DERE YATAKLARINDAKİ KİRLİLİK KENTLERDE SEL RİSKİNİ ARTIRIYOR
Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, dere yataklarındaki kirliliğin aşırı yağışların olduğu dönemlerde kentlerdeki sel riskini artırdığını söyledi.
Uzmanlık alanı seller, taşkınlar ve iklim olayları olan Doç. Dr. Uludağ küresel iklim değişikliğinin ani ve şiddetli yağışlara yol açtığını ifade etti.
Şiddetli yağışların özellikle kentlerde su baskınları ve sellere yol açabildiğini belirten Uludağ, "Geçirimsiz zeminlerin oluşturulması, asfalt ve beton yolların fazlalığı bu durumun artmasına neden oluyor. Özellikle dere yataklarının beton kanallara alınması yağmur suyunun yer altı suyuyla olan ilişkisini kesiyor ve doğrudan yüzeysel akışa geçmesini sağlıyor. Etkisini artırarak devam eden bu durum daha sonra afete dönüşüyor." dedi.
Uludağ, kentlerdeki derelerin yağmur suyunun sağlıklı şekilde akışını sağlamada önem arz ettiğini dile getirdi.
Dere yataklarının kirletildiğine ve bu alanlarda yapılaşmanın arttığına dikkati çeken Uludağ, dere yataklarının ve çevresinin temiz olması gerektiğini vurguladı.
Temizlenmeyen dere yataklarının bir süre sonra baraj vaziyeti aldığını anlatan Uludağ, şöyle devam etti:
"Maalesef dere yataklarının çevresine inşaat ve benzeri atıklar atılıyor. Türkiye'de sürekli sağanak karakterli yağışlar oluyor ve böyle bir yağışta bu atıkların hepsi dere yataklarına geliyor. Islah yaparken maalesef bu dereleri beton kanallar içine alıyoruz. Kanalları inşa ederken maksimum yağış değerlerine göre yapmadığımızda, üzerine bir de insan kaynaklı kirlilik gelince ortalama değerlere göre inşa edilen kanallar gelen rüsubatla birlikte tıkanıyor. Ot, dal ve insanların attığı atıklarla tıkanıyor. Bir süre sonra orası bir geçişten ziyade baraja dönüşüyor. Böyle olunca geriye doğru su şişmeye başlıyor. Su bir şekilde yolunu buluyor. Bazen evimizden yolunu bularak su baskınına neden oluyor, bazen köprüleri yıkarak afete dönüşüyor."