SON DAKİKA
Ekonomik Veriler Perşembe 30 Ocak 2020 13:04

TCMB BAŞKANININ ENFLASYON TAHMİNİ

TCMB Başkanı Uysal, enflasyon tahminini açıkladı: "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 8,2 olarak gerçekleşeceği, 2021 yıl sonunda yüzde 5,4'e gerileyeceği tahmin edilmektedir. Enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlamaya odaklı parasal duruşun ve makro politika koordinasyonunun sürdürüleceği bir çerçeve altında 2020 ve 2021 yıl sonu enflasyon tahminlerinde değişiklik yapmadık"

TCMB Başkanının enflasyon tahmini
TCMB Başkanı Uysal, enflasyon tahminini açıkladı: "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 8,2 olarak ger

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, enflasyonun yıl sonunda yüzde 8,2 olarak gerçekleşeceğinin ve 2021 yıl sonunda yüzde 5,4'e gerileyeceğinin tahmin edildiğini bildirdi.

Uysal, Enflasyon Raporu 2020-I Bilgilendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, enflasyonu düşürmeye odaklı, sıkı bir para politikası duruşu ve güçlü politika koordinasyonu altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağının öngörüldüğünü söyledi.

Bu çerçevede, enflasyonun 2020 yıl sonunda yüzde 8,2 olarak gerçekleşeceği, 2021 yıl sonunda yüzde 5,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağının tahmin edildiğini dile getiren Uysal, "Enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2020 yılı sonunda yüzde 6,2 ile yüzde 10,2 aralığında (orta noktası yüzde 8,2), 2021 yılı sonunda ise yüzde 3 ile yüzde 7,8 aralığında (orta noktası yüzde 5,4) gerçekleşeceği öngörülmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Uysal, enflasyonun, ekim raporunu takip eden dönemde tahminlerle uyumlu gerçekleştiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlamaya odaklı parasal duruşun ve makro politika koordinasyonunun sürdürüleceği bir çerçeve altında 2020 ve 2021 yıl sonu enflasyon tahminlerinde değişiklik yapmadık. Yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 8,2 olarak koruduk.

Akaryakıt ürünlerindeki eşel mobil uygulamasının da katkısıyla petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlardaki yukarı yönlü güncellemenin yıl sonu enflasyon tahminine etkisinin 0,1 puan ile sınırlı kalacağını öngörüyoruz. Bir önceki rapor tahminlerine göre bir miktar daha yukarıda seyretmesi beklenen çıktı açığındaki güncelleme tüketici enflasyonu tahminini 0,1 puan, birim iş gücü maliyetlerindeki artış ise 0,2 puan yükseltiyor. Diğer taraftan, 2019 yılının son çeyreğine ilişkin gerçekleşmenin ve yıl genelinde enflasyon ana eğiliminde beklenen iyileşmenin yıl sonu enflasyon tahminini düşürücü etkisini 0,2 puan olarak hesaplıyoruz. Ayrıca, son dönemde gerçekleştirilen bazı vergi ayarlamalarının yıl sonu enflasyonuna 0,2 puan aşağı yönlü etki yapacağını tahmin ediyoruz."

Uysal, temkinli parasal duruş ve bekleyişlerdeki iyileşmenin sürmesiyle enflasyondaki düşüş eğiliminin devam edeceğini öngördüklerine dikkati çekerek, "Paylaştığımız bu tahminleri, küresel finansal koşulların ılımlı seyredeceği ve son dönemde ülke risk priminde görülen kademeli iyileşmenin önümüzdeki dönemde devam edeceği bir çerçevede elde ettik. Finansal koşullardaki iyileşme ekonomideki toparlanmayı desteklemekte. Bu çerçevede, toplam talep koşullarının enflasyonist olmayacağı bir görünüm öngörüyoruz." diye konuştu.

2020 para politikası

2020 para politikasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Uysal, şu ifadeleri kullandı: 

"Ana eğilime yönelik takip ettiğimiz çok sayıda gösterge, enflasyonda hedeflenen düşüş patikası ile uyumlu seyre işaret ediyor. Enflasyonun bir süre için mevcut seviyelerde yatay seyrettikten sonra enflasyon beklentilerinde genele yayılan iyileşmenin sürmesi ve temkinli parasal duruşun da etkisiyle yıl sonu tahminimize doğru kademeli olarak gerileyeceğini değerlendiriyoruz. Enflasyon görümündeki iyileşmeyle oluşan manevra alanını temmuz ayından itibaren güçlü faiz indirimleri yaparak kullandık. Bunun ve zorunlu karşılık düzenlemeleri gibi diğer destekleyici politikaların finansal koşullar ve iktisadi faaliyet üzerindeki yansımalarını görmeye başladık. Geldiğimiz noktada, mevcut politika duruşumuzun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla uyumlu olduğunu değerlendiriyoruz. Ocak ayı Para Politikası Kurulu karar metninde de ifade ettiğimiz gibi, enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekiyor. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde atabileceğimiz politika adımlarını ve parasal duruşu, ana eğilime dair göstergeleri dikkate alarak, enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirleyeceğiz."

Enflasyonist olmayacağını tahmin ediyoruz

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, enflasyon ve ülke risk primindeki iyileşmenin uzun vadeli faizlerin düşmesini sağladığını belirterek, "Öngörülen toparlanma eğilimi altında toplam talep koşullarının enflasyonist olmayacağını tahmin ediyoruz." dedi.

Uysal, Enflasyon Raporu 2020-I Bilgilendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, küresel büyüme görünümünün, ABD ve Çin arasındaki ticaret anlaşması, Brexit sürecine ilişkin belirsizliklerin azalması ve para politikalarının destekleyici duruşuyla olumlu etkilendiğini söyledi.

Küresel risklere de dikkati çeken Uysal, "Jeopolitik riskler, kuraklık ve son günlerde Çin'de baş gösteren salgın hastalığa ilişkin artan endişeler küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü riskler olarak öne çıkıyor. Küresel enflasyona ilişkin riskleri de dengeli olarak değerlendiriyoruz." diye konuştu. 

Küresel enflasyondaki zayıf seyrin gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri güçlendirdiğine işaret eden Uysal, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında bir miktar toparlanma gözlendiği bildirdi.

Uysal, makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ve küresel gelişmelerin katkısıyla Türkiye'nin risk priminin bir önceki rapor dönemine göre belirgin ölçüde gerilediğini vurgulayarak, "Enflasyon beklentilerindeki ve ülke risk primindeki iyileşme uzun vadeli faizlerin düşmesini sağladı. Böylelikle, kredi faiz oranlarındaki gerileme ve iç talepteki toparlanmayla kredi büyümesi hız kazandı." ifadelerini kullandı.

Eylül-Ekim 2019 döneminde enflasyonun tek haneye gerilediğini, yılın son iki ayında ise düşük bazın da etkisiyle arttığını hatırlatan Uysal, yılın yüzde 11,84 ile öngörülen seviyenin altında enflasyonla tamamlandığını kaydetti. 

Uysal, geçen yıl son çeyreğe ilişkin verilerin, büyümenin iç talep kaynaklı güç kazandığını ve sektörel yayılımındaki iyileşmenin devam ettiğini gösterdiğini belirterek, net ihracatın büyümeye katkısının azaldığını ve gelecek dönemde cari işlemler dengesinin ılımlı seyir izleyeceğinin tahmin edildiğini dile getirdi.

"Küresel riskleri yakından takip ediyoruz"

Küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin sermaye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla makroekonomik göstergeler üzerinde oluşturduğu riskleri yakından izlediklerini vurgulayan Uysal, şöyle konuştu:

"Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeleri dikkate alarak belirlediğimiz parasal duruş çerçevesinde bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 11,25 olarak belirledik. Geçen yıl sergilediğimiz sıkı para politikası duruşuyla enflasyon beklentilerinde belirgin bir iyileşme sağladık. Buna ek olarak iktisadi faaliyetteki toparlanma ve küresel gelişmelerin katkısıyla gerileyen ülke risk primi, uzun vadeli faizlerin düşmesinde belirleyici oldu. Türk lirasının kısa vadeli oynaklığı diğer gelişmekte olan ülkeler ortalamasına geriledi."

Uysal, yurt içi fonlama koşullarının gevşemesiyle kredi faizlerinin belirgin ölçüde düştüğüne ve kredi kanalının büyümeye desteğinin arttığına dikkati çekerek, zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemelerin de kredilerdeki canlanmaya katkıda bulunduğunu söyledi.

"Döviz etkisinin zayıflaması enflasyonun gerilemesinde etkili oldu"

Tüketici enflasyonundaki gerilemede döviz kuru etkilerinin zayıflamasının belirleyici olduğunu ifade eden Uysal, "Ilımlı talep koşullarıyla işlenmemiş gıda ve ithalat fiyat gelişmeleri de enflasyondaki düşüşe destek verdi." değerlendirmesinde bulundu.

Uysal, 2019'un son çeyreğinde jeopolitik gelişmelerle döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki artışın tüketici enflasyonunu yükselttiğine işaret ederek, bunun baz etkisinin güçlü olduğu temel mal ve enerji gruplarında daha belirgin gözlendiğini dile getirdi.

Geçen yılın son çeyreğinden itibaren iktisadi faaliyetin güç kazandığını hatırlatan Uysal, şu ifadeleri kullandı:

"Bu dönemde risk primi, döviz kuru oynaklığı ve belirsizliklerdeki azalmayla birlikte finansal koşullardaki iyileşme yurt içi talebi belirgin ölçüde destekledi. İmalat sanayisi firmalarının yatırım eğilimlerinde iyileşme görülürken, iş gücü piyasasında da toparlanma sinyalleri gözlendi."

Küresel büyüme görünümündeki zayıflamanın dış talebi yavaşlattığına değinen Uysal, buna rağmen rekabet gücü kazanımları, pazar çeşitlendirme esnekliği ve turizmdeki güçlü seyrin mal ve hizmet ihracatındaki artışı desteklediğini kaydetti. Uysal, yurt içi talebe bağlı olarak ithalattaki toparlanmanın, net ihracatın büyümeye katkısını azalttığını aktardı.

Finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte 2020'de iktisadi faaliyetin potansiyel düzeyine yakınsamaya devam etmesini beklediklerini anlatan Uysal, şu değerlendirmede bulundu:

"Öngörülen toparlanma eğilimi altında toplam talep koşullarının enflasyonist olmayacağını tahmin ediyoruz. Yatırım ve istihdam eğilimlerindeki iyileşmeyle yurt içi talebin kademeli olarak güçlenmeye devam etmesini bekliyoruz. 2019'da iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izleyeceğini öngörüyoruz." 

"2020 gıda enflasyon tahminimiz yüzde 11"

Uysal, küresel gelişmeler dikkate alınarak, geçen yılki Ekim Enflasyon Raporu'nda yer alan ham petrol fiyatları varsayımını 2020 yılı için ortalama 57,7 dolardan 60 dolara yükselttiklerini ifade etti.

Dolar cinsinden ithalat fiyatı artış oranının da yukarı yönlü güncellendiğini bildiren Ünsal, 2020 için gıda enflasyonu varsayımının yüzde 11 olarak korunduğu bilgisini verdi.

Uysal, tahminleri üretirken, makroekonomik politikaların orta vadeli bir perspektifle enflasyonu düşürmeye odaklı olarak belirlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde maliye politikasının ekonomideki dengelenme sürecine katkı verecek şekilde oluşturulmaya devam edeceğini ve kamu kontrolündeki fiyat ve ücret ayarlamalarının büyük ölçüde enflasyondaki düşüş sürecini destekleyecek şekilde belirleneceğini varsaydık. Enflasyondaki düşüşün devamını önceliklendiren güçlü politika koordinasyonu, risk primi ve belirsizlik algılamalarındaki iyileşmenin devam etmesi açısından kritik önem taşıyor."