SON DAKİKA
Tarım ve hayvancılık Pazartesi 28 Aralık 2020 04:41

AÇLIK VE İSRAFIN ANAHTARI: GELİŞMİŞ TEKNOLOJİ

Türkiye'nin en çok ihracat yapan 2. traktör firması olduklarını ve bayilik ağlarının 4 kıtaya yayıldığını söyleyen Erkunt Traktör CEO'su Tolga Saylan, 2021 yılında atıl arazilerin azalacağını, yerli üretimde yükselişin devam edeceğini söyledi.

Açlık ve israfın anahtarı: Gelişmiş teknoloji

Gökhan ÖZ

2004’ten beri yerli üretim traktörlerle sektörde önemli bir yere sahip Erkunt Traktör CEO’su Tolga Saylan, “Özellikle 100 yıllık firmaların varlık gösterdiği dünya pazarında bir Türk markasının olması ülkemiz için gurur verici. Katıldığımız yurt dışı fuarlarında ürünlerin Türkiye’de üretildiğini söylediğimizde ise aldığımız tepkiler gurur verici. 2020 yılında en çok ihracatı Sırbistan ve Sudan’a yaptık. Önümüzdeki yıllarda mevcut bayilik ağımıza Fransa ve İtalya gibi kritik iki pazarı daha katmak istiyoruz. Orta vadeli hedeflerimiz arasında özellikle Batı Avrupa’da derinleşmek istiyoruz” diye konuştu.

Alışılanın aksine tersine göç başladı 

Erkunt Traktör olarak 2021 yılında hedef ve yol haritanız nedir?

2021 yılı için satış adetlerimizi artırmayı ve yurt dışında yeni pazarlara girmeyi hedefliyoruz. Dünya’nın tecrübe ettiği pandemi süreci, tarımın ve sürdürülebilirliğin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Bu nedenle ülkemizdeki tarımsal üretimin artması ve tarımsal anlamda yeniden kendi kendine yetebilen bir ülke olmamız en büyük temennimiz. Bu yıl alışılanın aksine köyden kente göç kavramının terse döndüğünü gördük. 2021 yılında boş kalıp ekilmeyen arazilerin oranında azalma yaşanacağını ve yerli üretimde yükseliş ivmesi yakalanabileceğine inanıyoruz. Elbette bu durum daha fazla traktör ve tarımsal makine ihtiyacını ortaya çıkaracaktır.   

Türkiye’de ihracatta ilk ikideyiz

Dünyada en fazla ihracat yaptığınız ülkeler hangisi? Traktör üreten firmalar, Türk ekonomisine katma değer kazandırmak için Avrupa ve Orta Doğu pazarında stratejik hamleleriniz var mı?

İlk ihracatımızı Bulgaristan’a yaparak, tamamen Türk mühendisleri tarafından tasarlanan traktörleri 2007 yılında ihraç etmeye başladık. Bulgaristan’dan hemen sonra bayi ağımıza, Macaristan, Romanya, Hırvatistan, KKTC, Irak, Cezayir, Fas, Senegal ve Ürdün’ü de kattık. İhracat markamız olan ArmaTrac, bugün aralarında İngiltere, Almanya gibi ülkelerin de bulunduğu 28 ülkeye ihraç ediliyor. 2020 yılında en çok ihracatı Sırbistan ve Sudan’a yaptık. Yıl sonunda ihracat rakamları açıklandığında, Türkiye’de ‘en çok ihracat yapan traktör firmaları’ arasında 2. sırada yer alacağız. Özellikle 100 yıllık firmaların varlık gösterdiği dünya pazarında bir Türk markasının olması ülkemiz için gurur verici. Katıldığımız yurt dışı fuarlarında ürünlerin Türkiye’de üretildiğini söylediğimizde ise aldığımız tepkiler gurur verici. 

Bayiliklerimiz 4 kıtaya yayıldı

Önümüzdeki yıllarda mevcut bayilik ağımıza Fransa ve İtalya gibi kritik iki pazarı daha katmak istiyoruz. Aynı yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da ülke çiftçisinin ihtiyaçlarını araştırıyor, pazar dinamiklerini detaylı analiz ediyor ve gözlemliyoruz. Ayrıca, Sudan ile imzalamış olduğumuz üretim lisansı anlaşması sonrasında, COMESA (Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı) ülkelerinde gümrük duvarları olmadan üretim ya da satış yapma fırsatını yakaladık. Böylece Afrika’da derinlemesine yayılmayı ve en son Uruguay ile yaptığımız distribütörlük anlaşması ile 4 kıtaya yayılmış olan bayilik ağımızı daha da genişletmeyi başardık. Orta vadeli hedeflerimiz arasında özellikle Batı Avrupa’da derinleşmek istiyoruz. Uzun yıllardır Birleşik Krallık’ta yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda ArmaTrac markamız çiftçiler tarafından tanınan ve takdir gören bir marka olmayı başardı.  

Ülkelerin küresel hedefi: Sağlıklı gıda

Dünyada ve Türkiye’de Koronavirüsle beraber birçok sektör iş modellerinde yeniliklere gitti. Tarımda dijitalizasyonun önemini anlaşıldı. Dijital tarım, yapay zeka, drone ile tarım, verimlilik ve sürdürülebilirlik anlamında çiftçiye ve üreticiye nasıl yenilikler getirecek?  

Türkiye’de tarıma dayalı sanayi modelinin bir sonucu olarak doğan sürdürülebilir tarım alanı, ülkemizde büyük bir potansiyele sahip. Topraktan alınan verimi arttıracak tekniklerin yanı sıra farklı tohum türlerinin ekonomiye kazandırılması, farklı pazarlarda tüketimi yoğun ürünlerin ülkenin belirli bölgelerinde üretimi gibi çalışmalar, AR-GE ve inovasyon sürecinde değer yaratacak unsurların başında görülüyor. Gelinen süreçte geleneksel tarım tekniklerinin yerini, bilişim, yazılım, bilgisayar, cep telefonları, akıllı sistemler ile entegre AR-GE Merkezli destekli uygulamalar aldı. Türkiye’de geleneksel tarımın kabuk değiştirerek, sürdürülebilir tarım evresine ulaşmasında belirtilen teknolojik gelişmelerin tarıma entegre edilmesi çok önemli. Küresel pazarda rekabet edebilmenin, yakın gelecekte öngörülen kıyamet senaryolarının, açlıkla mücadelenin anahtarı olarak yine teknolojinin önemi ortaya çıkıyor. Ayrıca bu teknoloji, başta israfın azalmasını, kaynakların daha etkin kullanılmasını, verimliliği ve kaliteli üretim süreçlerini de destekleyecektir. Dünyada sağlıklı gıda üretmek, ülkelerin küresel hedefini oluşturuyor.  

Tasarımlarımız çitfçinin ihtiyacını göre 

Ürettiğiniz traktörlerde tasarım kaygısı yaşıyor musunuz? Yoksa verimli, tasarruflu ve dayanıklı olmasını mı göz önünde bulunduruyorsunuz? 

Traktör sektörünün elektronik ve yazılım sektörüyle birlikte hızlı hareket ederek, hassas tarım teknolojisine destek verecek uygulamaları geliştirmesi gerekmektedir. Artık traktör sadece tarımsal alanlarda çalışan bir iş makinesi değil, tarım teknolojilerini destekleyen en değerli araçlardan birisi olarak görülmektedir. Bunun için de bundan sonraki yıllarda, traktör sektörünün önünde büyük bir değişim, gelişim ve farklılaşma dönemi olduğunu biliyoruz. Bu değişim sürecinde herhangi bir kaygı duymadan, çiftçilerin ihtiyaçlarına göre verimli, çevre dostu, dayanıklı ve ekonomik traktör modelleri tasarlıyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın temel bileşenlerinden biri olarak ortaya çıkan “çevrenin korunması- sanayi üretimi” dengesi, yaşadığımız ortamın sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasında kritik öneme sahiptir. Son dönemde faaliyetlerimizi yoğunlaştırdığımız çalışma alanlarından biri olan sürdürülebilir üretim (temiz üretim) ise, rekabet koşulları giderek zorlaşan sanayinin bu dengeyi sağlaması açısından önemli bir araçtır. Biz de Erkunt olarak bu konunun üzerinde titizlikle duruyoruz. 

ABONE OL