"BU YAŞANAN SON PANDEMİ OLACAK"
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, TeleTıp teknolojilerinin erken teşhisle hayat kurtarılacağını belirterek, "Telekomünikasyon ve teknoloji sektörlerinin ortak gücüyle ben bunun insanlık tarihinin global anlamda yaşadığı son pandemi olacağını düşünüyorum. Teknolojiyi etkin kullanabilirsek bu yaşadığımızın son pandemi olacağını düşünüyorum" dedi.

Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, TeleTıp teknolojilerinin erken teşhisle hayat kurtarılacağını bel
Okan SARIKAYA
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, Gazetelerin Genel Yayın Yönetmenleri ile bir araya geldi. Turkcell’in gündemindeki güncel konuları değerlendiren Murat Erkan, Telekomünikasyon sektöründeki her yüzde10’luk büyümenin, ekonomik veriler üzerinde yüzde 1-1,5’in üzerinde büyüme etkisi yaptığını belirterek, ekonominin kaldıracının telekomünikasyon sektörü olduğunu vurguladı.
Erkan, “Hedefi Turkcell’in içinden en az 3 marka daha çıkarmak. Bu hedefe en yakın markalar Paycell. Türkiye’nin unicorn adayı Paycell olacak” ifadesini kullandı.
Pandeminin ekonomiye etkisini değerlendiren Erkan, 10 yılda gerçekleşmesi öngörülen dijital dönüşümün, pandemi sebebiyle 6 ay gibi çok daha kısa bir sürede gerçekleştiğinin altını çizdi. Önümüzdeki dönemde TeleTıp teknolojilerinin erken teşhisle hayat kurtarılacağını söyleyen Erkan, “Telekomünikasyon ve teknoloji sektörlerinin ortak gücüyle ben bunun, insanlık tarihinin global anlamda yaşadığı son pandemi olacağını düşünüyorum” dedi.
“3 SENEDE 16 MİLYAR TL YATIRIM PLANLIYORUZ”
Erkan, Genel Müdürlükteki görev süresinin 1,5 yıla yaklaştığını belirterek, göreve gelir gelmez Turkcell’in 26 yıllık tarihinde olduğu gibi ajandasında ilk önceliğinin Turkcell müşterileri olduğunu kaydetti. Erkan, şöyle devam etti:
“Müşterilerimiz dışında yine göreve geldiğimde her yıl 1 milyon yeni müşteri hedefi ve üç stratejik büyüme alanı belirledik. 2019 yılı sonunda açıkladığımız 3 yıllık planda da yer alan 3 ana odağımız; Dijital Servisler, Dijital İş Servisleri ile şirketleri dijitalleştirme, Techfin. Pandemi, stratejimizin ne kadar doğru olduğunu kanıtladı. Göreve başladığımdan beri yeni faturalı müşteri bazımızı yaklaşık 2,5 milyon artırdık. 2020’nin ilk yarısında 13,6 milyar TL ile tüm zamanların en iyi yarı yıl gelirini elde ettik. Dijital İş Servisleri şirketimiz 2019’da yüzde 44, 2020’nin ilk 6 ayında ise yüzde 25 büyüdü. Yerli ve milli dijital servislerimizin tekil gelirleri 2019 yılı sonunda 1 milyar TL’ye ulaşırken, 2020’nin ilk yarısında ise yine yıldan yıla yüzde 26 arttı. Paycell platformumuzun 2019’un dördüncü çeyreğindeki büyümesi yüzde 78 olurken, 2020’nin ikinci çeyreğinde grup dışı gelir artışı yüzde 60 oldu. Aynı zamanda Paycell Kart işlem hacmi yüzde 70 arttı. 15 yılda 50 milyar TL’lik yatırım yaptık. Önümüzdeki 3 senede de 16 milyar TL yatırım planlıyoruz. 2020’nin ilk altı ayında 3 bin 149 kişiye istihdam sağladık. Yurt içi ve yurt dışındaki grup şirketleriyle birlikte 22 bini aşkın kişiye yeni iş imkânı sunduk. Hedefimiz 2020 yılı içerisinde toplam 7 bin kişilik işe alım gerçekleştirmek.”
“BU YAŞANAN SON PANDEMİ OLACAK”
Telekom sektörünün kritik bir sektör olduğunun pandemi döneminde bir kez daha ortaya çıktığını aktaran Erkan, 10 yılda gerçekleşecek dijital dönüşümün 6 ayda gerçekleştiğini söyledi.
Şirketlerin ajandasında dijital dönüşümün her zaman olduğunu, pandemi sürecinden itibaren dijital dönüşümün birinci öncelik haline geldiğini belirten Erkan, “Çünkü bunu sağlayamayan şirketlerin iş yapamaz hale geldiğine tanık olduk. Önemli olan bu tür olağandışı dönemlere öncesinde hazır olmak. Altyapımızı bugünleri düşünerek hazır hale getirdik. Ülkemize mobilde 1.4 Gbps, sabit şebekede ise 10 Gbps hızları destekleyen, dünyanın en iyi internet altyapılarından birini kazandırdık. Bu sayede pandemi döneminde de halkımızın yanında olduk. Hızlı ve kaliteli hizmet vermeye devam ettik. Dünya en son böyle bir pandemiyle 1918 yılında karşılaştı. Üzerinden 100 seneden fazla bir zaman geçti ve tekrar karşı karşıyayız. İş yapış şekillerinde yıkıcı etkiye sahip bir değişim döneminden geçiyoruz” dedi.
“TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜ EKONOMİNİN KALDIRACIDIR”
Telekomünikasyon sektörünün lokomotif sektörlerden biri olduğunu vurgulayan Erkan, “Telekomünikasyon operatörlüğü bir tarafa, dijital katma değerli hizmetlerimizin önünün daha da açılacağı bir döneme giriyoruz. Dijital ödeme sistemleri bu anlamdaki en iyi örnek. Pandemi ortamının dünyada nasıl bir değişimi beraberinde getireceğini hep birlikte göreceğiz. Bu değişimi doğru okuyup, müşterisinin yanında olanlar, onların ihtiyaçlarını doğru okuyanlar için yeni bir dönem başlıyor. Telekomünikasyon sektörü teknoloji sektörüyle birlikte ekonominin kaldıracıdır. Telekom sektöründeki her yüzde 10’luk büyümenin, ekonomik veriler üzerinde yüzde 1-1,5’in üzerinde büyüme etkisi yaptığını belirtmek isterim. Telekomünikasyon sektörünü, pandeminin ekonomik yansımalarını aşabilmek adına, kilit sektörlerden biri olarak görüyoruz. Telekomünikasyon ve teknoloji sektörlerinin ortak gücüyle ben bunun insanlık tarihinin global anlamda yaşadığı son pandemi olacağını düşünüyorum. Giyilebilir cihazların ve özellikle ev içi sensörlerin yaygınlaşmasıyla birlikte artık sağlık alanında çok daha hızlı hareket edebilir hale geliyoruz. Artık suyun kalitesinden, havadaki kirlilik oranına kadar onlarca metrik akıllı cihazlarımız ve giyilebilir teknolojiler ile hızla ölçülebiliyor. Teknoloji hayal bile edemeyeceğimiz bir düzeye erişecek ve örneğin yapay zeka teknolojileri, bir bölgede 300 kişinin aynı anda ateşi çıktığında devreye girecek. O nedenle teknolojiyi etkin kullanabilirsek bu yaşadığımızın son pandemi olacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“TELETIP TEKNOLOJİLERİNİN ERKEN TEŞHİSLE HAYAT KURTARILACAK”
“Önümüzdeki dönemde TeleTıp teknolojilerinin erken teşhisle hayat kurtaracağını düşünüyorum” ifadesini kullanan Erkan, şöyle devam etti:
“Hastanelere bu kadar sık gitmemiz için bir neden olmadığını, birçok küçük hastalığın uzaktan da teşhis edilebildiğini ve hastanın ilacının dahi kapısına kadar götürülebildiğini bu dönemde gördük. Yine online eğitim ve uzaktan çalışma modelleri hayatımız normale dönse dahi artık hayatımızın vazgeçilmez birer parçası. Bu alanda da Türkiye’nin önünde büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu alanda geliştirdiğimiz dijital servisler kısa sürede dünyaya açılabilir. Yeni eğitim modelleri ile vatandaşlarımızın uzaktan eğitim alarak hayata katılmalarını sağlayabiliriz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu’nun dediği gibi çocuklarımızın uzaktan eğitim süreçlerine destek olmak için Turkcell olarak elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.”
“VERİ TRAFİĞİ YÜZDE 50 ARTTI”
Finans sektörünün organize ettiği günümüz sisteminin yerini telekomünikasyon şirketinin dizayn edeceği bir ‘dijital çağa’ doğru ilerlendiğini aktaran Erkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dijitalleşmenin hayatımızı ne denli değiştirdiğini gözler önüne sermek adına pandemi boyunca dijital tüketimin ne kadar arttığına dair bazı çarpıcı verileri paylaşmak isterim. Uzaktan eğitim ve evden çalışma sürelerinin artmasıyla birlikte şebekemizdeki toplam internet trafiğinde yüzde 50’lik bir artış söz konusu oldu. Hatta sabit şebekemizde bazı saatlerde yüzde 80’lik artış olduğunu görüyoruz. Bu artışlarla birlikte 2020 yılının ikinci çeyreğinde 4.5G'de kişi başı ortalama data kullanımı 13,9 GB'a çıktı. Turkcell’in dijital kanalları üzerinden gerçekleşen işlem ve cihaz alımları da rekor seviyelere ulaştı. Turkcell.com.tr ve Dijital Operatör uygulaması üzerinden yapılan akıllı cihaz satışlarında 15 kat artış yaşandı. Bu dönemde mobil altyapı üzerinden fiber hızları sağlayan Superbox ürünümüzün toplam müşteri sayısı da 500 bini buldu.”
“5G’YE GEÇİŞ KONUSUNDA TÜRKİYE’NİN EN HAZIR ŞİRKETİYİZ”
Erkan, şöyle devam etti:
“Dijitalizasyon = Büyük veri + Yapay zeka + Makine öğrenmesi + Nesnelerin interneti. Telekom sektörü artık bu döngünün her yerinde, olmazsa olmaz bileşen olacak. Dijitalizasyon gelecek trendlerini değiştiriyor, paradigmal değişimler yaratıyor. Eskiden ‘bir lisan bir insan’ derken artık bu sözdeki lisan kısmını yazılım ve kodlama dili için kullanmaya başlıyoruz.
Telekomünikasyon, ekonomik büyüme için en önemli katalizör. Eski dünyada insanları konuşturuyordu, yeni dünyada ise makineleri birbirine bağlıyor, hayatımızı kolaylaştırıyor. E&Y raporuna göre; hızlı bir şekilde ve geniş çaplı veri toplanmasını sağlayan ‘nesnelerin interneti’ teknolojisinin küresel pazar büyüklüğünün 2021 yılında 243 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Biz ise Turkcell olarak 5G’ye geçiş konusunda Türkiye’nin en hazır şirketiyiz. Hazır olduğumuzu da geliştirdiğimiz ürün ve servislerle her fırsatta gösteriyoruz. Sahip olduğumuz güçlü altyapının 5G’ye geçişimizi de kolaylaştıracağına olan inanıyorum. Benim de yönetim kurulunda bulunduğum GSMA’de de bu dönüşümleri ve telekom sektörlerinin rolünü sık sık değerlendiriyoruz. GSMA raporlarına göre 2025 yılında dünya genelinde 1,8 milyar insanın 5G bağlantısı olacak. 5G teknolojilerinin 2024-2034 yılları arasında küresel ekonomiye katkısı 2,2 trilyon dolara ulaşacak.”
5G’ye geçişle birlikte endüstrilerde ciddi bir dönüşüm yaşanacağını belirten Erkan, tüketicinin 5G’yi hız anlamında hissedeceğini ancak asıl kritik alanın altyapı ve teknolojinin kullanımı olacağını söyledi. “Örneğin bir futbol maçı yayınını istediğin açıdan izlemek mümkün olacak. Hali hazırda uydu üzerinden yayınlanan maçların 5G ile yayınlanması izleme teknolojilerini çeşitlendirecek ve genişletecek” ifadesini kullandı.
“YERLİ VE MİLLİ TEKNOLOJİLERE DAHA FAZLA ODAKLANMAMIZ GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G'ye geçemeyiz” açıklamasını hatırlatan Erkan, “Cumhurbaşkanımızın açıklamasında da işaret etiği gibi, 5G ile ilgili yerli teknolojileri de daha fazla görmek istiyoruz. Bunu bir misyon olarak kabul edip TÜBİTAK başta olmak üzere yerli ve milli 5G teknolojileri konusunda çalışan tüm kurum ve kuruluşlara tam destek veriyoruz. Gerek üniversitelerimiz gerekse şirketlerimizle birlikte çalışarak Türkiye’de yerli ve milli bir 5G çözüm ekosisteminin oluşturulmasına destek oluyoruz. Yerli ve milli baz istasyonu ULAK için toplam verilen 3 bin 400 siparişin 2 bin 900’ünü Turkcell olarak biz verdik. Bugüne kadar yerli ve milli teknolojilere verdiğimiz desteğin bir sonucu olarak Türkiye’nin en yüksek yerlilik oranına sahip operatörüz. Türkiye’de milli ekosistemi en fazla destekleyen şirket olarak bugün sayıları 1.300’e yaklaşan mühendislerimizle kendi teknolojilerimizi geliştiriyoruz. Sahip olduğumuz teknolojiyle yerli ve milli dijital uygulamalar geliştirirken, bir yandan TOGG ile Türkiye’nin otomobilinin gelişimine katı sunuyor diğer yandan da şehir hastanelerinin dijital sağlık altyapısını sağlıyoruz. Sadece bunlar yeterli değil. Günümüzün petrolü veri. Veri güvenliği milli mesele. Her ülke kendi verisini kendi tutmak istiyor. Biz yıllardır bunun önemine işaret ediyoruz. Dijital kimlik, bugünün ve önümüzdeki yılların en önemli konularından biri. Bu bağlamda da dijital güvenlik meselesini en ince ayrıntısına kadar çalışıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜLKEMİZİN VERİSİNİ YERLİ VE MİLLİ TESİSLERDE KORUYORUZ”
Erkan, şöyle devam etti:
“‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın’ diyerek veri merkezi yatırımlarımızı hız kesmeden devam ettirdik. Ankara’da Türkiye’nin en büyük veri merkezini açarak toplamda 33 bin 500 metrekare beyaz alana ulaştık. Yakın zamanda da Çorlu’daki veri merkezimizi devre alacağız ve toplam beyaz alan kapasitemiz 39 bin 500 metrekareye çıkacak. Böylece yeni nesil veri merkezlerine yaptığımız yatırımlar 2 milyar lirayı aşmış olacak. Yaptığımız yatırımlar sayesinde bugün Türkiye’nin en büyük veri işletmecisi konumundayız. Ülkemizin verisini yerli ve milli tesislerde en yüksek güvenlik standartlarını sağlayarak koruyoruz.
Yine siber güvenlik operasyon merkezimizde görev yapan 100’den fazla siber güvenlik uzmanımızla hem müşterilerimize koruma sağlıyor hem kurumlara özel koruma çözümleri sunuyoruz. Bu noktada ülkelerin geldiği noktayı da anlatmak isterim. Ülkemizin her yerinde olduğu gibi Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz bölgesinde de yatırımlar devam ediyor. Bu bölgelerin bir kısmında 1000-1500 civarında İsveç üzerinden sinyal veren simkart olduğunu fark ettik. Haliyle şaşırdık. Nedir ne değildir diye sorguladığımızda İsveç’ten gelen iş makinelerinin içerisinde yer alan sim kartlar olduğunu anladık. Yani artık ülkeler kendi iş makinelerinde dahi kendi teknolojilerini kullanmak üzere planlarını sürdürüyorlar.”
“TÜRKİYE’NİN UNICORN ADAYI PAYCELL”
En büyük amaçlarının Turkcell’in içinden en az üç marka daha çıkarmak olduğunu dile getiren Erkan, “Bu hedefe an yakın markamız Paycell ile iddialıyız. Hatta şunu çok net söyleyebilirim; Türkiye’nin unicorn adayı Paycell olacak. Dünyaya baktığımızda batıda ApplePay, Paypal gibi çözümleri görüyoruz. Bu tarafta regülasyon daha sıkı, banka kullanan vatandaş sayısı çok yüksek. Dolayısıyla bu coğrafyada techfin çözümleri daha çok e-ticaret üzerinden büyüyor. Doğruda ise Çin var. Alipay, Wechat gibi çözümler karşımıza çıkıyor. Hindistan’da Paytm’i görüyoruz. Techfin çözümleri her alana dokunabiliyor. Sokakta bir şey de alabiliyorsunuz, para transferi de yapabiliyorsunuz. Bir de Kenya’da m-pasa örneği var. Para gönderip alma gibi en temel bankacılık işlemlerinin bile kırsal alanlarda da yapılabilmesine izin veren bir altyapı. Artık kimse yanında para taşımayacak. Türkiye bu alanda genç nüfusu ve potansiyeli ile büyük bir fırsat barındırıyor” ifadelerini kullandı.
“YERLİ DİJİTAL KONFERANS UYGULAMASI GELİYOR”
Koronavirüs salgınının olumsuz bir dönem yaşanmasına neden olduğunu söyleyen Erkan, şunları kaydetti:
“Sektörümüzde önemli yükselişler yaşandı. İletişim ve yaşam platformumuz BiP’te görüntülü görüşme süresi yüzde 90 artarak 29 milyon dakikalık görüşmeye ulaştı. Dönemin popüler iletişim kurma biçimi görüntülü görüşme süresi ise yüzde 400 arttı ve 25 milyon dakikaya erişti. Çok yakında da BiP’in dijital konferans uygulamasıyla dünyanın her yerinden kullanıcılar toplantılarını fiziksel olarak bir araya gelmeye ihtiyaç duymadan, güvenli şekilde yapabilecek.”
“ÖNCELİĞİMİZ TOPLUMSAL FAYDA”
Bugüne kadar hayata geçirdikleri tüm sosyal sorumluluk projelerinde önceliklerinin ‘toplumsal fayda’ olduğunu vurgulayan Erkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Fikirlerimizin, teknolojiyle birlikte katma değer sağlamasına dikkat ettik. TOBB ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ile 2016’da hayata geçirdiğimiz Geleceği Yazan Kadınlar Projemiz sayesinde kadınlar muhteşem projelere imza atıyor. Bu kapsamda geliştirdikleri projeyle dereceye girenlere maddi desteğin yanı sıra manevi destek de sunuyoruz. Ayrıca 150 kadına da Turkcell’de iş imkanı sağlıyoruz. Özel eğitime ihtiyaç duyan engelli çocukları hayata kazandırma amacıyla eğitimlerine ve istihdamlarına destek olmaya da devam ediyoruz. TURKSPORU’na yatırımımıza da devam ediyoruz. Bugüne kadar spora verdiğimiz destek 800 milyon TL’yi geçti. A Milli Futbol Takımı’na desteğe devam ediyoruz. Destek verdiğimiz Atletizm ve yüzmede yaklaşık 220 bin lisanslı sporcu sayısına ulaşıldı. Bedensel Engelli Federasyonu’na bağlı 18 branşın ana sponsorluğunu yapıyoruz.”