Serhat DURMUŞ

Yapı stoğunu incelediğimde;

*1980 öncesi yapılmış, 11,966 binası toplam yapı stoğunun %35’ini 

*1980-2000 arasında yapılmış 10,171 binası toplam yapı stoğunun %30’unu

*2000 yılı sonrası yapılmış 12,226 binası toplam yapı stoğunun %35’ini oluşturur.

Bu verilerden toplam yapı stoğunun %65’inin depremden önce yapılmış eski tip binalardan oluştuğunu söyleyebiliriz. 

Toplam yapı stoğunun %72’si,1-4 katlı olan bu binaların %27’si yığma binalardan oluşur.

Vs30 kayma dalgası hızlarına göre ilçenin tamamını incelediğimde.

İlçenin % 40’ı 200-250 m/sn, kayma dalgası hızı ile kötü ve orta altı zemine

sahipken, %20’si 350-600 m/sn. ile orta derecede olan, kalan %40’ı ise 800-1000 m/sn. kayma dalgası hızıyla çok iyi bir zemine sahip olduğunu söyleyebilirim.

*PGA(En yüksek yer ivmesi)- 0,09 g -0,15 g arasında 

*PGV(En yüksek yer hızı)  -  10 cm/s -15,1 cm/s arasındadır.

Yapı stoğunun %65’İ eski binalardan oluşan ancak zeminin %40’ı İstanbul’un en iyi zeminlerinden olan 400,513 vatandaşımızın ikamet ettiği bir ilçede beklenen büyük İstanbul depremi olursa sonuç ne olacaktı?

İBB ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinin hazırlamış olduğu en son rapor olan Haziran 2020 verilerine göre;

*Çok ağır hasarlı yıkılabilecek 300 bina,

*Ağır hasarlı en kötü deprem sonrası yıkılacak 841 binaya göre,

*Olası minimum can kaybı 168 kişi,

*Ağır yaralı 110 kişi olacağı öngörülmüş.

Bu sonuçlara göre oluşabilecek geçici barınma ihtiyacı ise 16,066 hane.

Bu sonuçtan sonra Eyüp’te ikamet eden vatandaşlarımızın aklından geçen soru ise sanırım, en çok can kaybı olabilecek mahalleler hangileridir?

-Nişancı

-İslambey

-Merkez

-Defterdar

-Düğmeciler

Bu mahallelerde oturan vatandaşlarımızın binalarına deprem analizi yaptırmalarını tavsiye ederim.

Eyüp gibi tarihi yapısı olan ilçelerimizde mimari değer taşıyan binaların mistik yapısını bozmadan hasarsız jeofizik yöntemlerle deprem analizleri yapılabilir bu yöntemle tarihi yapının deprem esnasında göstereceği performans modellenebilir.

Bu yöntemler tahribatsız analiz yöntemi olarak kullanılmaktadır. Yapıya karot makinasıyla herhangi bir zarar vermeden analiz yapılması sağlanmaktadır. Bu şekilde beton dayanımı, mukavemeti, kolonlardaki donatının korozyona uğrayıp uğramadığı, projeye uygun olarak yapılıp yapılmadığı kontrol edilmektedir.

Bu analizleri kendimize yaptığımız check-up gibi düşünebilirsiniz. Nasıl kan tahlili yaptırıyorsak, tomografi çektiriyorsak bina içinde aynı uygulamaları yapıp bilgi almak daha sonrası için bize fikir verir. Ve böylece önlem almamız için bize zaman kazandırır. Elbette ki bu uygulamalarında bir maliyeti vardır. Ancak hiçbir maliyet binanın yıkılması ve ailenizin ölmesi kadar ağır olamaz…