ASGARİ ÜCRET HAYAL KIRIKLIĞI
2025 yılı için belirlenecek asgari ücret zam oranının ne kadar olacağı merak edilirken, telaffuz edilen yüksek zam oranının olmayacağı belirtiliyor. İşçi temsilcileri gerçekleşen enflasyon oranında zam isterken, hükümet kanadından öngörülen enflasyon oranı kadar zam yapılması görüşü hakim.
Türkiye'de 7 milyon çalışanı doğrudan ilgilendiren asgari ücret belirleme süreci için geri sayım sürüyor. 10 Aralık'ta toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025 yılı için uygulanacak yeni rakamı belirlemek üzere çalışmalara başlayacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, görüşmelerde işçi ve işveren taraflarının beklentilerinin dikkate alınacağını vurguladı.
2024 asgari ücrette rekor artış
Bakan Işıkhan, 2024 yılında asgari ücretin %49 oranında artırılarak net 17.002,12 TL olarak belirlendiğini hatırlattı. 2002 yılında 184,25 TL olan net asgari ücretin nominal olarak 92 kat artığını ve reel olarak %309'luk bir yükseliş yaşandığını belirten Işıkhan, son yıllarda asgari ücretin enflasyonun üzerinde artırıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Biz ne emeklimizi ne memurumuzu ne asgari ücretlimizi, toplumun hiçbir kesimini enflasyona ezdirmeyeceğiz” ifadelerini kullanmış, “Enflasyon oranının yüzde 65 olduğu 2023 yılında asgari ücrete toplam yüzde 107,5'luk zam yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bu sene biz yüzde 49 zam verdik. Ekim ayı itibarıyla enflasyon yüzde 49’un altında. Yani yılı da Merkez Bankamızın tahminlerine göre yüzde 44 civarında bir rakamla tamamlayacağız” demişti
Yeni asgari ücretin sadece çalışanları değil, kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği, askerlik ve doğum borçlanması gibi birçok sosyal güvenlik unsurunu da etkileyeceği belirtiliyor. Enflasyon ve geçim endeksleri başta olmak üzere birçok veri masada olacak.
2025 asgari ücret beklentisi
Uzmanlar, 2025 yılı için net asgari ücretin 24.058 TL olabileceğini öngörüyor. Buna ek olarak, refah payının da ücrete dahil edilebileceği konuşuluyor. Çalışma Bakanlığı, adil ve sürdürülebilir bir rakam üzerinde uzlaşmayı hedefliyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi tarafını TÜRK-İŞ, işveren tarafını ise TİSK temsil edecek. Toplantı sonucunda hem işçilerin hem de işverenlerin beklentilerini karşılayacak bir ücretin belirlenmesi amaçlanıyor.
10 Aralık'ta başlayacak toplantılar, milyonlarca çalışan ve işveren tarafından yakından takip edilecek.
Atalay’dan asgari ücret tepkisi
Öte yandan çevrelerin asgari ücretin 2025 yılı tahmini enflasyonu kadar artırılması yönündeki görüşlerine tepki gösteren Ergün Atalay, “Biz bu ülke beraber yaşıyoruz. Bir yükü bir kesimin üzerine yıkmak doğru değil. Hükümetin ekonomi politikası var ama aynı zamanda sosyal politikasının da olması gerekiyor. Adil gelir dağılımı şu anda yok. MÜSİAD, 'asgari ücret artışı yüzde 25'i geçmesin' diyor. Fahiş fiyat artışları, kiralar ortada. Asgari ücret enflasyona sebep değil. Bunu nereden anlıyoruz. Bir senedir asgari ücrete zam gelmiyor ama fiyatlar artmaya devam ediyor. IMF başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar, asgari ücretin ne kadar artırılmasını gerektiğini açıklıyorlar ama onlar masada yoklar” demişti
Asgari ücret geçim ücretine dönüştü
Asgari ücret rakamının kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği, Genel Sağlık Sigortası primi de dahil 20'den fazla kalemi ilgilendirdiğine dikkati çeken Atalay, bu yönüyle toplumun tamamına yakının etkileyen asgari ücretin Türkiye'deki en büyük toplu iş sözleşmesi niteliğinde olduğuna değindi. Atalay, şu değerlendirmelerde bulunmuştu:
"Asgari ücret geçim ücretine dönüştü. Asgari ücretle bundan 5 yıl önce en düşük ücret belirlenirken, şimdi geçim ücreti. 17 bin lira olan bu ücretle bir hafta geçinebilir misiniz? İşverenler 17 bin lirayı gözünün önüne getirsin. 12 bin lira emekli maaşı, 17 bin lira asgari ücret. Bu ülke ekonomi politikasını yaparken, sosyal politikasını da yapmalı."
Yeni yılda asgari ücretin ne oradan artırılması gerektiği yönündeki bir soru üzerine Atalay, "Hedef enflasyon mu gerçekleşen enflasyon mu deniyor. İkisine de katılmıyorum. İkisi de doğru ve uygun değil. Sıkıntıları beraber paylaşmak durumundayız. Sıkıntıları dar gelirlilerin üzerine yıkmanın anlamı yok" ifadelerini kullanmıştı.