140 GELENEKSEL SOKAK OYUNUNU KİTAPLAŞTIRDI
Erzincan'da geleneksel sokak oyunları üzerine 20 yıldır çalışma yapan ve 140 oyunu kitaplaştıran akademisyen, oyunları gelecek kuşaklara aktarmaya çalışıyor.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ), Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Ahmet Terzioğlu, geleneksel sokak oyunları için 20 yıl önce çalışma başlattı.
Terzioğlu, geleneksel sokak oyunlarının tanıtılması, eğitimde kullanılması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla kaynakları tarayıp yörede araştırmalar yaparak, geleneksel değer taşıyan 140 oyunu kitapta topladı.
"Erzincan Yöresi Unutulmaya Yüz Tutmuş Sokak Çocuk ve Köy Sıragezmesi Oyunları" başlıklı kitapta, "Dönmeli Top", "Para Taşlama", "Gındırmaç", "Kuyuya Fındık Atma", "Aşuk", "Kulti", "Açıl Kilidim Açıl", "Kadı Çeliği" ve "Mozo" gibi 140 oyun yer aldı.
İki yıl önce tamamlanan kitapta, oyunların nerelerde, nasıl, kaç kişiyle oynanacağı görsel olarak ve tekerlemeler eşliğinde anlatıldı.
Öğretim Üyesi Ertuğrul Ahmet Terzioğlu, kitabında yer alan "Kuyuya Fındık Atma" ile "Para Taşlama" oyunlarını üniversiteli öğrencileriyle de oynadı.
Erzincan Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Ahmet Terzioğlu, AA muhabirine, gelişen teknoloji ile insanların, geleneksel oyunları ve arkadaşlıkları unuttuklarını söyledi.
Özellikle çocukların yoğun sosyal medya kullanımının zararlarından bahseden Terzioğlu, "Teknoloji ilerleyince ve yaygın hale gelince insanlar artık arkadaşlığı falan bırakıp telefonları arkadaşları oldu. Çocuklarımızın dahi çocukluk arkadaşları yok. Dolayısıyla bu oyunları ortaya çıkarır yayarsak bir kere arkadaşlık kuvvetlenecek." dedi.
Çocuklukta mahallede ve köyde bir arada oynadıkları arkadaşlarıyla dostluğunun çok kuvvetli bağlarla halen devam ettiğini anlatan Terzioğlu, "Şimdi arkadaşlıklar saman alevi gibi iki gün sosyal medyada aynı şeyi paylaşıyorlar sonra üçüncü gün başka biriyle arkadaşlık kuruyorlar ama o da geçici. Dolaysıyla geleneksel oyunlar arkadaşlık bağını kuvvetlendiriyor, sosyalleşmeyi ve insanların kendi kültürüne daha çok sahip çıkmasını sağlıyor." ifadelerini kullandı.
- "Oyunların Türkiye'de ligini kurabiliriz"
Geleneksel oyunların yaygınlaştırılarak spor branşına dönüştürülebileceğine işaret eden Terzioğlu, şöyle devam etti:
"Bu oyunları biraz yayar ve ileriye taşırsak, Erzincan'da bunların diğer spor branşları gibi müsabakalarını yapabiliriz. Oyunları bir araya getirip okullardaki öğrencilere öğretip bunun Türkiye'de ilk defa ligini kurabiliriz. Lig düşüncesi tutar ve bu işi sahiplenen başka insanları da tespit edip buna dahil edersek Türkiye ligi de kurabiliriz. Üniversitelerdeki beden eğitimi ve spor bilimleri fakültelerinin birçok bölümünde bu geleneksel sokak oyunları seçmeli ders olarak okutulabilir."
Oyunların unutulmaması gereken bir Türk kültürü olduğunu vurgulayan Terzioğlu, şunları kaydetti:
"İtalya'da bocce diye bir oyun çıkmış, oradaki emekliler oynuyordu. Bu oyun şimdi Türkiye'de de yaygınlaştı. Bizim 'Mozo' diye bir oyunumuz ona çok benziyor ama onlar bunu almışlar spor haline getirmişler. Parklarda emekliler hep 3 tane gülle ile bu oyunu oynuyor. Bu bizim geleneksel oyunlarımıza benziyor. Biz neden oyunlarımızı bu şekilde Türkiye ve dünya geneline yaymayalım. Böyle bir çalışma yapılabilir mi yapılabilir. Çok emek vermek ve sahiplenmek lazım."
Erzincan'daki oyunlara benzer nüans farkı ile Türk dünyasında da oyunlar oynandığını belirten Terzioğlu, "Türk dünyası ile ilgili de bir çalışma yapabiliriz. Buralarda sokak çocuk oyunları ile dostluk gösterileri ve festivaller yapabiliriz. Birçok faydası var ve insanlar bu vesile ile yabancı kültürleri de tanır. Türk kültürünün başka coğrafyada yaşayan Türklerin de kültürleri ile ortak olduğumuzu hisseder ve tanırlar." diye konuştu.
- Öğrenciler sosyalleşmek için sokak oyunlarını öneriyor
Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü İngilizce Öğretmenliği öğrencilerinden Emrullah Kılıçarslan, çevrim içi oyunların daha popüler olduğunu ancak 11 yaşındayken sokak oyunlarını da oynadığını anlattı.
Kılıçarslan, "Sokak oyunlarını ve kültürümüze ait birçok oyun oynayabiliyoruz. Çevrim içi ve sokak oyunlarını karşılaştırmak gerekirse sokak oyunları her zaman sosyalleşmek ve arkadaş edinmek adına çok daha iyidir." ifadesini kullandı.
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü (PDR) öğrencilerinden Mehmet Uğur Şimşek de sokak oyunlarının çocuklara sosyal beceri kazandırdığı için iletişim kurmalarında onlara çok iyi aktiviteler sağladığını belirterek, "Bunun yanı sıra bu oyunlar çocuklara problem çözme yetisi kazandırıyor. Şu an çocuklar arasında iletişimsizlik çok fazla. Bundan dolayı çok çatışmalar yaşanıyor ve çocuklar kendilerini ifade edemiyorlar. Okulda eğitim sırasında da öğretmen tamamen bilgileri net bir şekilde aktaramıyor." dedi.
Psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümü 3. sınıf öğrencilerinden Rukiye Güneş ise çevrim içi oyunların bir bölümünün şiddet içerikli olduğunu dile getirerek, "Çocuklar özellikle savaş içerikli oyunlar oynadıkları için şiddete daha eğilimli oluyor. Dışarıda oynadıkları oyunlar ise daha arkadaş canlısı, daha sosyal ve iletişime açık insanlar olmalarını sağlıyor." değerlendirmesini yaptı.