ASRIN FELAKETİNDE TÜRKİYE'NİN YARDIMINA İLK KOŞAN AZERBAYCAN OLDU
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yardıma koşan Azerbaycanlı arama kurtarma ekipleri, deprem bölgesinde kendi ülkelerinde görev yaparmışçasına çalıştı. Türkiye'nin yardımına koşan Azerbaycanlı arama kurtarma uzmanları, o günlerde yaşadıklarını anlattı.
Depremin ardından Türkiye'ye ulaşan ilk yabancı ekip, Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığına bağlı ekipler oldu. Azerbaycan, yardım için 41 sağlık personeli, 725 kişi gönderdi. 6 Şubat 2023'te Türkiye'ye ulaşan ekipler, yaklaşık 1 ay hem arama kurtarmada hem de diğer faaliyetlerde görev yaptı. Martın ilk haftasına kadar görevlerini sürdüren Azerbaycanlı arama kurtarma uzmanları, Türkiye'yi en son terk eden ekip oldu.
Türkiye'nin yardımına koşan Azerbaycanlı arama kurtarma uzmanları, o günlerde yaşadıklarını anlattı.
Depremde Türkiye'ye giden ekiplerin koordinatörlerinden Albay Elşad Zerbeliyev, depremin olduğu gün Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in talimatıyla derhal Türkiye'ye yola çıktıklarını, öğlen Adana Havalimanı'na vardıklarını, oradan da Kahramanmaraş'a geçtiklerini bildirdi.
Albay Zerbeliyev, "Azerbaycanlı ekipler 53 kişiyi enkazdan sağ kurtardı. Maalesef enkaz altından 780 ceset çıkardık. Deprem bölgesinde iki sahra hastanesi kurduk. Bu hastanelerde 3 bin kişi tedavi edildi. Türkiye'ye ilk Azerbaycanlı ekipler ulaşmıştı. Son terk eden de biz olduk." dedi.
Arama kurtarma görevlisi Elvin İskenderov da çalışmaya başladıkları ilk gün bir ailenin üç üyesini, baba, anne ve çocuklarını kurtardıklarını söyledi.
İskenderov, enkaz altından insanları kurtardıklarında sanki kendi yakınlarını kurtarırmış gibi sevindiklerini belirterek, "Türkiye bizim kardeşimiz ve orada canla başla çalıştık. Kurtardığımız bir kadın Azerbaycanlı olduğumuzu öğrenince 'can kardeşlerimiz gelmiş' dedi." ifadesini kullandı.
Deprem bölgesinde feci manzarayla karşılaştıklarını ve zamanla yarıştıklarını söyleyen İskenderov, "Mümkün olduğu kadar daha fazla insanı kurtarmalıydık. Şükürler olsun bunu da başardık. Bundan gurur duyuyorum. Çok sayıda ceset de çıkardık. Cesetlerin tam şekilde çıkarılmasına itina gösterdik." diye konuştu.
İskenderov, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Devlet Üstün Fedakarlık Madalyası" ile ödüllendirildiğini hatırlatarak, "Bu madalyayı kendi adıma değil Azerbaycan'dan giden tüm ekip arkadaşlarım adına aldım." dedi.
"Her zaman kardeş Türkiye'nin yanındayız ve yanında olacağız"
Arama kurtarma görevlisi Elçin İmamguliyev, "Türkiye'ye görev yapmaya değil kardeşlik borcunu ödemeye gittiklerini" söyledi.
İmamguliyev, "Biz bu kadar büyük bir depremle ilk kez karşılaşmıştık fakat psikolojik olarak hazırdık. İbrahim Sarp isimli bir kişiyi kurtarmak için 8 saat çalıştık. 198 saat sonra iki kardeşi kurtardık betonların arasından. Bu bir mucizeydi. Bir taraftan seviniyorduk fakat hayatını kaybedenler için üzülüyorduk. Kahramanmaraş'ın ardından Hatay'da da çalıştık. Hatay'da 5,4 büyüklüğünde depreme yakalandık. İnşallah bir daha böyle felaketler yaşanmaz. Biz her zaman kardeş Türkiye'nin yanındayız ve yanında olacağız." ifadesini kullandı.
İtfaiye eri Sahavet Hasanov, depremin ilk günü ulaştıkları Türkiye'de hemen çalışmalara başladıklarını ve zor hava koşullarına rağmen insan hayatı kurtarmak için çaba harcadıklarını belirtti.
Hasanov, "Canlı kurtardığımızda çok büyük sevinçler yaşadık. Bir kişiyi kurtarmak için 7-8 saat çalıştığımız oldu. Vardiyamız bitse de işimizi tamamlamadan, o insanı kurtarmadan görevi devretmedik." diye konuştu.
"Türk halkının yaşadığı bu felaket bizi çok etkiledi"
Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığının Kahramanmaraş'ta kurduğu sahra hastanesinde doktor olarak görev yapan Nigar Penahova da şunları kaydetti:
"Sadece hastalar değil, dertlerini paylaşmak için de başvuranlar çoktu. Psikologlar da gitmişti. Onlar da insanlara yardımcı oldu. Depremzedeler bize sevgiyle yaklaşıyorlardı. Ailesinden çok kişiyi kaybeden bir bayan vardı. Yarasını tedavi ediyorduk. Her geldiğinde ya cebinde ya elinde bize meyve getiriyordu. Türk halkının yaşadığı bu felaket bizi çok etkiledi. Umarım bundan sonra Türkiye ve hiçbir devlet böyle felaket yaşamaz."