Baran, yazılı açıklamasında, "İsrail'in Gazze'yi kalıcı olarak işgal etmek ve Gazzelileri göçe zorlamak için saldırılarını yoğunlaştırmasına" tepki gösterdi.

Söz konusu saldırılarla uluslararası hukuku ve insan haklarını ihlal eden İsrail'in kadın, çocuk, yaşlı demeden aylardır sürdürdüğü sistematik saldırıların can kayıplarına yol açtığını kaydeden Baran, bunun Gazze'nin demografik yapısını değiştirmeye, Filistin halkını yerinden etmeye yönelik açık bir planın parçası olarak yürütüldüğünü belirtti.

Gazze'nin, Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu bildiren Baran, "Bu toprakların gerçek sahibi, nesiller boyu burada yaşayan, her türlü yokluğa ve saldırıya rağmen toprağına sahip çıkan Filistin halkıdır. Gazze, Filistin halkınındır ve zorla, şiddetle, kuşatmayla bunu değiştirmek mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Saldırıların Filistin halkını hedef aldığını ancak tüm insanlığı derinden yaraladığını vurgulayan Baran, şu ifadeleri kullandı:

"Sivillerin hedef alındığı, altyapının yok edildiği, hastanelerin bombalandığı ve milyonlarca insanın temel yaşam haklarının gasbedildiği, evlerinden sürülmeye çalışıldığı bu trajedi, uluslararası toplumun vicdan testidir. Zoraki göç ettirilmeye çalışılmasına dur denilmeli ve Filistin halkı kendi topraklarında özgürce, barış içinde yaşama hakkına kavuşmalıdır."