Advertisement
SON DAKİKA
FİNANS Cuma 17 Mayıs 2019 08:14

ALTERNATİF FİNANS YÖNTEMİ

Bu tarz şirketlerin (fikir sahibi girişimciler) desteklenmesinde bir finansman açığı mevcut. Bunu maalesef bankacılık sektörü ya da sermaye piyasalarının finansman yöntemleriyle, mevcut finansman yöntemleriyle finanse edemiyoruz" Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Gönen: "Kitle fonlamasını başarırsak güzel projelerin ve girişimcilerin önü açılacak, özellikle genç girişimcilerin projelerine destek bulabileceğiz" Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Başkan Vekili Şule Topçu Kılıç: "FinTech uygulamaları ve kitle fonlamaları ile ilgili elimizden gelen bütün destekleri sağlamaya çalışıyoruz"

Alternatif finans yöntemi
Bu tarz şirketlerin (fikir sahibi girişimciler) desteklenmesinde bir finansman açığı mevcut. Bunu ma

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Bora Oruç, fikir sahibi girişimcilerin, finansal geçmişlerinin olmaması ya da zayıf olmasından dolayı, bankalara teminat veremediklerini belirterek,  "Bu tarz şirketlerin desteklenmesinde bir finansman açığı mevcut. Bunu maalesef bankacılık sektörü ya da sermaye piyasalarının finansman yöntemleriyle, mevcut finansman yöntemleriyle finanse edemiyoruz." dedi.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından finanse edilen ve "Türkiye'de Kitle Fonlamasına İlişkin İkincil Düzenlemeler Hakkında Destek" projesi kapsamında PwC ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından ortaklaşa düzenlenen "Türkiye'de Alternatif Bir Finansman Yöntemi Olarak Kitle Fonlaması" konferansı, Borsa İstanbul’da gerçekleştirildi.

Oruç, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, global perspektifle değerlendirildiğinde Türkiye'nin önemli bir dönüm süreci içerisinde bulunduğunu belirterek, "Belki de Cumhuriyet tarihinde ilk defa gelişmiş ülkeleri yakalayabileceğimiz bir gelişimin içerisindeyiz." diye konuştu. 

Gelişimin ham maddesinin eğitilmiş insan olduğunu aktaran Oruç, "Niye Türkiye gelişmiş ülkeleri bu konuda yakalayabilir? Çünkü bu gelişimin ham maddesi insan, eğitilmiş insan gücü. Türkiye, açıkçası bu ham maddeye ziyadesiyle sahip olan bir ülke konumunda." ifadelerini kullandı.

"Girişimcinin, proje sahibinin, fikir sahibi insanların desteklenmesi gerekiyor"

Türkiye'nin katma değeri yüksek bir üretim modeline geçmek istediğini hatırlatan Oruç, şunları kaydetti: 

"Katma değeri yüksek bir üretim modeline geçmek istiyorsak, girişimcinin, proje sahibinin, fikir sahibi insanların desteklenmesi gerekiyor. Baktığımızda bunlara yeterli destek sağlayabiliyor muyuz? Aslında start-up'ların bir üst konumunda olan KOBİ'ler, kurulu şirketlerin yaklaşık yüzde 99'unu oluşturuyor ve KOBİ’ler istihdamın yüzde 77'sini yaratıyorlar. Bankacılık sektöründen aldıkları kredi payı ise yüzde 33."

Fikir sahibi girişimcilerin, finansal geçmişlerinin olmaması ya da zayıf olmasından dolayı, bankalara teminat veremediklerini belirten Oruç, "Bu tarz şirketlerin desteklenmesinde bir finansman açığı mevcut. Bunu maalesef bankacılık sektörü ya da sermaye piyasalarının finansman yöntemleriyle, mevcut finansman yöntemleriyle finanse edemiyoruz." şeklinde konuştu. 

"Kitle fonlaması, girişimciler için girişimcilik ekosistemi yaratıyor" 

Bora Oruç, bu tür girişimcilere, kitle finansmanı yönteminin alternatif bir çözüm olacağını ifade ederek, kitle finansmanı yönteminin girişimcilere getirdiği faydaları şöyle sıraladı: 

"Girişimciler, projeleriyle 80 milyona ulaşabilecek konuma geliyorlar, görünürlük kazanıyorlar. Böylelikle ürünlerini test etme imkanı buluyorlar. Aynı zamanda bu şirketler, kitle fonlama platformu arasında yer alan danışmanlık hizmetleri ve yatırım komiteleriyle, fikri mülkiyet haklarının savunulmasından tutun da melek yatırımcıların onlara vereceği yönlendirmelerle ürünlerini daha iyi hale getirebilecekleri bir sürecin içerisine girebiliyorlar. Bu açıdan aslında baktığımızda kitle fonlaması, girişimciler için kitle fonlaması platformu içerisinde girişimcilik ekosistemi yaratan bür süreç." 

 "Borsa İstanbul olarak biz bu işin içerisindeyiz"

Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Gönen de kitlesel fonlama konusunun hep vurgulamaya çalıştıkları, ortaklık kültürünü yansıtan bir konu olduğunu dile getirdi.

Kitle fonlamasının başarılı olması halinde güzel projelerin ve girişimcilerin önünün açılacağını ve özellikle genç girişimcilerin projelerine destek bulunulabileceğini belirten Gönen, "Borsa İstanbul Grubu olarak biz bu işin içerisindeyiz. Burada Takasbankımız var, Merkezi Kayıt Kuruluşumuz (MKK) var. Para toplama aşamasında Takasbank olacak. Bu çok büyük bir güven unsuru. güven olmadan da hiçbir şey gelişmez. bu açıdan  Takas Bank'ın burada yer alması çok önemli. Para toplama aşamasından sonra payların tutulması, ortaklık defterinin takip edilmesi açısından MKK'nın da olması yine çok büyük bir güven unsuru. Bence bunlar Borsa İstanbul'un katabileceği çok büyük değerler." ifadelerini kullandı. 

Gönen, sermaye piyasasının, her seviyede projenin ve fonlamanın gerçekleştirilebileceği bir yer olması gerektiğine dikkati çekerek, "Bizim de Borsa İstanbul olarak çok büyük bir sorumluluğumuz var. Tek borsayız Türkiye'de. Bu yüzden her türlü fonlamaya açık, onu kolaylaştıran pazarlarımız, yapılarımız olmalı. Kitle finasmanı belki bunun en altından başlayan bir süreç, bunun da mutlaka içinde olacağız. Ama sağlıklı büyüyeceği şekliyle içinde olacağız." şeklinde sözlerini tamamladı. 

 "Kitle fonlaması girişimcileri kaynaklarla buluşturan bir platform"

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Başkan Vekili Şule Topçu Kılıç ise "Türkiye'de Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası" başlıklı sunumunda bankanın Türkiye'deki faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi. 

Kılıç, "Tek amacımız sadece ticari değil aynı zamanda ülkenin büyümesine, gelişmesine destek olmak ve gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülke statüsüne ulaşması için gerekli politikaların ve düzenlemelerin de oluşmasına destek olmak." dedi.

Bankanın 2009 yılında Türkiye'de kurulduğunu anımsatan Kılıç, bugün itibariyle 11 milyar avronun üzerinde sermaye ya da kredi ve ya benzeri ürünlerle birçok sektöre destek sağladıklarını ve alt yapı, enerji, üretim, tarım finansal sektör ve sermaye piyasalarının en öncelikli sektörler arasında yer aldığını kaydetti. 

Banka olarak özel sektörü desteklemeyi ve özel sektörün gelişmesi ve büyümesi için gerekli ortamların oluşmasına katkı sağlamayı öncelediklerini vurgulayan Kılıç, şunları söyledi:

"Türkiye'miz çok büyük bir ekonomi aslında ama ne yazık ki hala biz sermaye piyasalarının bize sağlayacağı olanakları ülkemiz olarak bütün boyutlarıyla henüz kullanamıyoruz. Bu anlamda da biz banka olarak bu alanda yapılabilecek her türlü yeni ürün, düzenleme konusunda hem idarelerimize, bakanlıklarımıza, yetkililerimize hem de özel sektöre yatırımcı sıfatıyla katılarak sermaye piyasalarının gelişmesine destek olmaya çalışıyoruz."

Kılıç, kitle fonlamasının bir tarafta bir ürünü olan KOBİ'nin, girişimcinin bu ürününü büyütebilmesi, ortaya çıkarabilmesi için gerekli kaynaklara ulaşmasını sağlayan, diğer taraftan da bu tür hizmet ve ya ürüne yatırım yapma iştahı olan yatırımcıların buluştuğu bir platform olduğunu ifade etti. 

Kitle fonlamasının bu anlamda çok önemli bir platform olduğunu vurgulayan Kılıç,  "Bizim EBRD olarak bir mottomuz var. İnsanların hayatını pozitif anlamda değiştirmeye çalışıyoruz. Bu anlamda da biz kitle fonlamasını önemli bir alan olarak gördük. Bu FinTech uygulamaları arasında oldukça yeni bir alan ve bulunduğumuz bütün ülkelerde, şu anda 38 farklı ülkelerde faaliyet gösteriyoruz, FinTech uygulamaları ve kitle fonlamaları ile ilgili elimizden gelen bütün destekleri sağlamaya çalışıyoruz." diye konuştu. 

Kitle fonlaması faaliyetlerine ilişkin piyasa katılımcıları nezdinde farkındalık yaratılması amacıyla düzenlenen konferans kapsamında PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın ve PwC Türkiye Varlık ve Servet Yönetimi Sektörü Lideri Umurcan Gago da PwC'nin FinTech sektörünün gelecek vizyonu ve toplantı gündemine ilişkin bir sunum yaparken, kitle finansmanı konusunda çeşitli paneller düzenlendi. 

Konferansta ayrıca FinTech ve Finansal Hizmetler, Türkiye’de Paya Dayalı Kitle Fonlaması, Uluslararası Alanda Borçlanmaya Dayalı Kitle Fonlaması ve Uluslararası Deneyim olmak üzere üç ayrı ana başlıkta değerlendirmeler yapıldı.