AVUSTRALYA'NIN TEHLİKELİ FAUNASI
Avustralya kıtası benim için kuşkusuz her zaman müthiş bir destinasyon olmuştur. Kıta diğer kıtalardan çok farklı bir coğrafyaya ve tarihe sahiptir. Bu nedenle size eşsiz ama oldukça vahşi doğası olan bu kıtayı bir başka yönüyle daha detaylı anlatmak istiyorum. Zira bu kıtaya seyahat ederseniz dikkat etmeniz gereken bazı hususlar olabilir
Yaklaşık 7,7 milyon metrekarelik kapladığı alan ile Avustralya dünyanın en büyük adası fakat en küçük kıtası kabul ediliyor. Avustralya’nın yerel halkı Aborjinlerin ve Torres Boğazı Adalıların 70 bin yıl önce Afrika’dan hareket ederek önce Asya’ya ve oradan da Avustralya’ya göç ettiği tespit edilmiştir. İnsanoğlu yaklaşık 65 bin yıldır Avustralya kıtasında varlık gösteriyor. Avustralya anakarası dünya yeryüzündeki en alçak, en düz ve en eski kara kütlesidir ve kendine özgü bir faunaya sahiptir. Bu faunanın içinde dünyanın en zehirli hayvanları bulunur.
Gelin bugün size biraz bu faunadan bahsedeyim.
Avustralya kıtasını gezdiğimizde en çok sevdiğimiz yönü kıtanın çok bakir ve doğal olan kesimleriydi. Devasa doğal parklar, muazzam şelaleler, dünyadaki en eski yağmur ormanları, uçsuz bucaksız sahiller ve bunlarla beraber getirdiği inanılmaz güzel bitki örtüsü, hayvanlar alemi ve olağanüstü manzaralar çok farklı güzellikler sunuyordu. Avustralya gezimiz sırasında ise hiç alışık olmadığımız ama çok dikkat etmemiz gereken hususlarla karşı karşıya kalmıştık. Avustralya’da önemli olan aslında çevredeki uyarı levhalarını daima ciddiye almanız, tüm duyularınızın her zaman çok açık olması ve çevrenize dikkat etmeniz. Örneğin, Avustralya’da dünyanın en tehlikeli hayvanı olan tuzlu su timsahı yaşamaktadır. Tuzlu su timsahı burada denizlerde yaşar, yaklaşık 6-7 metre uzunluğundadır ve bir ton ağırlıktadır. Tuzlu su timsahı insanı doğrudan bir besin kaynağı olarak algılamaktadır ve insana doğrudan saldırabilir. Bir tuzlu su timsahın çene yapısı o kadar güçlüdür ki bir su mandasını tek bir hamleyle yere serebilir. Bazı sahil kesimlerinde bu timsahlardan insanları korumak için çelik ağlar vardır. Bu ağlardan denizin diğer tarafına geçmemeniz gerekir. Tatlı su timsahları ise daha çok nehirlerde ve göllerde bulunur ve bu timsahlar da 5-6 metre uzunluğunda olabilir. Bu tip timsahlar ise insanı doğrudan besin olarak algılamasa da tahrik edildiğini hissettiğinde atağa kalkışabilir.
Örneğin, bazı nehir seyahatlerinde rehber sizi uyarır. Teknenin ortasında oturmanızı, ellerinizi, kollarınızı, gövdenizi tekneden dışarıya doğru sarkıtmamanızı ister. Bu çok değerli ve önemli uyarıya kulak asmanız gerekir. Dolaştığınız bazı parklarda ve şelalelerin çevresinde bazen yerden yüksek özel yürüyüş yolları vardır ve bunlardan ayrılmamanız gerektiği her yerde yazar. Macera dolu Avustralya...
Bazen yoğun yağışlar sonrası suların yükselmesi ile birlikte suda bulunan hayvanlar bir çok yere seyahat eder. Size anlatığım tehlikeli timsahlar dahil. Bu nedenle, sizi korumak için hayvanların ulaşamayacağı yükseklikten yürütür rehberler. Nehir suların yükselmesi ile birlikte araçların geçtiği ana yollara dahi timsahların ulaştığını görebilirsiniz. Bu nedenle dikkat!
Bazı şelalelerde yüzebileceğinizi ifade eden levhalar vardır. Burada sorun yok ama bazı şelalelerde kesinlikle suya girmemeniz gerektiği yazmaktadır. Buralarda da suyun içinde timsahların olma olasılığı bulunmaktadır. Bu uyarıları göz ardı etmeyiniz.
Çok tehlikeli hayvanlar yaşıyor
Avustralya kıyılarında çok tehlikeli hayvanlar yaşar. Bizim masum sandığımız ama tehlikeli deniz anaları bulunur. Box Jelly Fish dedikleri deniz anası türünün örneğin 2-3 metre uzunlukta onlarca kolu vardır ve bu kollarda milyonlarca diken bulunur. Deniz anası en ufak bir dokunuşta bu binlerce dikeni fırlatır ve saplandıkları hayvana veya insana müthiş bir acı verir, insanın sinir sistemini kilitler ve kalp ve dolaşım sorunu yaşamanıza sebep olabilir.
Bu nedenle örneğin, Great Barrier Reef Bölgesi’nde yüzme ve dalmaya gittiğinizde vücudunuzu koruyacak deniz kıyafeti kiralayarak giymenizi tavsiye ederler. Bu tavsiyeler boş tavsiyeler değildir. Sanırım buradaki bazı dalış ve yüzme alanlarını ayrıca çelik ağlarla da emniyete alıyorlar. Denizde küçük mavi halka desenli sarı ahtapot da size ilk bakışta şirin gözükebilir. Ancak, son derece tehlikeli ve zehirlidir. Bu nedenle denizde gördüğünüz hiç bir canlıya dokunmamanızı tavsiye ederim. Zaman zaman Avustralya kıyılarında köpek balığı ataklarını da duymuşsunuzdur.
Tiger Shark (Kaplan Köpek Balığı), Bull Shark (Boğa Köpek Balığı) ve Great White Shark (Büyük Beyaz Köpek Balığı) en tehlikeli cinslerdir. Bu köpek balıkların bir kısmı sadece denizin açıklarında değil aynı zamanda yaşam alanı deniz kıyısındaki alçak sular da olabilir. Burada doğal olarak avlanabilirler. Bu tarz yerlerde insanlarda denize girdiği için bazen karşı karşıya gelmek kaçınılmaz olur.
Bir yılda kıyılarda ortalama 10-15 köpek balığı atağı kayda geçer. Sayı yüksek olmasa da bu konuda da dikkatli olmakta fayda var. Bu kıyılarda yüzdüğünüz deniz bir Ege veya Akdeniz değildir.
Avustralya’nın kuzeyinde bulunan Büyük Mercan Resifi iki bin kilometre uzunluğundaki denizaltı faunası ve florası ile başlı başına çok büyük bir ekosistemdir. Hayvanlar genelde kamufle olduğu için bazen geç fark edebilirsiniz. Önemli olan gördüklerinize yaklaşmamanız ve dokunmamanız. Hayvanlar muhtemelen normalde size saldırmaz. Fakat kendilerini tehdit altında hissederlerse agresifleşebilirler. Özellikle yavruları olan hayvanlar veya çiftleşme dönemindeki hayvanlar çok hassas olabilir.
Karadaki hayvanlara gelince özellikle Avustralya’nın doğal parklarında ama onun ötesinde her yerde, evlerde bile çevrenize dikkat etmenizde fayda var.
Kıtada çok zehirli yılanlar bulunmaktadır. Örneğin İnland Taipan (İç Bölge Taypanı) Yılanı dünyanın en zehirli yılanları arasında yer alır ve alınan bir ısırıktan sadece 45 dakika sonra insanın ölümüne yol açar. Bu yılan genelde çöllerde yaşar.
Eastern Brown Snake (Doğu bölgesinin kahverengi yılanı) ise tam tersi daha çok insan popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde yaşayabilir ve çok agresif bir yapıya sahiptir. Australian Tiger Snake (Avustralya Kaplan Yılanı) ise pis sularda yaşayan ve 10 metre yüksekliğe kadar ağaçlara tırmanabilen bir yılandır. Bu yılanı gördüğünüzde bulunduğunuz yerden acilen uzaklaşmanızda fayda var. Avustralya’da tehlikeli örümceklerde pek bir ünlüdür. Sydney Funnel Örümceği örneğin çok tehlikeli bir örümcek türüdür.
İnanın Avustralya’da gittiğimiz her doğal parkta adım başı örümceklere denk gelmişizdir, ağlarını her yerde gördük. Her daim bastığınız yere bakmanızda, başınızı kaldırıp çevrenizi dikkatle izlemenizde ve en önemlisi yerel, bilgin bir rehberin eşliğinde gezmenizde fayda var.
Dünyanın ben büyük kuşu yaşıyor
Bu arada Dünyanın en büyük kuşu Cassowary’de Avustralya’nın yağmur ormanlarında yaşamaktadır. Aborjinlerle Cairns’deki Yağmur Ormanı’nı gezerken Aborjinler için kutsal olan bu hayvana denk gelmiştik. Normalde Cassowary size saldırmaz ancak hayvan kendini tehdit altında hissederse veya yanında yavruları varsa atağa kalkışabilir. Ayakları ve pençeleri çok güçlü ve keskin olduğundan size ciddi zarar verebilir.
Tasmanya Canavarı da kıtaya has nesli tükenmekte olan bir hayvandır. Sadece bir köpek büyüklüğünde olmasına rağmen bu sansargillerden olan hayvan, çok güçlü çene yapısı nedeniyle son derece tehlikeli bir hayvandır.
Avustralya’da kıtanın her yerinde ama özellikle de çöl bölgesinde yerel vahşi dingo köpeklere denk gelebilirsiniz. Bu hayvanları muhtemelen 8500 yıl kadar önce insanların kıtaya getirdiği söylenir. Bazıları zararsız olduğunu söylese de bizim gittiğimiz yerel çöl otellerinde dingolara atıfta bulunan uyarı levhaları vardı. Otelimizin terasları tamamıyla demir kafeslerle kaplıydı. Restorandan sadece 50 metre uzaklıktaki otel binasına kadar olan yürüyüş yolu için bile dikkatli olmamız konusunda uyarılmıştık. Bazı kaynaklara göre dingo köpekleri yetişkinlerden çok özellikle çocuklara saldırabiliyor.
Bunun haricinde yılanların yanı sıra Avustralya’da elbette çeşit çeşit sürüngene denk gelebilirsiniz, Büyük monitörleri her yerde görebilirsiniz. Avustralya çöllerinde vahşi atlara ve vahşi develere de denk gelebilirsiniz. Her zaman dikkatli ve mesafeli olmanızda fayda var. Hayvan öldürmenin yasak olduğu bir ülke. Bu nedenle vahşi hayvanlar hür yaşıyorlar. Kıtanın bir güzel yanı da kurumların bu doğal yaşama alışık oldukları için, medikal anlamda ve önlem anlamında her zaman hazırlıklı olmalarıdır. Bir sorun yaşadığınızda hemen ilgili yetkililere ve profesyonellere ulaşmanızdır. O halde onlar hemen gereğini yapıyorlar ve size yardımcı oluyorlar.
600 bin hayvan türü yaşıyor
Avustralya kıtasında altı yüz bin hayvan çeşidi yaşadığına göre daha nicelerini size burada sayabilirim. Elbette tehlikeli olanların yanı sıra bu güzel kıtada kanguru familyaları, wallabyler, penguenler, koalalar, birbirinden renkli yöreye ait harika kuşlar gibi bir çok tatlı hayvan da var.
Avustralya işte böyle müthiş güzel bir ülke. Muazzam etkileyici bir flora ve faunaya sahip, çok keyifli, maceracı ve değişik bir destinasyon ama bir o kadar da her konuda dikkat isteyen bir kıta.
Yanınızda yerel bir rehberiniz olursa harfiyen onun uyarılarına ve önerilerine uymanızı tavsiye ederim. Umarım bir gün dünyanın öbür ucundaki bu şahane kıtayı ziyaret edip, şahsen deneyimleme şansınız olur.
Umarım sizi korkutmamışımdır. Ama inanıyorum ki, bir gün bu tavsiyelerim size biraz olsun fayda sağlar.