SON DAKİKA
İTHALAT VE İHRACAT Çarşamba 01 Ocak 2025 10:02

2025 DIŞ TİCARETTE 2024'Ü ARATMAYACAK

Ülkemiz dış ticareti için 2024 parlak olmasa da, dünyadaki ve özellikle Batı'daki resesyona rağmen çok da karamsar bir tablo ortaya koymadı.

2025 dış ticarette 2024'ü aratmayacak

İhracatımızın yüzde 60’a yakınını gerçekleştirdiğimiz Avrupa’daki resesyonun ihracat için bir gerileme oluşturması kaçınılmazdı. Buna rağmen, reel olarak bakıldığında ve geçmiş senelerle kıyaslandığında dikkate değer bir düşüşün olmadığı, hatta bazı ülkelere ihracatımızın arttığını söyleyebiliriz. 

Özellikle Kızıldeniz’de yaşanan olumsuzluklar, ülkemiz açısından bir tercih nedeni olma avantajını beraberinde getirdi. Zira en büyük 10 konteyner taşımacılığı şirketinden altısı Husi militanlarının tehdidi nedeniyle Kızıldeniz rotasından büyük ölçüde kaçınmaya başlamıştı. Bu durum taşıma sürelerinin uzamasına ve maliyetlerin önemli ölçüde yükselmesine neden olunca, Avrupa ülkeleri alımlarının bir bölümünü ülkemizden sağladılar. Ancak yine de özellikle otomotiv, tekstil ve makine gibi yüksek katma değerli sektörlerde ihracatta yavaşlama yaşandı. 

Avrupa ekonomisindeki yavaşlama, Türk şirketlerinin ihracat performansını ve dolayısıyla genel ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyince alternatif pazarlara yönelme konusunda özellikle ihracatçı birlikleri ve fuarlar vasıtasıyla bir tür seferberlik başlatıldı. Bazı Türk şirketleri de pazar paylarını artırabilme adına Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine yönelik arayışlarla alternatif yaratmaya çalıştılar. Bu arayışlarda kısmen başarı sağlandığı söylenebilir. Ancak bu bölgelerdeki en büyük sorunun ödeme sistemleri ve tahsilat problemleri oluşu, doğal olarak alternatiflerin devreye hızlı bir şekilde girmesini engelledi ve engellemeyi sürdürüyor. Öte yandan, Türk lirasının reel olarak değer kazanması, maliyetlerimizi önemli ölçüde yükseltti ve ihracatçıların rekabet gücünü azalttı.

2024 yılını tahmini olarak 260,8 milyar dolar civarı bir ihracatla, yani önceki yıla göre yüzde 2,5 artışla tamamlayacağımız düşünülebilir. İthalatımızın ise yüzde 6,5 daralarak yaklaşık 341,3 milyar dolarda kalacağını söylemek mümkün. Bu da dış ticaret açığının olumlu seyrini ortaya koyuyor.

2025 yılında önümüzdeki en önemli gelişmenin Batı’daki resesyonun iyice azalması olduğunu belirtmek gerekiyor. Ancak dünyadaki siyasi ve konjonktürel gelişmeler ile savaşların ve komşumuz Suriye’deki gelişmelerin ihracatımız üzerinde etkisinin olacağını söylemek mümkün. Türk lirasındaki reel artış ocak ayındaki başta ücret artışları olmak üzere enflasyondaki yükselişle beraber maliyetleri de yükseltecek. Dolayısıyla emek yoğun sektörlerin işinin biraz daha zorlaşacağını ve ihracat üzerinde olumsuz etkisini sürdüreceğini belirtmeliyim. Tüm bunların ışığında 2025’in dış ticaret açısından parlak bir yıl olacağını söylemek iyimser bir yaklaşım olur. 2025’in de 2024 kadar zor bir yıl olacağını, rakamlarda kayda değer bir değişimin olmayacağını, neredeyse 2024 ile çok yakın verilere ulaşacağımızı söyleyebilirim. Para politikası ile beraber faizlerin etkisiyle ihracatçılarımızın yeniden atağa geçebilmesinin ise ancak 2025’in sonlarında veya 2026’nın başında geçeceğinin altını kalın çizgilerle çizmek isterim. 2025 tam anlamı ile 2024’ün bir kopya yılı olacak.  


ABONE OL