Bitkiden Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ, sürdürülebilir gelecek ile ilgili yapılması gerekenleri anlattı, şirketin sürdürülebilir hedeflerini açıkladı. Akdağ, “Dünyamız, iklim krizi nedeniyle her geçen gün daha derin bir risk altına giriyor ve bu duruma karşı hızlı ve etkili önlemler almamız gerekiyor. Çünkü 2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık 10 milyara ulaşacağı ve gıda talebinin bugüne kıyasla yüzde 60 ile 70 oranında artacağı öngörülüyor. Bu da gıda kaynaklı emisyonların da önemli ölçüde artacağı anlamına geliyor. Bu yüzden Paris İklim Anlaşması’nın küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyeye kıyasla 1,5°C ile sınırlama hedefi doğrultusunda, gıda sistemlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması gerekiyor. Ancak yapılan araştırmalarda, fosil yakıt emisyonları ortadan kaldırılsa bile, sadece küresel gıda sisteminden kaynaklanan emisyonların ısınmayı 1,5°C ile sınırlamanın imkânsız hale getireceği, hatta 2°C hedefine ulaşmayı zorlaştıracağı belirtiliyor. İşte bu nedenle bitkisel gıdalar merkezli bir gıda sistemi dönüşümü şart” dedi

Doğru tarım teşvik edilmeli

Akdağ, “Bu noktada, tarımsal uygulamalarda sürdürülebilirliği benimsemek, doğru tarım yöntemlerini teşvik etmek ve toprağın bozulmasını önlemek adına daha bilinçli adımlar atmamız gerekiyor. Bitki bazlı gıdaların üretimi, hayvansal gıdalara kıyasla daha az sera gazı emisyonu üretiyor. Özellikle kırmızı et üretimi büyük miktarda metan ve karbondioksit salınımına neden olurken, bitkisel üretim bu emisyonları önemli ölçüde azaltıyor. TTGV Alternatif Protein Raporu’na göre, sadece küresel hayvancılıktan kaynaklanan sera gazı emisyonu miktarı, tüm ulaşım kaynaklı emisyon miktarından daha yüksek.  Ayrıca hayvansal gıda üretimi büyük miktarda su ve arazi kullanımına ihtiyaç duyarken, bitki bazlı gıdaların üretimi genellikle daha az su ve arazi gerektiriyor. Yani su kaynaklarının korunmasına ve ormansızlaşmanın önlenmesine bitki bazlı gıdalar katkı sağlıyor” diye konuştu. 

Toprağın sağlığı korunuyor

Bitkiden Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ şu bilgileri verdi: “Bitki bazlı tarım, sürdürülebilir tarım uygulamaları ile birleştiğinde toprağın verimliliğini ve sağlığını koruyor, çeşitli bitki türlerinin yetiştirilmesi de toprağın biyolojik çeşitliliğini artırıyor. 

Tüm bunların yanı sıra sürdürülebilirlik, iklim kriziyle mücadele, sağlıklı beslenme ve hayvan refahı gibi temel konular bitkisel protein alternatiflerini de ön plana çıkarırken, bitkisel ürünler sadece tüketici tercihlerini değil, aynı zamanda gastronomi trendleri de etkiliyor ve gıda sistemlerinde dönüşümün lokomotifi haline geliyor. 2023 yılında derneğimizin de bir parçası olduğu Uluslararası Bitki Bazlı Gıdalar Çalışma Grubu’nun Türkiye’de de gerçekleştirdiği Bitki Bazlı Gıdalar Tüketici Algı Araştırması’na göre ülkemizde bitki bazlı gıdaları tüketenlerin %44’ü hayvansallara göre çevre için daha iyi olduğuna inanarak tercih ediyor. Bizim bu bilinci arttırmamız, dünyamız ve gelecek nesillerimiz için harekete geçmemiz, beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmemiz şart!”