Ekrem Kap, yazılı açıklamasında, 2025'in dünya genelinde siyasi ve ekonomik krizlerin zirve yaptığı, belirsizliklerin hakim olduğu bir yıl olarak hafızalara kazındığını bildirdi.

Dünyada birçok krizin küresel istikrarı tehdit ettiğine dikkati çeken Kap, Pasifik'te artan gerginlikler ve uzak coğrafyalarda süregelen çatışmaların ise bu tabloyu daha da karmaşık hale getirdiğini ve bu tür gelişmelerin küresel ekonomilere olumsuz yansımalarının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

Kap, Türkiye'nin 2024'te bu küresel sarsıntıların etkilerini hissetmekle kalmayıp kendi içinde de bir dizi zorlu sınavdan geçtiğine işaret ederek, "Pandemi sonrası toparlanma çabaları, yüzyılın en büyük deprem felaketi, ham madde krizleri ve kritik seçim süreçleri, Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal dayanıklılığını test etti. Bu süreçte alınan sıkı tedbirler, kısa vadede zorlayıcı olsa da uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve istikrar için zemin oluşturmayı hedefliyordu." görüşünü paylaştı.

Kap, iş dünyasının, çalışanları ve işverenleriyle sorumluluk bilinciyle hareket ederek alınan ekonomik tedbirleri sabır ve kararlılıkla desteklediğinin altını çizdi.

- "2025, krizlerden çıkış yılı olacak"

Geçen yılın son çeyreğinin 2025'e dair umutları güçlendiren gelişmelere sahne olduğunu ifade eden Kap, bu süreçteki en önemli gelişmelerden birinin Suriye meselesinde yaşandığını anlattı.

Ekrem Kap, "Esad rejiminin sona ermesiyle bölgede yeni fırsatların kapısı aralandı. Bu gelişme, Türkiye'nin Orta Doğu ve Afrika'daki ekonomik ve siyasi açılımlarına ciddi katkı sağlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Kap, ekonomik anlamda da önemli adımların atıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Merkez Bankasının beklentilerin ötesindeki faiz indirimleri ve enflasyonda görülen düşüş eğilimi, yatırım ortamını yeniden canlandırmaya yönelik güçlü bir işaret olarak değerlendiriliyor. Üretim çarklarının hızlanması ve istihdamın artması, büyüme ve refah hedeflerimize ulaşma yolunda kritik öneme sahiptir.

2025, krizlerden ders alarak güçlendiğimiz ve çözüme odaklandığımız bir yıl olacaktır. İlk iki çeyrekte zorluklar kısmen devam edecek olsa da faiz oranlarındaki düşüş ve üretim çarklarının yeniden hızlanmasıyla birlikte ekonomik istikrarın sağlanacağına inanıyoruz. Özellikle Suriye'deki yeniden inşa sürecinin, Türk firmalarına hem ekonomik hem de stratejik anlamda önemli fırsatlar sunması beklenmektedir."

Ekrem Kap, Amerikan başkanının göreve başlamasıyla küresel belirsizliklerin yerini daha net ve çözüm odaklı bir sürece bırakacağının öngörüldüğünü vurgulayarak, Türkiye'nin, bu dönüşüm sürecinde güçlü ekonomik altyapısı ve uluslararası işbirliği potansiyeliyle fırsatları değerlendirebilecek en hazır ülkelerden biri olduğuna inandıklarını belirtti.

Kap, kalıcı ve sürdürülebilir kalkınma için kapsayıcı, güçlü ve toplumsal uzlaşıya dayalı anayasanın hazırlanmasının ertelenemez öncelik haline geldiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İktidarıyla, muhalefetiyle ve tüm sivil toplum kuruluşlarıyla bu süreçte sorumluluk almalı ve ortak bir gelecek inşa etmeliyiz. 2025, krizlerden çıkış yılı olacak. Bu süreçte sorumluluk bilinciyle hareket ederek ülkemizi küresel arenada hak ettiği konuma taşımak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz çünkü inanıyoruz ki 2025 bize iyi gelecek."