Siyasi ve ekonomik gelişmelerin lojistik sektöründe yarattığı etkiler, depo ve antrepolardaki doluluk oranlarını artırarak önemli bir sorun haline geldi. Süveyş Kanalı krizleri, Avrupa'daki savaş ve Panama Kanalı’ndaki geçiş zorlukları gibi küresel olaylar, tedarik zincirinde aksaklıklara yol açarak stok seviyelerini yükseltiyor ve bu da lojistik süreçlerde ciddi zorluklar yaratıyor.

Obdan Sistem COO'su Melih Uzel, sektörün mevcut durumunu değerlendirerek "Tedarik zincirinde yaşanan kesintiler ve tüketici talebindeki değişimler, antrepolardaki doluluk oranlarını hızla artırdı. Bu durum, özellikle Eylül ayıyla birlikte sektörü ciddi bir baskı altında bırakmaya başladı. Depolardaki fiktif yetersizlik riski, stok yönetim stratejilerini yeniden gözden geçirmemizi zorunlu kılıyor," dedi.

Pandemi sonrası dönemde küresel tedarik zincirindeki sıkıntılar, Türkiye'deki depo ve antrepoları da doğrudan etkiliyor. Yurt dışında artan stokların Türkiye’ye yönlendirilmesi, iç pazarda ek bir baskı oluşturuyor. Uzel, bu süreçten korunmanın en etkili yolunun transit ticareti artırmak olduğunu belirterek, "Türkiye'nin Avrupa ile Uzak Doğu arasında stratejik bir lojistik merkezi olma potansiyelini değerlendirmek ve transit ticareti kolaylaştıracak düzenlemeler yapmak, hayati önem taşıyor," şeklinde konuştu.

SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇÖZÜMLER

Obdan Sistem, yenilikçi teknolojiler ve modern yöntemlerle sektördeki bu zorlu dönemde yüksek kalitede hizmet sunmaya devam ediyor. Şirket, depo ve antrepo doluluk oranlarını optimize etmek için stratejik adımlar atıyor. Müşterilerine en uygun maliyet ve hız dengesiyle hizmet sunarak, lojistik süreçlerde karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmeyi hedefliyor.

Uzel, sürdürülebilir depo yönetimi yöntemlerinin benimsenmesinin sektörel daralmanın önüne geçmek ve Türkiye’nin lojistik merkezi olarak konumunu güçlendirmek için kritik bir adım olduğunu vurguladı. Obdan Sistem, sektördeki zorluklarla başa çıkmak için bütünleşik çözümler sunarak, müşteri memnuniyetini ön planda tutuyor.

Obdan Sistem’in bu çabaları, Türkiye'nin lojistik altyapısının güçlenmesine ve uluslararası pazarlardaki rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlıyor. Şirket, lojistik sektöründe karşılaşılan zorlukları aşma konusundaki kararlılığını sürdürerek, gelecekte daha da güçlü bir konumda olmayı hedefliyor.