Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
Umut ÇELİK | GÜNCEL Perşembe 28 Mart 2024 13:24

CAN YAYINLARI NİSAN PROGRAMINI AÇIKLADI

Can Yayınları, nisanda okurları edebiyattan siyasete, sosyolojiye kadar geniş yelpazedeki 13 kitapla buluşturacak. Kendi kuşağının önemli ismi Édouard Louis, Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri'nde annesi üzerinden Fransız kadınlarının özgürleşme çabasını anlatırken, çağdaş İran edebiyatının güçlü kalemlerinden Shahrnush Parsipur, Erkeksiz Kadınlar'da okuru, aralarında varlıklı bir ev kadınının, fahişenin ve öğretmenin de bulunduğu beş kadınla tanıştırıyor.

Can Yayınları nisan programını açıkladı

Can Yayınları’nın nisan programı belli oldu. Yayınevi nisanda çağdaş edebiyattan sosyolojiye, klasiklerden modern dünya edebiyatına kadar geniş yelpazedeki kitaplarıyla okurların karşısında olacak. İşte Can Yayınları’nın 13 kitabından tadımlık bir sunum:

 

Édouard Louis / Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri (çev. Ayberk Erkay)

 

Günümüzün dikkat çeken genç yazarlarından Édouard Louis, Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri’nde 45 yaşında isyan bayrağını çeken, arzuladığı gibi yaşamayı seçerek yavaş yavaş özgürleşen, sonunda kendini keşfeden bir kadının, kendi annesinin hikâyesini anlatıyor. Böylece Fransız toplumundaki bir kadının sosyal statü değiştirirken göğüs germesi gerekenleri, anılar üzerinden aktarırken, okuru da bu dönüşüme tanık olmaya davet ediyor.

 

Shahrnush Parsipur / Erkeksiz Kadınlar (çev. Yıldız Uysal)

 

İranlı yazar Shahrnush Parsipur, Erkeksiz Kadınlar’da Tahran’ın eteklerindeki bir bahçede birlikte yaşamak için farklı hayatlardan gelen; aralarında varlıklı bir ev kadını, bir fahişe ve bir öğretmenin de bulunduğu beş kadını ve iç içe geçen hikâyelerini anlatırken, toplumsal cinsiyet, bekâret, ahlak, şiddet ve ilişkiler gibi kavramları da mercek altına alıyor. Çağdaş İran edebiyatının önemli kalemlerinden biri olan yazarın bu kitabı, kadın özgürlüğünü tasvir ettiği için yayımlandıktan kısa süre sonra İran’da yasaklansa da farklı dillerde okuyucuyla buluşmaya devam ediyor.

 

Kate Millett / Cinsel Politika (çev. Seçkin Selvi) 

 

İlk yayımlandığında büyük tartışma yaratan Kate Millett’ın Cinsel Politika kitabı, ataerkil sistemin edebiyata, sanata ve kültüre nasıl yer ettiğini gösteren başucu kitaplarından biri. Millett kitabında, D. H. Lawrence, Henry Miller, Norman Mailer ve Jean Genet’nin eserleri üzerinden edebiyatın ataerkil mitlerini irdelerken, edebiyat ve sanatta kadınların boyunduruk altına alınmasını belgeliyor.

 

Necib Mahfuz / Mumyanın Uyanışı (çev. Mehmet Hakkı Suçin)

 

Arap edebiyatının saygın isimlerinden, 1988 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Necib Mahfuz’un Mumyanın Uyanışı kitabında, Antik Mısır ve firavunlar hakkında beş etkileyici öykü bulunuyor. Kitap, mezarında rahatsız edilen bir mumyanın 20. yüzyıla öfke içinde uyanışını konu alırken, ihanete, sürgüne, açgözlülük ve hırsa odaklanıyor. 

 

Philip Roth / Meme (çev. Seçkin Selvi)

 

Birçok sanatçıya ilham olan Kafka’nın dönüşümünü, Philip Roth Meme kitabında bambaşka bir boyuta taşıyor. Amerika'nın en büyük romancılarından biri olarak anılan ve toplumsal konuları ayrıksı ve ironik bir dille irdelemesi sebebiyle pek çok eleştirmen tarafından “bela yaratan” yazar olarak tanımlanan Roth’un, bir tür üçleme olan kitabının ilki Meme. Üniversitede edebiyat dersleri veren David Kepesh’in, Gregor Samsa misali, kocaman bir memeye dönüşmesini ve başına gelenleri anlatan kitap, bedensel arzularla kıvranıp zihinsel kuruntuların içinde kaybolmanın bir anlatısı.

 

Elif Batuman / Ecinniler (çev. Sabri Gürses)

 

Elif Batuman, Amerika’da “2010’un En İyi Kitapları” listelerinde yer alan ilk kitabı Ecinniler’de, özyaşamöyküsü, gezi günlüğü, deneme, eleştiri ve inceleme formlarını iç içe geçirerek, Türkiye, Amerika, Rusya ve Özbekistan’da “Rusça kitaplar ve onları okuyanlar”la yaşadığı maceralarını paylaşıyor. Tolstoy’un atalarının malikânesindeki olası bir cinayeti araştırması da var bu anlatılar içerisinde, Puşkin’in Kafkasya’daki gezintileri de.

 

Alan Burns / Yağmurdan Sonra Avrupa (çev. Feride Evren Sezer)

 

İsmini Max Ernst’in yıkımı betimleyen sürrealist eserinden alan Yağmurdan Sonra Avrupa’da, Alan Burns savaş sonrası harap olmuş Avrupa topraklarında isimsiz bir anlatıcının yolculuğunu anlatıyor. Umutsuzluğa, tanık olunan korkunçluklara rağmen mesafesini koruyan bu anlatıcıyla yolculuğa çıkan okur, adı olmayan ve hiç bitmeyen bir savaşta bir türlü tam anlamıyla başlamayan bir yeniden inşa sürecinin karmaşasını yaşarken, ruhun dayanma gücüyle zulme karşı gelişine tanıklık ediyor.

 

Ryunosuke Akutagava / Raşomon ve Diğer Öyküler (çev. H. Can Erkin)

 

Hırsız olmak veya açlıktan ölmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalan yoksul bir adam, yağmurdan korunmak için toplu mezara dönüşmüş bir harabeye, Raşomon Kapısı’na sığınır. Orada, alacakaranlıkta, cesetlerin saçlarını yolan ihtiyar bir kadınla karşılaşır… 1927 yılında henüz 35 yaşındayken yaşamına son veren Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından Ryunosuke Akutagava’nın Raşomon ve Diğer Öyküler kitabı, Japonya'nın kültürel çalkantılarını işleyen rahatsız edici öykülerden oluşuyor. Kitaptaki “Raşomon” ve “Koruda” öyküleri aynı zamanda Kurosawa’nın muhteşem filminin de esin kaynağı.