SON DAKİKA
GÜNDEM Pazar 27 Mart 2022 02:30

ASGARİ ÜCRET ZAMMI STOKÇUYA GİTMESİN!

Yılbaşında asgari ücrete yapılan zamları, direkt ürün fiyatlarına yansıtanlar yine yeni fiyat artışları için kolları sıvadı. Hükümetin asgari ücrete Temmuz'da yapmayı düşündüğü zammı fırsat bilen kesimler, şimdiden stokçuluk ve aracılığı hızlandırarak temel ihtiyaç ürünlerinde fiyatları yükseltmeyi planlıyor.

Asgari ücret zammı stokçuya gitmesin!

Sedat YILMAZ

Piyasadaki stokçu ve diğer meşru olmayan yollardan yüksek kazançlar elde etmeye çalışanlara ürün ve hizmetlerde zam yapmak için yeni bir fırsat daha doğdu. Asgari ücretin ikinci defa yeniden artırılmasının gündeme gelmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Yapılacak görüşmeler neticesinde yıl ortasında böyle bir değerlendirme gerektiğinde biz kesinlikle vatandaşımızdan, hele hele işçimizden böyle bir şeyi esirgemeyiz” demesi çalışan kesimde sevinçle karşılanmasına rağmen zam fırsatçıları bugünden hazırlık yapmaya başladı. 

Aynı filmi yılbaşı öncesi ve sonraki aylarda yaşadıklarını belirterek olaya tepki gösteren vatandaşlar, “Piyasa cambazları şimdi yeni asgari ücretteki zam oranına odaklandı. Asgari ücrette zam oranı ortaya çıkar çıkmaz, etiketlerini yenileyecekler. Bugünden tedbirler alınıp halk ihtikârcı ve zam hanutçularından korunmalı. Devlet KDV gibi birçok vergi gelirinden vazgeçti, feragat etti ama fiyat artışları durmadı. Bu kesimlere yasalar çerçevesinde uzun süreli kapatmalar, mallara el koymalar dahil ağırlaştırılmış yeni ceza ve müeyyideler şart. Gıda ve mal teröristleri diyebileceğimiz bu kesimler yayın organları vasıtasıyla da kamuoyuna ifşa edilmeli” ifadesini kullanıyor.

Hükümetin fiyat artışı savaşı

Asgari ücrete yeni zam gündeme bomba gibi düştü. Yılın ikinci asgari ücret zammıyla alakalı ilk açıklama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’den gelmişti. Bakan Bilgin, “Türkiye tarihinde ilk defa asgari ücret zammını yüzde 50’nin üzerinde açıkladık. Arkasından enflasyon artışını değerlendirdik memurlarımızı da düşündük. Dolayısıyla Türkiye sosyal devlet olmanın her özelliğini taşımaktadır. Bu günlerde de asgari ücret tartışmaları yapılıyor yeniden. Ben bunu çok anlamlı bulmuyorum. Çünkü tarihsel olarak asgari ücrette yaptığımız artış çok önemlidir. Bu durum işçinin de işverenin de birlikte bir sorumluluk aldığının göstergesi” demişti.

Birkaç gün sonra NATO Olağanüstü Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi nedeniyle gerçekleştirdiği Belçika ziyareti dönüşünde gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da asgari ücretteki ara zam beklentisine dair açıklamalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Şu anda daha üçüncü aydayız. Yıl ortasına geldiğimiz zaman zaten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanım da önüme mevcut durumu getirir. Zaten Vedat Bey sendikalarla bugüne kadar samimi görüş alışverişinde bulunmuştur. Yapılacak görüşmeler neticesinde de yıl ortasında böyle bir değerlendirme gerektiğinde biz kesinlikle vatandaşımızdan, hele hele işçimizden böyle bir şeyi esirgemeyiz. Veren el alan elden hayırlıdır” diye konuştu.

Bu arada Türk – İş’in Mart ayı Açlık – Yoksulluk Sınırı araştırmasına göre açlık sınırı bir önceki araştırmaya göre 300 lira artışla 4 bin 552 liraya yükselerek asgari ücretin üzerine çıkmış oldu.

Fiyat artışları Aralık’ta başladı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Kasım 2021 enflasyonunu yüzde 21,31 açıklamasından sonra çarşı ve pazarda birçok ürünün fiyatı agresif şekilde artırıldı. 4 Aralık’tan itibaren başlayan yüksek fiyat artışlarında yeni asgari ücret görüşmelerinin etkisinin de olduğu gözlendi. Aralık’ta yüzde 21’lik yıllık enflasyona karşılık omicron varyantı,  TCMB’de görevden almalar, TCMB’nin faiz indirimi, küresel merkez bankalarının sıkılaşma adımları spekülasyonlarıyla ani yükselerek 9,20 lira seviyesinden 18 lira seviyesine çıkan dolar o aylarda stokçuları harekete geçirdi.

‘Yeni asgari ücrette büyük artış olacak’ beklentisini de cebine koyan stokçular mal ve hizmet fiyatlarına tavan yaptırdı.  Aralık ayındaki piyasada fiyat artışları en dip seviyede yüzde 50’ler civarında ölçüldü. Marketler her gün mallar üzerindeki etiketlere yetişemedi. Zam yapanlar ise suçu hükümete yüklemeye çalıştı. Birçok ekonomist ise dolardaki ani yükselişin etiketlere bir anda yansımasının piyasa şartlarına uymadığı yolunda görüş belirttiler.

Ocak’ta yapılan asgari ücret zammını yaptıkları fiyat ayarlamalarıyla çalışan kesimden alıp kasalarına koyanlar fiyat artışında hız kesmedi. 18 liraya kadar çıkan dolar, kur korumalı mevduat sistemiyle 12 liraya indirilmesine rağmen Ocak ve Şubat ayları da yüksek fiyat artışlarıyla geçti. Açıkçası dolar 9 liradan 18 liraya çıktı diye bir gecede etiket değiştirenler, dolar 18 liradan 12 liraya inince fiyat indirmek değil, bilakis fiyatları daha da yükseltmek yolunu tercih ettiler. Piyasa oyuncuları fiyat artışlarını daha sonra Rusya – Ukrayna savaşını ve enerji fiyatlarındaki yükselişi bahane ettiler.

Yurtiçinde enflasyon niçin yüksek

Asgari ücrete yeni zam geleceğine dair gelişmeler piyasada yeni fiyat artışlarına sebep olabilir mi, sorusunu akla getirdi. Yılbaşı öncesi ve sonraki aylarda küresel enflasyonla birlikte yurtiçindeki yüksek fiyat dalgalanmalarında diğer bir etkinin stokçuluk, aracılık faaliyetlerinde meşru olmayan tedarikçilik ve buna benzer piyasa etiğine uymayan faaliyetler kendini gösterdi.

Pandemi, Ukrayna – Rusya ve diğer jeopolitik riskler sebebiyle artan fiyatların dünyaya göre Türkiye’ye daha fazla yansıdığı gözlendi ve bu süreçte piyasa denetimleri artırıldı. Birçok stokçu ve piyasa kurallarına uymayan kişi, firma ve kuruluşlara cezalar kesildi.

Küresel enflasyonla birlikte yeni asgari ücrete göre piyasa kurallarına uymadan fiyat ayarlamaları yapılması Ocak’ta enflasyonu TÜFE’de yüzde 48,69’a, Şubat ayında yüzde 54,44’e yükseltti. Mart ayında ise yine yüksek oranların devamı bekleniyor.

Hatırlanacağı üzere, yılbaşında asgari ücret yüzde 50,54 oranında zamlanarak net 4 bin 253 liraya çıkmış, brüt ücret 5 bin 4 lira olmuş, asgari ücretin işverene maliyeti de 5 bin 879 lira şeklinde oluşmuştu. Yıllardır konuşulan ve bir türlü gerçekleştirilemeyen asgari ücretin vergi dışı bırakılması hayata geçirilmişti.

Denetimler nefes aldırmamalı

Fiyat artışları sebebiyle Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Adalet, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji ile Tarım ve Orman Bakanlıkları, belediyeler ve TOBB ile TESK temsilcileriyle üretici ve tüketici örgütleri ve perakende sektörü temsilcilerinden oluşan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu yetkilileri çarşı-pazar ve marketlerde yılbaşından bu yana 81 vilayette denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Cezalar kesiliyor, ancak müeyyide olarak denetimlerin etkisi zayıf kalıyor.

Fiyatların yüksek kalmasıyla denetimlerini her güne yaymaya çalışan yetkililer, stokları kontrol edip mal alış fiyatlarına bakan ekipler önceliği yaş sebze meyve, kuru gıda, otomobil, et, yumurta ve tavuk ürünlerine veriyor. Piyasada en fazla kullanılan yumurta konusunda, üreticiler fiyatları makul tuttuklarını ancak ürünün pazara çıktığında gördükleri fiyatlara kendilerinin dahi inanamadığını söylüyor.

Vatandaş ise yaklaşan Ramazan ayı dolayısıyla fiyat artışlarının daha da yükseleceğini hatırlatırken asgari ücret gibi olayları fırsata çevirmeye çalışanlara göz açtırılmaması talebini tekrarlıyor.

Petrol ve gaz savaşında ipler henüz Rusya’nın elinde

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hafta içinde ABD ve Avrupa Birliği'ne (AB) mal tedarikinde ödemeyi dolar veya euro ile almanın artık anlamsız olduğunu belirterek, “Dost olmayan ülkelere doğal gaz satışının ödemelerinde Rus rublesine geçmeyi planlıyoruz” derken, ABD Başkanı Jeo Biden’ın  Avrupa’ya ek 15 milyar metreküp gaz tedariki yapacaklarına dair açıklaması zayıf kaldı. Avrupa’da halen doğalgaz fiyatları 130 euro seviyesinde seyrediyor.

Enerjinin başını çektiği krizde brent petrol 120 dolardan işlem görüyor. Suudi Arabistan’da Aramco’ya ait ir petrol rafinerisinin vurulması fiyatları daha da yukarı çekmesi bekleniyor. Brent petrolün haftalık kazancı yüzde 12’leri buldu. Krizlerin yatırım aracı altın da söz konusu belirsiz ortamda onsta 1960 dolar seviyelerini koruyor.

Piyasaları etkileyen diğer gelişme de ABD Merkez Bankası’nın (FED) şahin politikaları. Mart’ta 25 baz puan faiz artıran FED’in yılboşunca 200 – 250 baz puan arasında bir faiz artışının gündeme gelebileceği belirtiliyor.

Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa’da risk iştahını törpülemeye devam ederken, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) artan enflasyon karşısında şahinleşen duruşu da oynaklığı artırıyor. Gelecek hafta çarşamba günü ECB Başkanı Christine Lagarde’ın konuşması ve Almanya'da açıklanacak enflasyon başta olmak üzere yoğun veri gündemi ve ECB yetkililerinin sözle yönlendirmeleri gündemi odağına yerleşti. ECB Başkanı Lagarde hafta içinde yaptığı açıklamalarda Avrupa ve ABD ekonomilerinde ekonomik toparlanmanın farklı safhalarda olduğunu belirterek, ECB para politikalarının FED para politikası ile uyumlu şekilde ilerleyemeyeceğini söylemişti.

Bölge genelinde pandemi tedbirleri kısmen de olsa gevşetilirken, Çin ile ABD arasında Rusya'ya karşı alınan yaptırımlar üzerinden artan tansiyon risk iştahını düşürdü.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Çin'in Ukrayna'daki savaş konusunda Rusya'ya askeri destek sağladığını görmediklerini ya da ellerinde böyle bir delil olmadığını ancak durumu yakından takip ettiklerini belirtiyor.

Analistler, Çin'in piyasaları destekleyici adımlarının beklenildiği kadar güçlü olmayabileceğine yönelik endişelerin pay piyasalarını baskıladığına değinerek, gayrimenkul sektöründe devam eden sorunlar, teknoloji devi şirketlerin büyüme beklentilerinin geride kalması gibi durumların risk iştahını olumsuz etkilediğini kaydediyor.

Yurt içinde veri yoğunluğunun zayıf olduğu bir hafta geride kaldı. Mart ayı için öncü göstergelerden olan tüketici güven endeksi Şubat ayına göre 1,3 puan artış kaydederek 72,5 seviyesine yükseldi. Şubat ayında ülkeye gelen yabancı turist sayısı bir önceki yılın Şubat ayına göre yüzde 186,5 artış kaydetti.

Bununla beraber TCMB'nin düzenlediği yılın ilk yatırımcı toplantısı hafta içinde ön plana çıktı. TCMB’nin toplantıda verdiği mesajlar mevcut para politikasının devam edeceğine işaret ederken enflasyon üzerindeki risklerin geçici olduğu beklentisi yinelendi. Cari denge tarafında ise ihracat ve turizm tarafında beklentilerden daha olumlu bir gerçekleşme olabileceği belirtildi. Enflasyon beklentilerindeki yükseliş ile beraber 10 yıllık gösterge faiz yükselmeye devam ederken hafta içinde yüzde 28 seviyesinin üzerine çıktı.

Türkiye’de ise Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmeler ve şahinleşen merkez bankalarının pay piyasaları üzerinde etkili olmayı sürdürdüğünü aktaran analistler, artan oynaklık sebebiyle yatırımcıların temkinli hareket etmelerinin faydalı olacağını salık veriyor.

28 Mart – 1 Nisan haftasında yurt içinde çarşamba ekonomik güven endeksi, perşembe dış ticaret dengesi ve cuma imalat sanayi PMI verisi takip edilecek. Ayrıca kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin piyasalar kapandıktan sonra Türkiye'nin kredi notuna ilişkin değerlendirme raporunu açıklaması bekleniyor. Aynı hafta ABD’de ADP İstihdam Raporu, GSYH, Tarım Dışı İstihdam, ISM PMI İmalat, Avrupa’da Tüketici Güven Endeksi, İşsizlik Oranı, Tahmini TÜFE, PMI İmalat ve Çin’de CFLP PMI İmalat - İmalat Dışı, Caixin PMI İmalat verileri takip edilecek.

Söz konusu gelişmelerle Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 1,46, altının gram satış fiyatı yüzde 1,38, dolar/TL yüzde 0,42, euro/TL yüzde 0,18 değer kazandı. 1000 TL’lik yatırım borsada 1014,6 lira, altında 1013,8 lira, dolarda 1004,2 lira ve euroda 1001,8 lira oldu.

Ana piyasalarda haftalık performans ise şöyle oluştu:

BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi en düşük 2.146,32, en yüksek 2.203,66 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 1,46 artarak 2.175,51 puandan tamamladı. Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.150 puanın üzerinde kalıcılık sağlanması halinde 2.250 puanın direnç, 2.070 puanın ise destek konumunda olduğunu öngörüyor.

DOLAR/TL… Kur yüzde 0,42 değer kazandı ve haftayı 14,8530 liradan kapattı. KKM etkisinin gözlendiği piyasada kurun stabil seyrinin devam edeceği tahmin ediliyor. 15 lira direnç, 14,5 lira destek görünümünde.

EURO/TL… Kur yüzde 0,18 artışla 16,3400 liradan tamamlandı. Dolara göre daha zayıf hareket eden euronun TL’ye karşı destek ve direnç olarak 16 lira seviyesinde hareket edeceği gözleniyor.

ALTIN… Rusya – Ukrayna savaşının yanı sıra FED’in şahinleşen tavrı değerli madende alım iştahını törpülüyor. ABD 10 yıllık tahvillerinin yüzde 2’nin üzerinde seyretmesi altın fiyatlarını baskılıyor. Uluslararası piyasalarda 1958 dolardan işlem gören ons altında destek 1900, direnç 2000 dolarda. Kapalıçarşı’da ise işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 1,38 kazanımla 932,00 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 1,38 artışla 6.244,00 liraya yükseldi. Geçen hafta sonu 1.508,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı da 1.528,00 liraya çıktı.

PETROL… Rusya – Ukrayna savaşı ve petrol bölgelerindeki jeopolitik kriz sebebiyle petrol fiyatları yüksek seyrediyor. Putin’in petrol ve doğalgazı ruble ile satacağını açıklaması, Biden’ın Avrupa ek 15 milyar metreküp gaz tedarik edebileceğini söylemesi fiyatları yüksek seviyede dalgalandırıyor. Brent petrol 120 dolardan işlem görürken doğalgaz fiyatlarında Avrupa’da 130 euroya kadar varan artışlar emtianın yükseliş eğilimini gösteriyor.

KRİPTO PARA… Avrupa Parlamentosu’nun Bitcoin ve Ethereum gibi kripto paralara yasak getiren teklifi kabul etmemesi, ardından ABD Başkanı Jeo Biden’in Bitcoin’i devre dışı bırakmak için dijital para konusunda yeni zeminler araması kripto para pazarında fiyat dalgalanmalarını ortaya çıkarıyor. Hafta başında ECB Başkanı Christine Lagarde’ın “Rusya’ya uygulanan yaptırımlar kriptoyla deliniyor” açıklaması da dikkatlerin kripto para pazarına çekilmesine sebep oldu. Söz konusu gelişmelerle Bitcoin haftalık bazda yüzde 5,9 değer kazanarak 44 bin 260 seviyesine oturdu. Pazarın ikinci pazarı Ethereum da yüzde 5,5’lik kazançla 3 bin 115 dolardan işlem görüyor. Pazarda en fazla değer kazanan para yüzde 28,2 ile Cardano, en fazla değer kaybeden ise yüzde 3,9 ile Avalanche.