BÜTÇEDEKİ İYİLEŞME 2. ÇEYREKTE SÜRER
Şubat'tan bu yana süregelen merkezi yönetim bütçesindeki iyileşme makro ekonomide dengelerin sağlamlaştığını gösteriyor. Enflasyon hariç sanayi üretimindeki büyüme, istihdam artışı, dış ticaret ve cari açıktaki dengelenmeden sonra bütçedeki normalleşme tünelin ucundaki ışığı gösteriyor.

Sedat YILMAZ
Pandemi ortamı olmasına rağmen Türkiye’de makro ekonomide bir normalleşmenin olduğu gözleniyor. Nisan ayından bu yana gerçekleşen veriler, küresel salgının menfi etkileri düşünüldüğünde ekonomide olumlu bir çizginin oluştuğunu haber veriyor.
Sanayi üretimi, PMI verileri, istihdam, dış ticaret ve cari dengedeki iyileşmelere merkezi yönetim bütçesindeki iyi gidişat da eklenince ekonomideki mevcut fotoğrafın karamsarlığı oluşturacak bir seviyede olmadığı, olumsuz tüm algıların ise ideolojik hedefli olduğu ortaya çıkıyor. Mevcut ekonomik seyrin; aşılama, alınan tedbirler doğrultusunda açılmalarla birlikte normalleşeceği tahminleri yapılıyor.
Pandeminin olumsuzluklarına rağmen rekor seviyelerde artan ihracat, düşen ithalat, yükselen ithal ikame ile geçen yıla göre artması beklenen turizm gelirleri iktisadi aktiviteyi müspet patikaya yönlendireceği öngörülüyor.
Analistlere göre, aşılamada önemli bir seviye kazanılırsa turizmin ihracata desteğiyle cari işlemler kalemi normalleşecek. Yine aynı analistlere göre, piyasa 1 Haziran’dan itibaren beklenen tam açılmanın hızıyla yılsonunu toparlayabilir. Sektör temsilcileri de turizm gelirlerinin 2019’daki 34,5 milyar doların altında gerçekleşeceğini, ancak 2020’deki gibi 12 milyar doların altında kalmayacağını belirtiyor.
İlk dört ayın fotoğrafı
Özetle; Ocak-Nisan dönemi ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 33,1 arttı. İhracat 4 aylık dilimde 68,8 milyar dolar, ithalat 82,9 milyar dolar oldu. İlk çeyrekte yüzde 80 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, yüzde 82,9 oldu. Buna bağlı Ocak-Nisan dış ticaret açığı, yüzde 19,5 azalarak 17,6 milyar dolardan 14,2 milyar dolara geriledi.
Genel anlamda bu gelişmelere bağlı Mart cari işlemler dengesi, bir önceki Mart’a göre 2,12 milyar dolar azalarak 3,33 milyar dolar açık verdi. 2020 yılı ilk çeyreğinde 8,8 milyar dolar olan cari açık, bu yılın ilk çeyreğinde toplam 7,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Nisan’da yıllıklandırılmış bazda 36,2 milyar dolar olan cari açığın yılsonu 25-28 milyar dolara inmesi bekleniyor.
Dış ticaret ve cari denge rakamlarındaki normalleşme sanayi üretimi, istihdam ve büyümeyi de olumlu etkiliyor. 2021 Ocak’ta yüzde 11,3, Şubat’ta yüzde 8,8 ve Mart’ta yüzde 16,6 artış gösteren yıllık sanayi üretim verisinin güçlü seyri GSYH adına iyi mesajlar veriyor. Türkiye’nin 31 Mayıs’ta açıklanacak ilk çeyrek büyüme verisinin yüzde 6 geleceği tahmin ediliyor.
Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI Nisan’da 50,4 oldu ve iyimser bir tablo çizdi, sınırlı da olsa bir iyileşmeye işaret etti ve sektörün performansı 11 aydır devam eden büyüme döneminin en ılımlı artışını sergiledi.
Diğer taraftan 2020’de 1,26 milyon kişi azalan ve yüzde 42,8’e gerileyen istihdam oranı Ocak’ta yüzde 43,8, Şubat’ta yüzde 43,3 ve Mart ayında yüzde 44,3 oldu. Kayıtlı istihdam sayısı da salgına rağmen ilk çeyrekte 1,2 milyon kişi artarak 28 milyonu aştı. 2020 yılsonu itibariyle kayıtlı istihdam 26,8 milyon olarak belirlenmişti.
Bütçeden olumlu sinyaller
Mart’ta Merkez Bankası’ndan gelen transferle fazlaya geçen merkezi yönetim bütçesi aylık bazda Nisan’da 16,9 milyar lira açık verdi. Aylık olarak bütçe giderleri 110,7 milyar lira, bütçe gelirleri 93,8 milyar lira olurken faiz dışı bütçe giderleri 92,1 milyar lira ve faiz dışı fazla ise 1,7 milyar şeklinde gerçekleşti.
Ancak bütçe gerçekleşmelerinde ilk çeyrek ve özellikle 2021 yılının ilk 4 ayına bakıldığında Nisan ayındaki aylık verilere göre daha olumlu bir tablonun ortaya çıktığı gözleniyor.
2021 Ocak’ta merkezi yönetim bütçesinde 113,8 milyar lira gider, 89,6 milyar lira gelir oluştu. Bütçe 24,1 milyar lira açık verdi. Bütçe 2020 yılı Ocak ayında 21 milyar 501 milyon lira fazla vermişti. Aynı ayda bütçenin faiz dışı giderleri 91,8 milyar lira olunca faiz dışı açık da 2 milyar 211 milyon lira olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 21,9 milyar lira, faiz hariç harcamalar da 91,8 milyar lira oldu.
Şubat’a gelindiğinde bütçede iyileşme emareleri görülmeye başlandı. 96,4 milyar lira gidere karşılık 119,6 milyar lira gelir elde eden bütçe aylık bazda 23,2 milyar lira fazla verdi. Buna paralel 83,7 milyar lira faiz dışı gidere imza atan bütçede 35,9 milyar lira faiz dışı fazla meydana geldi.
Merkezi yönetim bütçesi Şubat ayının ardından Mart’ta da fazla verdi. Mart’ta bütçe gelirleri 134,9 milyar lira, giderler ise 111,2 milyar lira oldu. Aynı dönemde vergi gelirleri 77,3 milyar lira olarak kaydedildi. Aynı ayda 23,8 milyar lira bütçe fazlası oluştu. Bütçe fazlası vermede TCMB’nin 44,3 milyar liralık kâr aktarımı etkili oldu. Geçen yıl Mart’ta bütçe 43,7 milyar lira açık vermişti.
2020 yılı Mart ayında 32 milyar 379 milyon lira faiz dışı açık verilmiş iken 2021 yılı Mart ayında 37 milyar 992 milyon lira faiz dışı fazla verildi.
İlk çeyrekte ise bütçe 22,8 milyar lira fazla verdi. Bu dönemde 321,3 milyar lira gider, 344,1 milyar lira gelir oluştu. 2020 ilk çeyreğinde 29,6 milyar liralık bütçe açığı oluşmuştu.
İlk 4 ayda yüksek performans
Mart dönemi hesaplarına yönelik Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu’nun açıklaması damgasını vurdu. Yavilioğlu, 7,8 milyon mükellefin 114 milyar liralık borcunun yapılandırıldığını belirterek, 6 Nisan itibariyle gerçekleşen tahsilatın 16 milyar olduğunu açıkladı. Bütçe’ye TCMB’den gelen 44,3 milyar liralık kâr aktarımı da fazla oluşumda etkili oldu.
Merkezi yönetim bütçesi yılın ilk çeyreğinde 321,3 milyar lira gidere karşılık 344,1 liralık gelirle 22,7 milyar lira fazla verdi. Bütçe ilk çeyrekte 2020 yılı Ocak-Mart döneminde 29 milyar 581 milyon lira açık vermişken 2021 yılı Ocak-Mart döneminde 22 milyar 780 milyon lira fazla verdi.
Diğer yandan normalleşmenin devamıyla ekonomik aktiviteler doğrultusunda bütçe yılın ilk dört ayında da iyileşmesini ikinci çeyreğe taşıdı. Bütçede 2020 Ocak – Nisan döneminde 72,7 milyar lira açık oluşurken, 2021 yılı Ocak-Nisan döneminde 5,86 milyar lira fazla meydana geldi.

Faiz dışı kalemlerde de performans yükseliyor. Bütçenin gerçekçiliğini göstermesi açısından büyük öneme sahip faiz dışı fazladaki iyileşme de sürüyor. 2020 yılı Ocak-Mart döneminde 8 milyar 667 milyon lira faiz dışı fazla veren bütçe, bu yılın ilk çeyreğinde 71,7 milyar lira faiz dışı fazla verdi.
Aynı performansla devam eden merkezi yönetim bütçesi, Ocak – Nisan döneminde de 73,4 milyar lira faiz dışı fazla oluşturmayı başardı. Geçen yıl aynı dönemde 17,5 milyar lira faiz dışı açık olmuştu. 12 aylık rakamlarla Mart’ta 24,3 milyar lira olan faiz dışı fazla, Nisan ayında 52,1 milyar liraya yükseldi.
Faiz dışı dengeye dikkat!
Güçlü iktisadi faaliyetlerin yılın ilk 4 ayında bütçeyi fazlaya ulaştırdığına değinen analistler, pandemi dolayısıyla ekonomiye verilen destekler, aşılamayla birlikte normalleşmenin katkısı ve vergi yapılandırmalarıyla bütçedeki iyileşme performansının ikinci çeyrekte devam edeceğini bildiriyor. Analistler, kurumlar vergisinin bu yıl yüzde 25, gelecek yıl yüzde 23 olarak uygulanmasının da bütçeye önemli katkı vereceğini paylaşıyor. Analistler ancak artan faiz harcamalarının bütçeyi faiz dışı dengede zorlayabileceğini kaydediyor.
Bütçe ve bütçe dışı kamu – özel Türkiye’nin yılda 80 milyar doların üzerinde faiz ödediğine dikkat çeken analistler, merkezi bütçeyi yönetenlerin de özellikle faiz dışı dengeye dikkat etmesi gerektiğine vurgu yapıyorlar.
Faiz dışı giderlerin içinde olan cari transferlerin ve mal – hizmet alımlarının yıllık hem nominal hem de reel bazda düşüş kaydettiğine değinen analistler, “Giderler cari transferlerle artıyor. Artışta mahalli idarelere ve fonlara ayrılan paylar, hane halkına diğer transferler ve devlet sosyal güvenlik katkısı belirleyici oldu. Faiz dışı giderlere en yüksek etki sermaye ve personel giderlerinden geliyor” dediler.
Analistler, yılın ilk dört ayında görülen vergi gelirlerindeki artışa, dış ticaretten alınan vergi, diğer vergi, gelir vergisi ve kurumlar vergisi gelirlerinin katkı verdiğini, ayrıca ÖTV ve KDV gelirlerinin yıllık bazda toparlanmayı sürdürdüğünü, bunun da ekonomik iyileşmenin bir yansıması olarak görülebileceğini ifade ediyorlar.
Borçlanma maliyetleri artıyor
Yılın ilk dört aylık döneminde vergi gelirlerinin yüzde 55,4 arttığına dikkat çeken analistler, bütçe gelirlerinin yüzde 43,8, bütçe giderlerinin ise yüzde 2,1 artmasının bütçenin dengelenmesine katkı verdiğini belirtiyor. Analistler, yüksek enflasyona bağlı olarak bütçede faiz dışı dengenin korunabilmesi için borçlanma maliyetlerine dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulunuyor.
Geçen yıldan gelen borç yapılandırmalarının sonraki dönem tahsilat etkisi ve Nisan ayına kadar olan dönemde güçlü seyreden iktisadi faaliyet ve vergi gelirlerindeki artışların bütçeyi dengeye oturttuğunu dile getiren analistler, Ocak-Nisan döneminde bütçenin 5,9 milyar lira fazla verdiğini, geçen yılın aynı döneminde 72,8 milyar lira açık verildiği düşünüldüğünde tablonun olumlu bir şekilde geliştiğini bildiriyor. Yine aynı dönemde geçen yıl 17,5 milyar lira olan faiz dışı açığın, bu yıl 73,4 milyar liraya yükselmesinin de kayda değer bir gelişme olduğunu vurguluyor.
Yılsonu bütçe açığının GSYH oranının yüzde 3’ler seviyesinde tutulmasının gereğine dikkat çeken analistler, 1 Haziran itibariyle ekonominin açılmasıyla hızlanacak iktisadi faaliyetlerle bütçe performansındaki olumlu ve güçlü seyrin sürdürülebileceğini ifade ediyorlar. 15 Haziran’da açıklanacak Mayıs ayı bütçe verilerinin önemli olduğunu belirten analistler, bütçedeki seyrin bu veriyle daha da netleşeceğini dile getiriyorlar. Analistler TBMM’ye sunulan yeni torba yasasıyla birlikte kamu alacaklarına gelecek yapılandırma ile bütçenin takviye edileceğine işaret ediyorlar.
ABD’de enflasyon ve tahvil spekülasyonu
Pandemi etkisinin giderek azaldığı hafta içinde ABD Merkez Bankası’nın (FED) tutanaklarında salgınla mücadelede kademeli normalleşmenin yer alması, tahvil alımlarında gelecekte azaltma yoluna gidilebileceğine dair tutanakta yer alan ifadeler gelişen piyasaların para birimlerinde dalgalanmalara sebep oluyor.
FED tutanaklarında geçen tahvil alımlarıyla ilgili üstü kapalı olsa da yer alan ifadelerle küresel piyasalarda ortaya çıkan endişeler, ABD’nin tahvil ihalesiyle biraz sakinleşti. Piyasa analistlerine göre, “son günlerde ABD'deki enflasyon görünümü fiyatlamalar üzerinde etkili olurken ABD Hazinesi’nin düzenlediği enflasyon korumalı 10 yıllık tahvil ihalesine beklentinin altında talep gelmesi FED’in enflasyon yükselişinin geçici olacağı görüşünü pekiştirerek küresel piyasalardaki risk algısını olumlu destekledi.”
Diğer taraftan Avrupa’da gözlenen ekonomik iyileşmeler de piyasaların yakın takibinde.
Yurt içinde ise merkezi yönetim bütçesinin Nisan ayı ile birlikte gösterdiği yüksek performans, akaryakıta yönelik ÖTV artışı, esnafa hibe desteği, BionTech – Pfizer’in Türkiye’ye önemli miktarda aşı sağlayacağına yönelik bildirimler ve Çin’in sanal parayı ülkede yasaklaması ekonomide öne çıkan gelişmeler oldu.
Diğer taraftan emtia rallisi devam ediyor ancak petrol fiyatlarında küçük bir gerileme söz konusu. Altın fiyatları son dört ayın en yüksek seviyesini gördü. Analistlere göre Çin’deki talep ve altına dayalı borsa yatırım fonlarına geri dönüşlerin sarı madeni destekliyor. Riskli varlıklara göre borsalar daha sakin bir seyir izliyor.
Türkiye’de bu hafta borsa, altın ve döviz kazandırdı. Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 0,73, altının gram satış fiyatı yüzde 2,72, dolar/TL yüzde 0,52, euro/TL yüzde 0,97 prim yaptı. Piyasalarda 1000 liralık bir yatırım haftalık bazda borsada 1007,3 lira, altında 1027,2 lira, dolarda 1005,2 lira ve euroda 1009,7 lira oldu.
Piyasalar gelecek 24-28 Mayıs 2021 haftasında yurt içinde kapasite kullanımı, reel kesim güven endeksi, dış ticaret dengesi, S&P ülke kredi notu değerlendirmesini izleyecek.
Yurt dışında ise ABD’de yeni konut satışları, GSYH, bekleyen konut satışları, Michigan tüketici güven endeksi, Almanya’da GSYH, IFO iş ortamı güven endeksi takip edilecek.
BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi en düşük 1.439,36, en yüksek 1.465,56 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 0,73 artarak 1.451,84 puandan tamamladı. Oluşan tabloya göre endekste 1470 ve 1493 direnç, aşağı sarkmalarda 1435 ve 1400 seviyeleri destek konumunda olduğu tahmin ediliyor.
DOLAR/TL… ABD doları yüzde 0,52 değer kazanarak 8,3850 liradan haftayı kapattı. Halen 8,41 seviyesinde hareket eden kurda 8,30’un kırılması durumunda 8,13’ler yeniden görülebilir. Ancak 8,40’ların üzerinde kalması durumunda kur 8,58’lere kadar tırmanabilir, öngörüsü yaygın.
EURO/TL… Euro geçen haftayı TL’ye karşı yüzde 0,97 prim yaparak 10,2110 liradan tamamladı. Avrupa’da ekonominin güçlenmesiyle euro da kademeli olarak dolara karşı güç kazanıyor. Ancak kurun 1222 direncini kırmasına rağmen satışlarla yeniden 1,21’lere geri dönmesi dikkat çekiyor. ABD’de FED tutanakları ve tahvil alımlarıyla ilgili spekülasyon TL’yi de başta dolar ve euro karşısında zayıflatıyor. Euro halen 10,2580 seviyesinde hareket ediyor. Euro/TL’de 10,30 ve 10,40 kuvvetli dirençler. Destekler ise 10,22 ve 10,10’larda.
ALTIN… Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 2,72 kazanımla 506,00 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 2,69 artışla 3.354,00 liraya yükseldi. Geçen hafta 798,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 819,00 liraya çıktı. Yurt dışı piyasalarda da ons altın 1881 doları geçti. Ons altının 1870 doların üzerinde kaldığı sürece 1900 dolar yolunda ilerleyeceği sanılıyor. Halen 509 seviyesinde hareket eden gram altında 510 liranın yukarı kırılması ise 520 lira ve üzerini gündeme getirebilir.
PETROL… ABD 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 1,7’lere çıkmasıyla 65 dolara kadar düşen brent petrol, faizlerin yeniden yüzde 1,62’ye gerilemesiyle 67 dolar bandına kadar yükseliş kaydetti. İran’a yönelik ambargonun kaldırılacağına dair haberler de petrol fiyatlarında dalgalanmaya sebep oluyor. 65 dolar direnç seviyesini geçen brent petrolde olumsuzluklar karşısında 70 doları, yeniden 65,30 seviyesinin altında kaldığı sürece 64 dolarda kalacağı öngörülüyor.
KRİPTO PARA… Son dönemde kripto para piyasasına olan güvensizlik fiyatları da aşağı çekiyor. Bu hafta Çin’in kripto para birimlerini yasaklaması piyasada önemli kayıplara neden oldu. Piyasanın lideri Bitcoin haftalık yüzde 21’lik bir kayıp yaşadı ve 38 bin 290 dolara geriledi. Ethereum da kayıplardan nasibini aldı 2 bin 430 dolardan işlem gören Ethereum haftalık yüzde 39 değer kaybetti. Ripple de 0,934 dolarla yüzde 30 yatırımcısına kaybettirdi. Piyasada en büyük kaybı yüzde 48 ile Polkadot, yüzde 47 ile İnternet Compu. Ve yüzde 43 ile Binance gördü.