında zemin, jeolojik olarak daha yaşlı ve sağlam kayaçlardan oluşuyor.

Bu nedenle beklediğimiz büyük İstanbul depreminde bu bölgenin Avrupa yakasına göre daha az etkileneceğini söyleyebilirim.

Ayrıca neredeyse hangi mahallelerde durumun daha kritik olduğuna kadar yukarıda belirtmeye çalıştım.

Burada önemli olan bana göre kararlı bir başlangıç yapılmasıdır.

Zira, Anton Çehov’unda dediği gibi ‘En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir…’

 

İstanbul’da beklediğimiz deprem , Mw = 7,2 – 7,6 aralığında olduğu için bu çalışmada senaryo depremimiz Mw = 7,5 kabul edilerek gerekli çalışmalar yapılmıştır.