10 KADINDAN BİRİ TEKSTİLDE
Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay: "İmalat sanayisinde çalışan her iki kadından biri, Türkiye'de bütün sektörlerde çalışan her 10 kadından 1'i tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe çalışıyor. Dokuma, hazır giyim ve deri, bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltan en önemli alandır"
Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, "İmalat sanayisinde çalışan her iki kadından biri, Türkiye'de bütün sektörlerde çalışan her 10 kadından 1'i tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe çalışıyor. Türkiye'nin her yerinde irili ufaklı tekstil, hazır giyim fabrika ve atölyesi görürsünüz. Dokuma, hazır giyim ve deri bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltan en önemli alandır." dedi.
Ay, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı kapsamında basın mensuplarıyla restoranda bir araya geldi.
Emekçilerin en önemli paydaşının basın mensupları olduğunu belirten Ay, tüm basın mensuplarının Basın Bayramı'nı kutladı.
Öz İplik İş Sendikasının "Dokuma, Hazır Giyim ve Deri" iş kolunda yer aldığını anımsatan Ay, şunları söyledi:
"Bu yılın ocak ayı verilerine göre iş kolumuzda 1 milyon 42 bin kişi çalışıyor. Sendikalı işçi sayısı ise 95 bin 278. Bu kabul edilemez bir durum. Sendika olarak hedefimiz, iş kolumuzda çalışan işçilerin çoğunluğunun sendikalı ve toplu sözleşmeden yararlanır hale getirilmesidir. Ölçülebilir bir hedef olarak iş kolumuzda en fazla üyeye sahip olma performans kriterini belirledik."
Ay, "Dokuma, Hazır Giyim ve Deri" iş kolunun Türkiye'nin en önemli sektörlerinden birisi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Tekstil ve hazır giyim yılda 25 milyar dolardan fazla ihracat yapılan sektördür. Düzenli olarak yıllık 20 milyar dolar dış ticaret fazlası veren bir sektördür. Her yıl ülkemizin cebine net 20 milyar dolar döviz koyuyoruz. İmalat sanayisinde çalışan kadınların yarısı tekstil ve hazır giyim sektöründe çalışır. İmalat sanayisinde çalışan her iki kadından biri, Türkiye'de bütün sektörlerde çalışan her 10 kadından 1'i tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe çalışıyor. Türkiye'nin her yerinde irili ufaklı tekstil, hazır giyim fabrika ve atölyesi görürsünüz. Dokuma, hazır giyim ve deri, bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltan en önemli alandır."
"İmalat sanayisinde emeklilik yaşları aşağıya çekilmeli"
Ay, çalışanların, ücretleri üzerinden ağır vergi yüküne maruz kaldığını belirterek, vergi dilimlerinin çalışanlarının kazançları dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini anlattı.
Çalışma hayatının önemli sorunlarından birisinin de emeklilikte yaşa takılanlar olduğunu dile getiren Ay, "Özellikle imalat sanayisinde fiili olarak emek harcayan çalışanlar için emeklilik yaşları yeniden gözden geçirilmeli, itibari hizmet, yıpranma gibi modeller uygulanarak emeklilik yaşları aşağıya çekilmelidir." dedi.
Kıdem tazminatı sisteminde değişiklik tartışmalarına da değinen Ay, şu ifadeleri kullandı:
"Emekçiler, iş güvencesiz bir kıdem tazminatını kabul edemez. Kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi gibi modeller hiçbir zaman 'işçiyi işten çıkarmanın kolaylaştığı' bir yapıya dönüşmemelidir. İş güvencesi sistemi, bütün işyerlerine, çalışan ve çalıştıranın bulunduğu her türlü işyerini kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır. Bütün işçilerin yararına, herkesi kapsayacak şekilde ve kırmızı çizgimiz olan 1 yıla karşılık 1 aylık ücret dahil, mevcut kazanılmış haklarımızın tamamının korunduğu şekilde bir kıdem tazminatı fonu kurulmasına sıcak bakmaktayız. Elbette bu fonun yönetiminde işçiler de olmalı ve nemalandırılmasına, denetimine yönelik bağımsız, hesap verebilir bir model seçilmelidir."
"Örgütlenmeye müdahale eden işverenlere ağır ceza verilmeli"
İş kollarında örgütlenmek ve toplu sözleşmeden yararlanan işçi sayısını artırmak için var güçleriyle çalıştıklarına işaret eden Ay, şöyle konuştu:
"Sendika olarak örgütlendiğimiz iş yerlerinde hak temelli olarak işverenle uyum içinde faaliyetimizi sürdürüyoruz. Bu çalışma ortamından dolayı örgütlü olduğumuz iş yerlerindeki işverenlere teşekkür ederim. Ancak bir grup işveren var ki kimse kusura bakmasın bunu söylemek zorundayım; Anayasal hak olan örgütlenmenin önüne çok çeşitli engeller çıkarıyorlar. İşverenlerin haksız, hukuksuz hatta Anayasa ihlali sayılacak tavırlarının çok çeşitli kademelerde görmezden gelinebildiğine şahit oluyoruz. Talebimiz şu; örgütlenme faaliyeti yürüten işçisine Anayasa'yı ihlal ederek hukuk dışı müdahale eden işverenlere yönelik en ağır ceza verilmelidir."