46 MİLYAR LİRALIK RESTLEŞME!
Ekonomist Dr. Gürlesel, BDDK'nın takipteki 46 milyar liralık şirket kredilerini silmesi gerektiğine dair yaptığı açıklamaya, bankaların da ellerinde bulunan Türk Telekom hisselerini satışa çıkarmasıyla karşılık verdiğini söyledi. Dr. Gürlesel sorunun İstanbul yaklaşımı gibi bir uygulama ile çözülebileceğini belirtti.
Sedat YILMAZ
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) bu hafta içinde bankaların takipteki kredileriyle ilgili “Bankacılık sektöründe takip hesaplarına aktarılması gereken toplam 46 milyar liralık kredi tespit edilmiştir” şeklinde yaptığı açıklaması çeşitli çevreler tarafından değerlendirilirken ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel konuya farklı bir boyut getirdi. Dr. Gürlesel, BDDK’nın söz konusu açıklamasının Ankara yönetimi, BDDK ve bankalar arasındaki bir restleşmeyi ortaya çıkardığını ileri sürdü.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), 2019 yılının üçüncü ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısı ‘Fırtınalı Havada Dümende Olmak’ başlığı altında, iş dünyasının önde gelen temsilcilerinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan’ın açılış konuşması ile başlayan toplantıda, dünya ve Türkiye ekonomisindeki son gelişmeler ile inşaat ve inşaat malzemesi sektörüne ilişkin güncel ekonomik veriler ele alındı.
‘Gündem Buluşmaları’nın özel konuğu Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu deneyim ve önerilerini katılımcılarla paylaştı. Toplantıda TİM Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerem Alkin ile Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, ekonomi ve sektöre yönelik güncel değerlendirmelerini anlattı.
Türkiye’nin en önemli meselesi
Finans sektöründe bankalarla ilgili çözüm bekleyen önemli krediler sorunu olduğunu vurgulayan ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, meselenin Türkiye ekonomisinin acil çözülmesi gereken en önemli ve en sıkıntılı alanı olduğunu söyledi.
BDDK’nın Haziran ayı verilerine göre bankalara ait defterden silinen 126 milyar liralık geri dönmeyen kredi ve 289 milyar liralık takipteki alacak olduğunu dile getiren ekonomist Dr. Gürlesel, BDDK’nın bu hafta yaptığı açıklamayla bankalardan açığa çıkan 46 milyar liralık takipteki şirket kredilerinin silinmesini istediğini bildirdi.
BDDK’nın bu istediğine karşılık bankaların “Türk Telekom’un borçlarını üzerimize yıktınız. Biz de elimizdeki Türk Telekom hisselerini satıyoruz” yaklaşımıyla hareket ettiğini belirten ekonomist Dr. Gürlesel, “Burada Ankara yönetimi, BDDK ve bankalar arasında bilek güreşi olduğunu gözlüyoruz. Burada 46 milyar liralık bir restleşme söz konusu. Bilek güreşi kapalı kapılar ardındaydı. Şimdi BDDK açıklamasıyla gün yüzüne çıktı. Bankalar 46 milyar liralık takipteki krediyi takipteki alacak gibi görüyordu. BDDK ise bunu bankalara tahsili gecikmiş alacak gibi görün ve defterden silin diye açıklama yapınca bankalar da bu açıklamaya karşılık ellerinde bulunan Türk Telekom hisselerini satışa çıkararak karşılık verdi” ifadesini kullandı.
Sorunu çözmek kamunun elinde
Söz konusu BDDK açıklamanın bankalar açısından beklenmeyen ilginç bir gelişme olduğunu dile getiren ekonomist Dr. Gürlesel, “Zaten bankalar piyasaya fazla kredi veremiyor. Diğer taraftan BDDK sermaye artırın diyor. Bankalar ise bu işe istekli değil. Daha doğrusu mevcut koşullar sermaye artışına imkan tanımıyor” dedi. 46 milyar liralık takipteki kredilerin döviz cinsinden 8-9 milyar dolara tekabül ettiğini belirten Dr. Gürlesel, bankaların ellerindeki Türk Telekom hisselerini satışa çıkarmakta bulduklarını kaydetti.
Finans sektöründeki restleşmenin nereye varacağını şimdilik kimsenin kestiremediğini anlatan Dr. Gürlesel, sorunun çözülmesi için hangi bankanın hangi şirketin borcunu sileceğine dair karmaşanın sürdüğünü belirtti. Dr. Gürlesel, ekonomide ve diğer alanlarda Türkiye’nin yapması gerekenlerin olduğunu belirterek, takipteki kredilerle ilgili sorunun kamunun İstanbul yaklaşımı gibi kredilerin yeniden yapılandırılması şeklinde bir çözümü gündeme taşıyabileceğini dile getirdi.
Türkiye’nin tek alternatifi faiz indirmek
Dünya ve Türkiye ekonomisiyle de değerlendirmelerde bulunan ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, küresel bazda ticaret savaşları, Brexit ve jeopolitik risklerin geçen yıl olduğu gibi bu yılda hızlanarak devam ettiğini, gelecek yıl da aynı risklerin küresel ekonomiyi tehdit edeceğini söyledi. Küresel ekonomide son dönemde beklenmeyen şekilde küresel merkez bankalarının resesyona karşı faiz indirmeye ve yeniden varlık alımına başladığını hatırlatan Dr. Gürlesel, dünyadaki bu iyi gelişmelerin Türkiye’de enflasyon ve faizleri aşağı yönlü iyimser şekilde etkilediğini kaydetti.
Türkiye’nin halen dış kaynak sorunu yaşadığını ve sorunun kısa sürede giderilemeyeceğinin görüldüğünü anlatan Dr. Gürlesel, Türkiye’nin elinde alternatif olarak sadece faiz indirimi kaldığını dile getirdi. Merkez Bankası’nın şu ana kadar 750 baz puan faiz indirdiğini bundan sonra bu yıl için geriye kalan Ekim ve Aralık toplantılarında faiz indirmeye devam edeceğini belirten Dr. Gürlesel, gelecek seneye yüzde 12-13 bandında bir politika faiziyle karşılaşılabileceğini dile getirdi.
Türkiye’nin büyüme sorunu da olduğuna işaret eden Dr. Gürlesel, beklentilerin büyümenin gerçekleşmesini zorlaştırdığını söyledi. Mevcut şartların beklenen büyümenin olmayacağını gösterdiğini anlatan Dr. Gürlesel, “2020 için yüzde 3,5 hedefimiz vardı. Fakat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 5 olması lazım diyor. Türkiye’nin yüzde 4,5’luk büyümesi için en az 35-40 milyar dolarlık bir kaynak girişine ihtiyacı var. Şu anda ise kaynak çıkışı yaşıyoruz” dedi.
Krizden kurtulacak gücümüz var
Türkiye İMSAD'ın "Fırtınalı Havada Dümende Olmak" başlıklı "Gündem Buluşmaları toplantısına katılan Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu da öncelikle fırtınalı havaya hazırlıklı olmak gerektiğini, Koç Holding'in ciro, finans yönetimi, dış ticaret ve insan kaynakları konularına hassas yaklaştıklarını ve kısa vadeli işleri aksatmadan sürdürdüklerini, uzun vadeli işleri ise gözden uzak tutmadıklarını söyledi.
TİM Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerim Alkin de Türkiye’nin bu yıl gelecek yıl beklentilerin üzerinde bir büyüme kaydedeceğini söyledi. Prof. Dr. Alkin, “Yeni ekonomik programda büyüme ile ilgili hedefin 2020 ve 2023 yılına doğru yüzde 4,5 ve 5’e doğru evrileceğini, 2020 için de yüzde 3,5’tan çok feragat edilmeyeceğini düşünüyorum” dedi.
Prof. Dr. Alkin, Türk özel sektörünün 20 yıldır ilgi çekici bir şekilde direnç ve strateji kazandığına vurgu yaparak, “Şu anda tarihimizde olmayan bir özel sektör krizi yaşıyoruz ancak bu krize karşı özel sektörün de kendine özgü kazandığı direnç, dayanıklılık ve stratejisi var. Türk ekonomisi çok kısa zamanda bu deneyimlerle mevcut krizden kendini kurtaracaktır” ifadelerini kullandı.
Türkiye İMSAD’ın “Gündem Buluşmaları” toplantısı “Fırtınalı Havada Dümende Olmak’ başlığıyla yapıldı. Toplantıya (soldan) ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, Türkiye İMSAD Başkan Vekili A. Dündar Yetişener, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu ve Türkiye İMSAD Başkan Yardımcısı A. Nuri Bulut ile TİM Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekrem Alkin katıldı.