Yapı stokunu incelediğimde;

*1980 öncesi yapılmış, 6072 binası, toplam yapı stokunun %15’ini 

*1980-2000 arasında yapılmış 28.546 binası, toplam yapı stokunun %67’sini

*2000 yılı sonrası yapılmış 7828 binası, toplam yapı stokunun %18’ini oluşturur.

Yapı stokunun %56’sı 5 ve 8 katlı binalardan oluşurken ,%95’lik kısmı betonarme binalardan oluşur.

Bölgenin zeminini incelediğimde ise Vs30 kayma dalgası hızlarının;

Bölgenin toplam yüzölçümünün,

%70’ında Vs30=150-300 m/sn. arasında 

%30’ında Vs30=400-1000 m/sn. arasında ölçüldüğünü söyleyebiliriz.

Bu tabloyu yorumladığımda ise Bağcıların %70’inde zeminin deprem açısından iyi bir performans göstermeyeceği sonucu çıkıyor.

PGA (En yüksek yer ivmesi) aralığı 0,20-0,45 g

PGV (En yüksek yer hızı) aralığı 5,3-35 cm/sn.

Bütün bu sonuçların tamamını birleştirdiğimizde ise;

Yıkılabilecek bina sayısı 796

Çok ağır hasarlı bina sayısının, 1825 olduğunu, bunlara bağlı olarak da;

Can kaybı sayısının 1179 kişi

Ağır yaralı sayısının 652 kişi olacağı öngörülüyor.

Geçici olarak barınma ihtiyacı oluşacak hane sayısı ise 59.513 hanedir.

Nispeten can kaybının daha fazla olabileceği mahalleler ise;

-Yıldıztepe

-Çınar

-Kirazlı

-Demirkapı

-Evren

-Hürriyet mahalleleri olduğu söyleyebiliriz.

Bağcıların yapı stokunun %82’sinin eski binalardan oluşması, %70’nin zemininin kötü olması ve 745,125 nüfusa sahip olması beraberinde oluşabilecek can kaybı sayısını ciddi oranda arttıracaktır.

Bağcılar ilçesi geçen 23 yıllık süreçte maalesef yapı stokundaki binaların yalnızca %18’lik kısmını dönüştürebilmiştir.

Bu ilçe için şahsi önerim yıkıp yapmak yerine güçlendirme yapılarak binalarda iyileştirmeye gidilmesi, süreci hem hızlandıracaktır, hem de maliyeti azaltacaktır. Devlet bankaları bina güçlendirme işlemleri için çok düşük faizle uzun vadeli krediler verdikleri için bu bölgede yaşayıp da binaları için bir şeyler yapmayı düşünen ancak finansman kaygısı duyan vatandaşlarımız için bir seçenek olabilir.

Aslında deprem muhteşem bir doğa olayıdır. Yeraltı zenginliklerini düzenler bir nevi yenilenme yaşanır evrende ancak maalesef ülkemizde özellikle maddi durumu iyi olmayan insanlarımızın çoğunlukta olduğu yerlerde yokluk ve çaresizlik birleştiğinde, deprem sonrası hiçte iyi olmayan görüntüler yüreğimizi burkar.

İşte o zaman hep, acaba bir şeyler yapabilir miydik diye düşünürüm sessizce...