SON DAKİKA
EKONOMİ Çarşamba 19 Mart 2025 12:00

"2025 VERİLERİ ILIK BELİRTİLER SUNUYOR"

Türkiye ekonomisinde 2025 yılının ilk çeyreğini değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, enflasyonun yüksek seyretmekle birlikte göreceli yavaşladığını belirterek sert hareketlerin görülmediği "yeni normale" park edildiğini söyledi.

Prof. Dr. Kozanoğlu, 2024 için Orta Vadeli Program’da %4 öngörülen büyümenin %3.2 olduğunu belirterek %33 olarak tahmin edilen enflasyonun da %44.4 ile beklentilerin uzağında kaldığını bildirdi. Kozanoğlu, “Bu eğilimi işgücü verilerinden de gözlemlemek olanaklı; manşet işsizlik en son %8.4 oranında Türkiye ölçülerinde ılımlı bir oranda açıklanırken, atıl işgücü oranı %28.1 düzeyine ulaştı. Bu veri iş bulmaktan umudunu kesmiş, ama bir iş bulursam çalışırım diyenler yanında tam zamanlı çalışmak istediği halde ancak kısmi zamanlı, geçici işlerde istihdam edilenleri de içeriyor. Bu durumdaki insanların, aç kalmasa da düşük bir yaşam standardında geçim mücadelesi verdikleri açık” diye konuştu. 

Politika Faizinin %50’den %42.5’e düşmesine karşın oranın hala yatırım ve tüketim eğilimlerini kesecek kadar yüksek olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Kozanoğlu, “Üstelik en son verilerle ticari kredi faizleri %50, ihtiyaç kredisi faizleri %64 dolaylarında iken. Çünkü bireylerin ve firmaların enflasyon beklentileri %24’e revize edilen Merkez Bankası 2025 yıl sonu enflasyon tahmininden çok yukarılarda. En son reel sektör 2025 için %41.9, hanehalkı %59.2 yıl sonu enflasyonu beklemekteydi. Böyle olunca bireyler ellerindeki parayı tüketime seferber etmekten, kenarda paraları yoksa borçlanarak harcamaktan geri durmuyorlar. %50 civarı faizler, firmaları da çalışma sermayesi gereksinimleri veya yatırımlar için borçlanmaktan caydırmıyor” dedi.

2025 ilk çeyrek verilerinin de ekonomide ne sıcak ne de soğuk; ama ılık belirtiler sunduğunu dile getiren Kozanoğlu, şöyle devam etti:

“2024’ün son çeyreğinde bir kıpırdanma gösteren sanayi üretimi 2025 Ocak’ta bir önceki aya göre %2.3 azaldı. Cari açık, aynı ayda %3.8’e, 12 aylık açık 11.5 milyar dolara yükselirken, 2024’ten biraz daha yüksek ama, yavaş büyüme temposu nedeniyle TCMB rezervlerini fazla zorlamayacak bir eğilim içinde. Dış ticarette en dikkat çeken verilerden biri, tüketim malları ithalatının hız kesmemesi. Bu, zengin kesimlerin düşük reel kur ortamında tüketim iştahlarının devamıyla ilgili. Zaten makro uygulamalar toplumun farklı kesimlerinde ayrı sonuçlar veriyor. Yüksek faizler TCMB’nin bir araştırmasına göre de yüksek gelir grubunun tasarruflarını artırarak TL mevduatlara yöneldiği gözlemlenirken tasarruf etme şansları bulunmayan dar gelirlilerin harcamaları yüksek faizden etkilenmiyor”. 

Son dönemlerde toplumda en fazla konuşulan verilerden birinin de kişi başına gelirin 15 bin 463 dolara yükseldiğinin ilan edilmesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Haliyle yurttaşların ağırlıklı bölümünden, “Hayatımda 15 bin 463 doları bir arada görmedim nasıl oldu bu?” kuşkusu dile getirildi. Milli gelire göçmen işçilerin emeğinin katılmaması, enflasyonun resmi rakamlardan yüksek olması bu sonucu bir ölçüde etkilemiş olabilir. Ama asıl neden, TL’nin yabancı paralar karşısında sınırlı değer yitirmesi, çoğunlukla enflasyonun altında kalan gelirin döviz karşılığının aksine yükselmesidir” diye konuştu. 

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR