SON DAKİKA
Borsa Cumartesi 12 Ekim 2024 02:42

BORSA'DA TAŞLAR YERİNE OTURUYOR

BİST'in tarihi zirvesi olan 11 bin 245 puandan başlayan düşüş dalgası 8 binli puanlara kadar geldi. Her ne kadar bu hafta biraz toparlanma var gibi görünse de Borsa'daki küçülme gözle görünür bir şekilde arttı. Uzmanlar bu durumu Borsa'da taşların yerine oturması olarak değerlendiriyor

Borsa'da taşlar yerine oturuyor

Türkiye ekonomisi zorlu günleri geride bıraktı. Dezenflasyon süreci başlarken cari açıkta gerileme, ihracatta artış, gri listeden çıkma, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not yükseltişi, para politikasındaki rasyonelleşme, mali disiplin, Orta Vadeli Program kapsamındaki tedbirler gibi birçok önemli gelişme yaşandı.

Piyasalar ekonomiye ilişkin bu gelişmeleri kayda almamış gibi davranmaya başladı. Borsa İstanbul hızlı düşüş yaşarken döviz kurlarında artış başladı. Baz etkisi nedeniyle enflasyon düşüşe geçse de aylık enflasyonun yüksek olması yüksek faiz ortamının devamına işaret etti.

Uzmanlar, Borsa’daki bu düşüşü, “taşlar yerine oturuyor” şeklinde değerlendiriyor.

Tarihi zirveden düştü

Borsa İstanbul tarihi zirvesi olan 11 bin 245 puan seviyesinden gerilemeye başladı. Yüzde 20 oranında kayıp yaşayan BİST’te hisse bazlı bakıldığında yatırımların kayıpları daha da derinleşti. Parasını mevduatta risksiz olarak değerlendirselerdi 1 milyon liraya 3 ayda yüzde 13 oranında bileşik faiz getirisi gelir ve anapara+faizin brüt getirisi 1 milyon 130 bin lira oluyordu.

Yatırımcıların borsadan zararlarını çıkarması için yüzde 20'lik zararın silinip üstüne de hızla yükselmesi gerekiyor ki 2.5 aylık kayıp hızla ortadan kalksın.

Mevduat faizindeki yükseklik cezbediyor

Türk Lirası mevduata uygulanan yüksek faiz yatırımcıları risksiz ortama yönlendiriyor. Bankaların yıllık yüzde 50 faiz vermesi ve bir süredir de yüksek faiz ortamının devam etmesi bileşik faiz açısından enflasyonun üzerinde reel getiri sağlıyor. 

Yabancı yatırımcının payı azalıyor

Borsa İstanbul’da yurt dışında yerleşik kişilerin hisse senedi stokları piyasa değeri 34 milyar 50 milyon dolar olarak gerçekleşti.

DİBS (Kesin Alım) stokları 15 milyar 968,3 milyon dolar, DİBS (Ters Repo) stokları 5 milyar 119,2 milyon dolar, DİBS (Teminat) stokları 5 milyar 119,2 milyon dolar oldu. Genel yönetim dışındaki sektör ihraçları 280,7 milyon dolar seviyesinde açıklandı.

Yıl sonunda 11 bin puan görülebilir

Uzmanlar, ilk yarıyılda yüzde 28 artış kaydederek 253 dolardan 325 dolara yükselen BIST endeksinin ikinci yarıyılda satıcılı bir seyre sahne olduğunu, ekim ayının ilk haftası içinde 263 dolara gerilediğini ve 2024 getiri oranı dolar bazında yüzde 4’e düştüğünü belirtiyor.

Orta doğudaki gerilimin etkisi

Borsa’nın ilk yarıyılda çok hızlı yükselmesinin ikinci yarıyıla başlarken en önemli dezavantajı olduğunu diye getiren uzmanlar, özelikle Ortadoğu’da yükselen gerilimin etkisiyle BIST ekim ayının ilk iki işlem gününde yüzde 8 değer kaybı yaşayarak fiyatların çok ucuz sayılabileceği bir düzeye gerilediğine vurgu yapıyor.

Hisse fonlarında yükseliş olmaz

İlk yarıyılda servet artışı olduğunu dile getiren uzmanlar, ikinci yarıyılda da kazançların büyük bölümünün geri verildiğini kaydederek, “Borsa düşerken hisse senedi fonlarından kimse yükseliş beklememeli. Tüm alan fonlarını yatırımcılar ortağı oldukları bir koalisyon gibi görmeli” ifadelerini kullandı

Beklentiler satın alınacak

Hisse senedi piyasaları diğer marketlere kıyasla daha volatil olduğuna dikkat çeken uzmanlar, “Hareket yukarı yönde geliştiği gibi pekala son 4 aydır olduğu gibi düşüşler de yaşanabilir.

Türkiye, çok büyük çalkantılara neden olabilecek enflasyon sorununu aşma yolunda ilerleme kaydetti. Kaçınılmaz yan etki olarak ekonomi yavaşladı ve bu 2025 yaz aylarına kadar sürmeye aday görünüyor.

Ancak 2025 ikinci yarıyıl faizlerin görece düşük olacağı, ekonomik aktivitenin ve şirket karlarının da hissedilir düzeyde artış kaydetmeye başlayacağı bir perde olmaya aday görünüyor.

BİST yılı 11 bin 500 puandan kapatabilir

Borsadaki baskının birkaç nedeni olduğunu dile getiren uzmanlar, “Yüksek faiz ve enflasyon beklentilerinin henüz kırılamamış olması ve kredi faizlerinin yüksek olması, yatırımcıların yatırım tercihlerini kısa vadede mevduata yöneltmesi ve kredili işlemleri taşımanın zorluğu, hisse fiyatları üzerinde baskı yaratıyor. Jeopolitik endişelerin artması da genel olarak borsa üzerindeki baskıyı artırıyor. Yıl sonuna kadar olan süreçte, jeopolitik konularda öngörülemeyen bir gelişme olmadığı takdirde, BIST-100 endeksinin mevcut 9 bin seviyelerinden daha yüksek bir seviyede dengeleneceğini, enflasyonda düşük ve faiz indirim beklentilerinin yakınlaşmasıyla birlikte 10 bin 500 ila 11 bin 500 aralığında kapanabileceğini düşünüyoruz” değerlendirmesi yapıyor.

Faize ilişkin düşüş beklentileri yükseliş getirir

Uzun vadeli görünümün iyileştiğine vurgu yapan uzmanlar, “Özellikle makro dengelerde iyileşme, cari açığın azalması, sıkı para politikası ve kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışları, son 10 yıldır giden ve son iki yıldır yeniden gelme eğiliminde olan yabancı yatırımcı girişleri açısından da umut verici. Şu anda borsa dayanıklılık testinden geçiyor. Ekonomi programının olumlu sonuçları görülse de enflasyonun düşeceğine olan inancın sektörlere yansıması, global faiz indirim beklentileri henüz fiyatlanmıyor. Önümüzdeki 3-4 aylık dönemde, faiz indirimlerine ilişkin beklentilerin yeniden ön plana çıkmasıyla birlikte borsaya yerli yabancı ilgisinin de artacağını düşünüyoruz.” diyor.

İki aydır baskı artıyor

Borsada son iki aydır baskının arttığının gözlemlendiğini ifade eden uzmanlar, bu sürecin “geliyorum” dediğini, Türkiye’de enflasyonu düşürmek için uygulanan faiz politikasının bir sonucu olarak ekonomide yavaşlamanın kaçınılmaz bir sonuç olduğunu belirterek, “Ekonomide ivme kaybı, şirket kârlılıklarının azalma beklentileri ve bunlara ek olarak jeopolitik riskler borsadaki baskıyı artırdı. Tabii borsadaki düşüşe birçok neden daha ekleyebiliriz fakat ana sebepler bunlardır” diye konuşuyor. 

Yatırımcının önünü görememesi normal

BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Kork ise şu değerlendirmelerde bulundu:

“Pay piyasaları için yapılan tahminler ve gelecek öngörüleri her zaman her şeyin normal olarak değerlendirildiği senaryolar üzerinden yapılır. Maalesef bulunduğumuz bölgede normale göre öngörüde bulunmak çok zor. Jeopolitik gelişmeler ve yaşanan kaos ortamıyla Orta Doğu’daki yangın maalesef söndürülemeyecek seviyeye doğru ilerliyor. Yatırımcının böyle bir ortamda önünü görememesi çok olağan bir durum. Yılı kapatmamıza yaklaşık 3 ay kaldı. Bu süre çok da kısa bir süre değil aslında. Çok şeyin değişebileceği, olumsuz havanın dağılarak daha stabil bir ortama kavuşulabilecek uzun bir zaman zarfından bahsediyoruz. Aracı kurumların verdiği tahmini hedeflere erişilemese dahi Borsa İstanbul’un yılı şu an bulunduğu seviyenin çok çok daha üzerinde bir noktada kapatacağına inanıyorum.

Türkiye adına olumlu gelişmelerin yaşandığı bir yıl geçiriyoruz. Bu pozitif hava bu seneyle sınırlı kalmayıp 2025’te de sürecektir fakat içeride yaşanan olumlu gelişmeler kadar dışarıda da olumsuz gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Bölgedeki savaş hali yayılıyor ve yatırımcı bu belirsizlik ortamında yatırımını güvenli liman olarak tanımlanan altın gibi kıymetli emtialara kaydırıyor. İkinci çeyrek bilançolarının da BIST performansında aşağı yönlü etkileri oldu. Ama net bir şekilde söyleyebilirim ki; Orta Doğu’da uzun yıllardır süren ve son bir yıldır sistematik bir soykırıma dönüşen savaşın etkileri olmasaydı Borsa İstanbul bugün aracı kurumların verdiği tahmini hedeflerin çok daha üzerinde bir performansa sahip olacaktı. Ama yine de umutluyum ve endeksin yıl sonuna kadar şu an bulunduğu noktanın çok daha üzerinde bir seviyeye geleceğini düşünüyorum.”

Uzun vadeli yatırımcılar kazanacaktır

Bu noktada yatırımcıyı kısa ve uzun vadeli diye ikiye ayırmak lazım. Uzun vadeli yatırımcının kayıplarını her halükârda 2025’in ilk yarısına kadar telafi edeceğini düşünüyorum. Hatta uzun vadeli yatırımcı düşüşleri alım fırsatı olarak değerlendirip portföyüne yeni hisseler de katacaktır. Elinde nakit para bulunanlar için zaten önemli bir fırsat döneminden bahsediyoruz. Her inişin bir çıkışı olacaktır ve uzun vadeli yatırımcı da endeksteki düşüşü bu şekilde yorumlayacaktır.

Kriz ortamı fırsat getirir

Yılbaşından itibaren mevduatın borsaya önemli bir rakip olması ve yüksek faizlerle beraber talepteki daralmanın ardından enflasyon muhasebesinin de etkisiyle baskılanan bilançolar BIST 100 endeksinin yükselişini sınırlı bir seviyede tuttu. Endeksle birlikte hisse yoğun yatırım fonları ve BES’ler de etkilendi doğal olarak bu durumdan ama şunu unutmamalı ki; her kriz ortamı beraberinde fırsatları da getirir. Pay piyasalarının önümüzdeki süreçte ivmeleneceğini ve yatırımcıyı mutlu edeceğini düşünüyorum.