Vatandaşlar birkaç ay panik içinde önlem almaya çalışıyor, ardından unutuyor; ta ki yeni bir deprem kapıyı çalana kadar.

Depremle birlikte gündeme gelen en önemli konulardan biri DASK (Doğal Afet Sigortası). Zorunlu olmasına rağmen sigortalılık oranı hâlâ yeterli seviyeye ulaşmış değil. Türkiye genelinde toplam 20 milyon 32 bin konut bulunuyor. Bu konutların yalnızca 11 milyon 505 bin 410’u sigortalı ve sigortalılık oranı %57,4 seviyesinde. Yani her 100 evden 43’ü hâlâ DASK’sız durumda. Bu durum, deprem sonrası yaşanabilecek maddi kayıpların önlenmesi açısından kritik bir risk teşkil ediyor.

Gayrimenkul Uzmanı Şenay Araç “Hataylı bir taksici, 150 m² evi için poliçeye 80 m² yazdırdı. 300 bin TL yerine sadece 70 bin TL alabildi. Bu sadece maddi değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluk. Gerçek beyan yapılmadığında en büyük zararı vatandaş görüyor.” dedi.

Araç, tüm eksikliklere rağmen DASK’ın son depremde önemli bir sınavdan başarıyla geçtiğini söyledi. Hasar ödemeleri hızlı yapıldı, eksik bilgileri olanlara ulaşmak için özel sistemler geliştirildi, teminatlar daha gerçekçi seviyelere çekildi ve DASK yalnızca yasal bir zorunluluk değil, afet sonrası vatandaşın nefesi oldu.

Yakın zamanda DASK’ın ‘Zorunlu Afet Sigortası’na dönüşmesinin beklendiğini vurgulayan Araç, bu sayede yalnızca deprem değil, sel, heyelan, fırtına gibi afetlerin de kapsama alınacağını belirtti. “Bu genişleme, vatandaşın güvence sistemini çok daha güçlü hale getirecek” dedi.

Türkiye’de DASK sigortalılık oranları bölgelere göre değişiyor: Marmara %64,8, İç Anadolu %50,4, Ege %57,2, Akdeniz %56,4, Karadeniz %45,2, Güneydoğu Anadolu %57,4 ve Doğu Anadolu %61,3. Teminatlar yükselmiş olsa da, farklı şehirlerdeki konut değerleri aynı sayıldığı için bazı bölgelerde yetersiz kalıyor.