Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) Başkanı Dr. Hakan Çınar, BRICS’e tam üyeliğin Türkiye için önemli ama aynı zamanda riskli bir adım olacağını söyledi.

Dr. Hakan Çınar, yetkili makamlardan resmi bir açıklama yapılmamasına rağmen Türkiye’nin BRICS’e tam üyelik isteğinin söz konusu olduğunu hatırlattı. NATO üyesi ve AB ile üyelik süreci bir şekilde devam eden Türkiye’nin BRICS’e ilgisinin “stratejik bir yön değişimi mi, yoksa daha fazla oluşum ile etkileşim arzusu mu?” tartışmalarını beraberinde getirdiğini belirten Dr. Çınar, şöyle devam etti:

“BRICS ülkelerinin 2023’te 30,8 trilyon dolarla küresel gayri safi yurt içi hasılaya yüzde 29 civarında katkı sunduğunu görüyoruz. Bu hacim 45,9 trilyon dolarla küresel ekonomiye yüzde 43 katkı sağlayan G7 ülkelerinin şimdilik altında kalmakla birlikte, BRICS’in payının önümüzdeki yıllarda artacağına kesin gözüyle bakabiliriz. G7’nin hegamonyası­nı kırması, ulusal paralarla ticareti teşvik etmesi, ABD’nin tekelinde olan SWIFT sisteminin dışına çıkabilme imkânı sunması ve Asya’dan Latin Amerika’ya geniş bir coğrafyaya yayılması BRICS’in artıları olarak öne çıkıyor. Batı üretim gücü yüksek Çin, Rusya ve Hindistan gibi BRICS ülkeleri ile rekabette her geçen gün daha fazla zorla­nacak. Türkiye özelinde baktığımızda Rusya’ya 58, Çin’e 38 milyar do­lar cari açığımız bulunuyor. Batı ile ticarette dengeli bir durum olduğu, hatta cari fazla verdiğimiz düşünüldüğünde, ‘Türkiye yeni bir yola girerek yeni düzene ayak uydurmaya mı çalışıyor, AB’nin tam üyelik konusundaki tutumuna tepki adımı mı atmaya hazırlanılıyor?’ gibi sorular akla geliyor.  BRICS’e yakın olmak ve küresel ticarette etkileşi­mi artırmak elbette olum­lu ama Batı’nın tepkisini iyi izlemeliyiz. Sonuç olarak söylemek gerekirse BRICS’e tam üyelik Türkiye için önemli ama riskli bir adım olur.”