BİR OSMANLI PAŞASININ PORTRESİ
Yazar: Mehmet Korkmaz VBKY

VBKY’nin klasik kitaplığı, Mehmet Korkmaz’ın kaleme aldığı “Bir Osmanlı Paşasının Portresi” eseriyle genişlemeye devam ediyor. Kaptan-ı Derya Mahmud Paşa’nın oğlu Ahmed Râtib, Bahriye Mektebi’ndeki başarısıyla babasının izinden gidiyor. II. Abdülhamid’in tahta çıkışıyla birlikte sarayın bendegân zümresine katılıyor. Kısa sürede padişahın güvenini kazanarak önce bahriye nazırı, ardından Osmanlı’nın stratejik vilayetlerinden Hicaz’a vali olarak atanıyor. On beş yıl gibi uzun bir süre görev yaptığı bu vilayette Mekke emirleri, bedevi şeyhleri ve merkezî hükümetle karmaşık ilişkiler kuruyor. Bu ilişkiler Ahmed Râtib Paşa’yı hem güçlü bir idareciye hem de çeşitli eleştirilerin odağına dönüştürüyor. Ahmed Râtib Paşa’nın yaşamını merkeze alan bu eser, geç dönem Osmanlı bürokrasisini, merkez-taşra ilişkilerini, hilafet siyasetiyle şekillenen Hicaz idaresini ve dönemin dış politika gerilimlerini gözler önüne seriyor. İngiliz nüfuzu karşısında Mekke emirleriyle kurulan kırılgan ittifaklar, hac organizasyonları, demiryolu projeleri, telgraf hattı tartışmaları ve İttihad-ı İslâm siyasetinin Hicaz’daki yansımaları, Paşa’nın görev süresinde İmparatorluğun karşılaştığı yapısal sorunların birer izdüşümünü oluşturuyor. “Bir Osmanlı Paşasının Portresi: Hicaz Valisi Ahmed Râtib Paşa (1846-1913)”, titizlikle derlenen arşiv belgeleri, hatıratlar ve dönemin basın kaynaklarıyla örülen bir biyografi olarak yalnızca bir valinin değil, bir dönemin hikâyesini anlatıyor.
Kitaptan:
“Ahmed Râtib Paşa’nın saraya oldukça yakın olmasına ve üst düzey vazifelerde bulunmasına rağmen mevcut literatürümüzde onun hakkında malumat bulabilmek neredeyse imkânsızdır. Ona dair müstakil çalışma bir yana ansiklopedi maddesi dahi mevcut değildir. Esasında paşanın adına ilk rastlamam ve hakkında bir çalışma yapma fikri onun bahriye nazırlığında hem selefi hem de halefi olan Hasan Hüsnü Paşa’ya dair “Bahriyede Bir Ömür: Sultan II. Abdülhamid’in Bahriye Nâzırı Hasan Hüsnü Paşa” adlı eseri hazırlarken ortaya çıktı. Hasan Hüsnü Paşa’nın uzun sürecek bahriye nazırlığından önce Ahmed Râtib Paşa’nın oldukça kısa bir süre (2 gün) nazır olarak görev yapması fakat sonrasında bir bahriye müşiri olmasına rağmen bahriye kayıtlarında ismine neredeyse hiç rastlanmaması bir merak konusuydu. Nitekim bu çalışmada görüleceği üzere sonraki süreçte kendisinin Teftiş-i Askerî Umumi Komisyonunda ve Hicaz Valiliğinde görevlendirilmesi gibi farklı sebeplerle âdeta bahriye ile bağı kopmuştur. Bu çalışmada Ahmed Râtib Paşa’nın merak edilen hayat hikâyesinin ortaya çıkarılmasının yanında Mekke ve Medine gibi kutsal beldeleri bünyesinde barındıran Hicaz Vilayeti’nin askerî ve mülki idaresindeki icraatı, merkez-taşra arasındaki siyasi ve idari ilişkileri, Hicaz’da önemli nüfuza sahip Mekke emirleri, bedevilerin ileri gelenleri ve meşâyihle (şeyhlerle) münasebetleri araştırılmıştır. Aynı zamanda Müslümanların halifesi olan ve saltanatı döneminde bu nüfuzunu etkin olarak kullanan II. Abdülhamid’in ve Osmanlı hükûmetlerinin bölgeye olan ilgisi de valinin çalışmaları kapsamında değerlendirilmiştir.”