ALMAN İŞ DÜNYASI DERNEKLERİ 2025 İÇİN KARAMSAR
Alman Ekonomi Enstitüsü (IW), Alman iş dünyası derneklerinin pahalı enerji, artan maliyet ve düşen ihracatın etkisiyle mevcut durumlarını bir yıl öncesine göre daha kötü gördüklerini ve gelecek yıl için karamsarlıklarını koruduklarını bildirdi.
İşveren odaklı IW, 49 iş dünyası derneği ile gerçekleştirdiği 2025'e yönelik beklenti anketinin sonuçlarını duyurdu.
Ankete göre, Almanya'daki 49 iş dünyası derneğinin 31'i ekonomide mevcut durumu 2023'ten daha kötü görüyor. 49 sektör temsilcisinden 20'si gelecek yıl daha düşük üretim beklerken, sadece 16'sı 2025’te üretimde artış bekliyor.
Dernekler, buna sebep olarak; aşırı bürokrasinin varlığına dikkati çekerken, enerji, işgücü ve malzeme maliyetlerinin yüksekliğinin yanı sıra şirketlerin uluslararası rekabete ayak uyduramamasını gösterdi.
IW raporunda, “Bu kez çoğu sektörde hava kötü. Ve 2025 için de pek umut yok. Alman ekonomisi derin bir kriz içinde. Belirsiz küresel durum ihracatı engelliyor ve kendi ülkemizdeki siyasi kaos yatırımları engelliyor. Siyasetin önümüzdeki birkaç yıl içinde nereye gideceğini bilmeyenlerin yeni makinelere, teknolojilere veya araçlara yatırım yapma olasılığı daha düşük.” değerlendirmesi yapıldı.
Yüksek enerji fiyatları ve alışılmışın dışında yüksek faiz, şirketlerin faaliyetlerini olumsuz etkilerken, ankete göre, ekonomide geleceğe yönelik karamsarlık da özellikle işgücü piyasasını tehdit eden unsurlar arasında gösteriliyor.
Ankete katılan derneklerin 25’i gelecek yıl sektörlerinde işten çıkarma beklerken, sadece 7 dernek istihdamın artmasını tahmin ediyor.
İlaç sektöründe, havacılık ve uzay mühendisliğinde daha fazla istihdam beklenirken, sanayide, örneğin demir-çelik, makine mühendisliği ve inşaat sektörlerinde, daha az iş imkanı olacağı öngörülüyor.
Raporda konuya ilişkin değerlendirmesine yer verilen IW Direktörü Michael Hüther, “Alman ekonomisi 2025 yılında da toparlanamayacak.” ifadesini kullandı.
Alman şirketlerin karşı karşıya olduğu sorunların çokluğunun “endişe verici” olduğunu belirten Hüther, “Önceki krizler genellikle doğrudan tetikleyicilere sahipti, daha az kapsamlıydı ve bu nedenle başa çıkmak daha kolaydı. Şimdi durum hem yurt içinde hem de yurt dışında belirsiz. Bir sonraki federal hükümet yeniden sürdürülebilir bir ekonomik perspektif oluşturmalıdır. Rakiplerimizi yeniden yakalayabilmemizin tek yolu bu.” notunu paylaştı.
- Alman ekonomisi büyümede zorluk yaşıyor
Öte yandan, Almanya'nın halen "kendi ürettiği bürokrasi, kurallar ve prosedürler altında ezildiği" belirtiliyor.
Ülke ekonomisi, "Çok az yatırım, çok fazla bürokrasi ve aşırı yüksek lokasyon maliyetleriyle" sıkışırken, iç ve dış siyasi çalkantıların ortasında Avrupa'da ve uluslararası alanda geride kalarak zemin kaybediyor.
Tarihsel olarak küreselleşme ve ucuz enerji girdilerine dayanarak ücretlerin ve yaşam standartlarının yükselmesini sağlayan Alman büyüme modeli yapısal zorluklar ve jeopolitik risklerle karşı karşıya.
Küresel ticarette korumacılık artıp bir taraftan Rusya-Ukrayna Savaşı enerji maliyetlerini yükseltirken, Almanya'nın reel GSYH büyümesi Kovid-19’dan beri G7’de en alt sıralarda yer alıyor.
Ekonomide ABD ve Çin'e ticari bağımlılık, yüksek enerji fiyatları, yatırım harcamalarının yetersizliği ve kötüleşen demografik koşullar gibi zorluklar da ayrı bir sorun teşkil ediyor.
İhracata bağımlı olan ve ülkenin GSYH'nin neredeyse yüzde 30'unu oluşturan Alman sanayisi küresel ekonomideki yavaşlamadan, artan Çin rekabetinden ve Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra yüksek enerji fiyatlarından olumsuz etkileniyor.
Bu arada Alman ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,3 küçülmesinin ardından yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0,2 büyüme kaydederek teknik resesyona girmekten kurtuldu. Ekonomi, bölgedeki diğer ülkelere oranla daha büyük bir rol oynayan imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor.
Yurt dışından gelen yoğun rekabet, sanayideki yavaşlama, artan faiz oranları, konjonktürel riskler ve yapısal değişiklikler gibi nedenlerle büyümede zorluk yaşanıyor. Buna ek olarak, ülkede koalisyon hükümetinin kasımda bütçe tartışması nedeniyle dağılması ekonomiyi şubat ayındaki erken seçimlere kadar siyasi belirsizliğe soktu.
Ülke ekonomisi, geçen yıl alışılmışın dışında yüksek düzeydeki enflasyonun satın alma gücünü etkilemesi, yüksek enerji fiyatları, düşen yatırımlar, zayıf dış talep ve faiz oranlarının yüksekliği gibi nedenlerle bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daraldı.
Almanya, böylece G7 ülkeleri içinde küçülen tek ülke oldu.
- Küçülme beklentisi
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), ticarette korumacılıktan kaynaklanan tehditler, jeopolitik çatışmalar ve yapısal değişim nedeniyle ekonominin bu yıl yüzde 0,2 küçülmesini bekliyor.
Hükümet de ekonomide bu yıl için yüzde 0,2 küçülme öngörüyor. Almanya, bu yıl da küçülürse 2023'te olduğu gibi G7 ekonomileri arasında daralan tek ülke olacak.
Bu arada ocak ayında yeniden ABD Başkanı olarak yemin edecek olan Trump, seçimi kazanırsa dış ticaret açığını azaltmak ve yerli üretimi desteklemek için gümrük vergilerini önemli ölçüde artıracağını açıklamıştı.
Analistler, Trump'un AB ithalatına gümrük vergileri yoluyla daha fazla korumacı bir politika uygulamasının ihracata dayalı Alman ekonomisi için iyiye işaret olmadığını belirtiyor.
ABD, Alman mallarının en büyük alıcısı konumunda bulunurken ülke, ihracatın yaklaşık yüzde 10'unu ABD'ye yapıyor.