SON DAKİKA
GÜNDEM Cuma 09 Nisan 2021 02:17

4 MİLYAR DOLARLIK SAHTE ÜRÜN PAZARI

Türkiye, dünyanın en büyük dördüncü sahte ürün pazarı konumunda bulunuyor. Sektör temsilcileri, sahte ürün pazarının Türkiye'deki büyüklüğünün 4 milyar dolar civarına ulaştığını ifade etti.

4 milyar dolarlık sahte ürün pazarı

Mustafa DENİZ

Türkiye, sahte ürün pazarı konumunda dünyanın 4’üncüsü oldu. Özellikle son dönemdeki fiyat artışlarına paralel olarak tüketiciler de ucuz ürün arayışına girdi ve bu durum da sahtecilerin iştahını kabarttı. Sahte ürün satışının genel olarak internet üzerinden gerçekleştirildiğini belirten sektör temsilcileri, sahte ürün pazarının Türkiye’deki büyüklüğünün 4 milyar dolar civarına ulaştığını ifade etti. 

Tekstil, gözlük, kozmetik…

Tekstil ürünlerinin yanında kozmetik, gözlük ve saat ürünlerinde de ciddi taklit artışının olduğu belirtildi. Geçmiş dönemlerde genel olarak dünyaca ünlü markaların sahtesi satılırken, artık yerli markaların başı taklitlerle dertte. 

Taklitlerin markalı ekonomiye büyük zarar verdiğini belirten Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, “Bu ürünler vergisiz satılıyor. Devlet vergi kaybına uğruyor. Markaların itibarı zedeleniyor. Taklit ürünler caddelerde, özellikle tatil bölgelerinde mağazalarda alenen satılıyor. Çok ciddi taklit ürün satışı var. İnternette zaten inanılmaz boyutlara ulaştı. Taklit ürün piyasası kolluk güçleriyle çözülmenin ötesinde bir boyut kazandı. Merdivenaltı çok ciddi imalat parkları oluştu. Devletin bu konuya ciddi el atması gerekiyor. Sadece davalarla olacak iş değil” dedi.

sahte-i

Tüketici de mağdur

Tüketiciye orijinal ürün fiyatına taklit ürün satıldığını vurgulayan Tescilli Markalar Derneği’nin (TMD) Başkanı İzzet Stamati, “Artık sadece marka sahibini değil tüketiciyi de mağdur eden bir sistem açığı var. Bireysel başvuruyla kolluk kuvvetlerinin denetim yaptığı bir yapı oluşturulmalı. Satan kişi, ürünün orijinal olduğunu ispatlayamazsa zararı karşılamalı” diye konuştu.

Memo Sunglasses ve San Glasses güneş gözlükleri markalarının sahibi ve “Gözlük Gurusu” Hakan San, “Butik olarak sattığımız tasarım tescili bize ait olan gözlüklerin birebir kopyası internette ve sokakta 70 liraya satılıyor. Avukatımız uyarıyor ama engel olamıyoruz. Mahkeme yoluyla bu tarz kopyaların önüne geçmek yıllarımızı alıyor. Zaman ve para harcıyoruz. Taklitle mücadele için bu maliyetlere katlanamayan yerli üretici ne yapsın? Bu konuda bizim gibi üreticileri koruyan önlemler alınmalı. ‘Türkiye’den marka çıkmıyor’ diyorlar, çıkıyor ama üretmekle mi uğraşalım taklitle mi? Türk markası yaratan arkadaşlarımla konuştuğumda kan ağlıyorlar” dedi.

Küçük değişiklikle aynısını yapıyorlar

Urban Anatolia’nın sahibi Zulal Berberyan Ak, “Tasarım yastıklar üretiyorum. Örneğin Trendyol’da 125 TL’ye sattığımız patates desenli yastığımızın taklitleri internette ve mağazalarda 30-40 liraya satılıyor. Her bir tasarımın tescilini yaptırmadık. Çünkü küçük bir değişikle aynısını yapabiliyorlar. O yüzden tescil maliyetine katlanmadık. Bir de tescil 2 yıl sürüyor. Örneğin; günün trendine uygun sosyal mesafe yastığımız var. Bunun tescilini alacak olsam trendi kaçıracağım” derken 25th Hour Lingerie markasının sahibi ve tasarımcısı Seda Oturan ise, “Büyük balığın küçük balığı yuttuğu bir sistem var. Sektörde herkes bundan çok rahatsız. Alabildiğimiz kadar patent alıyoruz ama tasarımlarımız anında kopyalanıyor. En son büyük bir Türk çorap markası ürünlerimi taklit etti. Bu, emek hırsızlığı. Artık, ‘aman fikirlerim çalınır’ diye koleksiyon yapamıyorum” ifadelerini kullandı. 


ABONE OL