SON DAKİKA
SAĞLIK Pazar 29 Eylül 2024 12:42

'BEYAZ YAKALILARIN EN BÜYÜK MOTİVASYONU BAŞARILI HİSSETMEK'

PERYÖN (Türkiye İnsan Yönetimi Derneği), çalışma hayatında psikolojik güvenlik konulu bir webinar düzenledi. Moderatörlüğünü PERYÖN Yönetim Kurulu Üyesi ve Eczacıbaşı Grup CHRO'su Eylem Derya Özgür'ün üstlendiği webinarda, AZOR Brand & People Solutions Kurucusu, öğretim görevlisi ve araştırmacı Emre Başkan ile The Contact Kurucusu Ateş Ataseven konuşmacı olarak yer aldılar.

'Beyaz yakalıların en büyük motivasyonu başarılı hissetmek'

“Şimdi ve gelecek için daha iyi bir çalışma hayatına liderlik etmek” vizyonuyla 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren PERYÖN (Türkiye İnsan Yönetimi Derneği), çalışma hayatında psikolojik güvenlik konulu bir webinar düzenledi. “Çalışma Hayatında Verimliliğin Sırrı: Psikolojik Güvenlik " başlıklı webinarda, kurumlarda psikolojik güvenlik sağlamanın yolları, bunun için gerekli liderlik becerileri, stres yönetimi ve gelişim alanları gibi pek çok konuda ufuk açıcı bir sohbet gerçekleştirildi.

Pluxee Türkiye sponsorluğunda düzenlenen, moderatörlüğünü PERYÖN Yönetim Kurulu Üyesi ve Eczacıbaşı Grup CHRO'su Eylem Derya Özgür’ün üstlendiği webinarda, AZOR Brand & People Solutions Kurucusu, öğretim görevlisi ve araştırmacı Emre Başkan ile The Contact Kurucusu Ateş Ataseven konuşmacı olarak yer aldılar.

‘Genç kuşak, yöneticinin ne dediğine değil ne yaptığına bakıyor’

The Contact Kurucusu Ateş Ataseven, konuşmasında şunları vurguladı:

“Duygusal ihtiyaçlar karşılanmadığı zaman takımlar arasında gerginlikler oluşmaya başlıyor. Liderin rolü orkestra şefi gibi ahenk yaratmak olmalı. Yöneticiye düşen en önemli görev, ekip içinde diyalog kanallarını sonuna kadar açmak ve hiçbir şeyin perde arkasında kalmamasını sağlamak. Bir yönetici ekiplerden neleri bekliyorsa bunları kendi içinde barındırıyor olması lazım. Hiçbir yönetici kendinde olmayanı ekiplerden beklememeli. Örneğin ekiplerin hatalardan ders almasını bekliyorsak, ‘hatalarımızdan öğreniyoruz’ deyip, ilk hata yapanın burnundan getiren bir yönetim kültürüne üst yönetimlerin izin vermemesi lazım. Özellikle genç kuşak liderlerin ne dediğine pek bakmıyor, ne yaptıklarına bakıyor... Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde belli başlı gelişim alanları öne çıkacak. Bunlardan ikisi reskilling ve upskilling. Takımların bu becerilerini geliştirmelerinin kilit noktası ise takım içi diyalog kanallarının liderler tarafından açılması.”

‘Dozunda olan tüm kaygılar işlevseldir’

Ataseven, konuşmasında başarıya giden yolda kaygı ve stresin işlevine de dikkat çekti:

“Belli orandaki bir stres ve kaygı; öğrenmeyi, gelişmeyi ve başarılı olmayı sağlar. Dozunda olan tüm kaygılar işlevseldir. Yalnızca dozunu tutturmak lazım. Öte yandan eğer biz bedensel boyutta dengeli ve güvende değilsek, psikolojik olarak bunu sağlamak da mümkün değil. Bedeni sağlıklı olan biri stres ve kaygı durumlarından başarıyla çıkacaktır. Atatürk’ün dediği gibi, ‘sağlam kafa sağlam vücutta bulunur’.”

‘Başarılı hissetmek beyaz yakalıların en büyük motivasyon kaynağı’

AZOR Brand & People Solutions Kurucusu, öğretim görevlisi ve araştırmacı Emre Başkan ise bu yıl yedinci kez düzenlenen ‘Türkiye İş Dünyasının Konfor Alanı Haritası Araştırması’ndan verileri paylaşarak şunlara dikkat çekti:

“Türkiye genelinde yedi senedir gerçekleştirdiğimiz bir araştırma var. Bundan iki sene önce biz araştırma yaptığımızda dünyada ‘büyük istifa’ konusu gündemdeyken, biz Türkiye’de büyük istifa ‘edememeyi’ deneyimledik. Koşullar gereği ‘sessiz istifa’ya doğru bir eğilim gözlendiğini görmüştük. Geçen seneki araştırmamızda ise konfor alanının ardında gizlenen ümitsizliği vurgulamıştık. Yurt dışına çıkma arzusu gündemdeydi. Bu yılki araştırmamızda ise psikolojik güvenlikle eşleştirebileceğimiz verilerin son yıllardaki en düşük rakamlarını elde ettik. Araştırmamız gösteriyor ki, beyaz yakalıların en büyük motivasyonu maaş değil. Bir hijyen faktörü olarak öncelik listesinde ikinci sırada. Birinci sırada ise başarılı hissetmek yer alıyor.”

‘Eğitim seviyesi yükseldikçe umutlu olma hali görece daha olumlu seyrediyor’

Emre Başkan konuşmasına şöyle devam etti:

“Araştırmamız da gösteriyor ki, kurumların çalışanların stres seviyelerini aşağıya çekebilecekleri çeşitli aksiyonlar var. Öncelikle kurumun bir ‘anlam’ yaratması gerekiyor, misyon ve vizyonunu buna göre biçimlendirmesi önemli. Dış dünyada belirsizlikler çok iken kurum içindeki belirsizliklerin giderilmesi gerekiyor. İç süreçlerin netleştirilmesi, olabildiğince şeffaf iletişim kurulması liderlerin üzerine düşen en büyük görevlerden biri. Liderlerin bu yaklaşımı kurum içine yayarak yönetim bakış açısını ekiplere delege etmesi de önemli. Yanı sıra iş süreçlerinde adil olmak yeteneklerin görünür olduklarını hissetmelerini sağlıyor. Düzenlenen esenlik ve refah çalışmaları, sivil toplum kuruluşları ile yapılan iş birlikleri ve çalışanların dahil edildiği gönüllülük projeleri duygusal bağı güçlendiriyor. Beyaz yakalılar eğitim desteği kadar, liderlerin onlara birebirde zaman ayırmasının çok daha önemli bir kaynak olduğunu düşünüyorlar. Araştırma sonuçlarından dikkat çekmek istediğim bir diğer konu ise şu: Evet, umutsuzluk yüksek. Ancak burada geçen seneye göre hafif de olsa bir yumuşama var. Ve eğitim seviyesi yükseldikçe umutlu olma halinin görece daha olumlu seyrettiğini görüyoruz.”