"UCUZ İŞ GÜCÜ DEVRİ KAPANDI"
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, yaklaşık 2,5 yıldır süren sıkı para politikası sürecinde yapısal reformların tamamlanması için bir 'mola' verilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin artık ucuz iş gücü ile rekabet etme şansının kalmadığını vurgulayan Aran, "Mısır ile rekabet şansımız yok. Çıkış yolu ucuz iş gücü değil, katma değerli üretimdir" dedi.

Mustafa DENİZ
Türkiye İş Bankası ve Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) iş birliği ile 2024'te başlatılan 'OSB’lerde İkiz Dönüşüm Buluşmaları'nın beşincisi; Konya, Gaziantep, İzmir ve Ankara’nın ardından İstanbul’daki OSB’lerde ihracat ve istihdam odaklı üretim yapan firmaları bir araya getirdi. Projenin kapanış toplantısında mevcut ekonomik program ve reel sektörün durumu hakkında mesajlar veren İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikasının sonsuza kadar sürdürülemeyeceğini belirterek, sanayide dönüşüm ve eksik parçaların tamamlanması için programa bir "devre arası" verilmesi gerektiğini savundu.
YAN ETKİ ANA SORUNUN ÖNÜNE GEÇEBİLİR
Mevcut ekonomik programın tek bir konuya gereğinden fazla odaklanılması durumunda riskler barındırdığına dikkat çeken Aran, sıkılaşmanın dozunun sürekli artırılmasının yan etkilere yol açabileceğini ifade etti. Aran, "Doğru yerde, doğru şekilde bir mola vermenin faydalı olduğuna inanıyorum. Aksi takdirde yan etkiler, ana konunun önüne geçebilecek boyuta ulaşabilir" dedi. Kredi fiyatlamaları nedeniyle kredibilitesi yüksek müşterilerin borçlanmaktan kaçındığını, ödeme güçlüğü çekenlerin ise yüksek faize razı olduğunu belirten Aran, sürekli çıkarılan yapılandırma ve afların da borç ödeme alışkanlığını bozarak ahlaki bir erozyona neden olduğunu dile getirdi.
KURT KIŞI GEÇİRİR AMA...
Hakan Aran, "Bu geçtiğimiz dönemi kış dönemi olarak nitelendirirsek evet kış belki sert geçiyor. Kurt kışı geçirirmiş ama yediği ayazı da unutmazmış. O yüzden bizim de bu dönem içerisinde bu dönemi nasıl geçirdiğimizi unutmamamız gerekiyor. Bu dönem başlamadan önce yaşanan o daha bol paraya erişimin kolay olduğu paranın bol olduğu dönemde kredileri nasıl kullandığımız, ne amaçla kullandığımızı gözden geçirip bundan sonra o mola verildiğinde ve politika değişip tekrar finansal erişim rahat hale geldiğinde nasıl kullanmak gerektiğini bence çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Aksi takdirde biz gene aynı hataya düşebiliriz" diye konuştu.
'ORTA DİREK' ZAYIFLIYOR UYARISI
Kişi başına düşen milli gelirin 17 bin dolar seviyelerine çıkmasına rağmen, medyan gelirin 4-5 bin dolar seviyesinde kaldığına işaret eden Hakan Aran, orta direğin eridiğini söyledi. Aran, "Orta grup ya yoksulluğa doğru ya da zenginliğe doğru kayıyor. Hava yastığı olarak görülen orta segmentin zayıflaması, gelir dağılımı adaletsizliğini artırıyor. Ev sahibi-kiracı kavgaları ve asgari ücret tartışmalarındaki uzlaşmazlıkların temelinde bu yatıyor" ifadelerini kullandı.
MISIR İLE YARIŞAMAYIZ
Türkiye'nin küresel rekabetteki konumuna da değinen Aran, ucuz iş gücüne dayalı rekabet döneminin kapandığını net bir dille ifade etti. Aran şunları kaydetti: Türkiye'nin bugün gelmiş olduğu seviye, ucuz iş gücüyle rekabete imkân vermiyor. Tekstili örnek alırsak, Mısır'la rekabet etme şansımız yok. Mısır'daki asgari ücret seviyesiyle Türkiye'de iş gücü bulunmasını beklersek çok bekleriz. Biz o aşamaları geçtik. O yüzden bizim çözümümüz artık ucuz iş gücü odaklı değil, mutlaka katma değerli üretim konusu olmak durumunda ve bu sefer verilen o molayı mutlaka ve mutlaka verimli ve katma değerli üretim için kullanmamız gerekiyor.
İKİZ DÖNÜŞÜMLE VERİMLİLİK ARTTI
Konuşmasının son bölümünde İş Bankası, MEXT ve OSBÜK iş birliğiyle yürütülen "100 KOBİ’nin İkiz Dönüşüm Yolculuğu" projesinin sonuçlarını paylaşan Aran, proje sonucunda işletmelerde yüzde 10-20 arasında verimlilik artışı, yüzde 50'ye varan kapasite artışı ve enerji maliyetlerinde yüzde 20’ye varan tasarruf sağlandığını açıkladı.