SON DAKİKA
Enerji Çarşamba 11 Eylül 2024 14:11

YENİ DOĞAL GAZ PLATFORMU 2026'DA ÜRETİME BAŞLAYACAK

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sakarya Gaz Sahası'nda kullanılacak yeni doğal gaz platformunun eylül sonunda Türkiye'ye geleceğini belirterek, "2026'nın ortasında bu üretim üssündeki platformu Sakarya Gaz Sahası'na gönderip üretime başlayacağız." dedi.

Yeni doğal gaz platformu 2026'da üretime başlayacak

Bayraktar, Türkiye'nin enerji ithalat faturasını düşürme hedefi kapsamında kendi kaynaklarını artırmaya yönelik faaliyetler yürüttüğünü anımsatarak, Karadeniz'de Sakarya Gaz Sahası'nda arama çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.

Sakarya Gaz Sahası'nda 2,6 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılayacak 6 milyon metreküpün üzerinde üretim seviyesine ulaşıldığını aktaran Bayraktar, Sakarya Gaz Sahası dışında da günlük yaklaşık 1,5 milyon metreküplük üretim olduğunu dile getirdi.

Bayraktar, Türkiye'de 20 milyon hane olduğunu, Karadeniz'deki üretim sayesinde hane halkının yüzde 12-13'lük kısmının ihtiyacının yerel üretimle karşılandığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Hedefimiz ilk fazdaki 10 milyon metreküp hedefine ulaşmak. Eylül sonunda 7 milyon metreküpün üzerine çıkacağız ama ilk hedefimiz olan 10 milyon metreküpe de 2025'in ilk çeyreğinde ulaşmış olacağız. Bununla beraber yaklaşık 4 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını artık kendi gazımızdan karşılamış hale geleceğiz. İkinci faz ve üçüncü faz çalışmalarımız devam ediyor. Dolayısıyla bu üretimi de hızlı bir şekilde arttırmamız lazım."

Sakarya Gaz Sahası'nda kullanılacak doğal gaz platformunun Singapur'da modernizasyon çalışmalarının tamamlandığını ifade eden Bayraktar, "Yeni yüzer doğal gaz platformu 26-27 Eylül gibi Türkiye'ye gelecek. Şu an Akdeniz'de seyir halinde. Onunla biz üretimi iki katına çıkarmayı hedefliyoruz." ifadesini kullandı.

Bayraktar, yerli tersanelerde geminin aktivasyon işlemlerinin yürütüleceğini, devreye alındığında platformun üretim üssü haline geleceğini ve 20 yıl sahada kalacağını anlatarak, "Çanakkale'deki bir limanda bazı işlemler yapılacak, birkaç ay orada kalacak. Ondan sonra da Filyos'a gelip son hazırlıklarını yapacak. 2026'nın ortasında bu üretim üssündeki platformu Sakarya Gaz Sahası'na gönderip üretime başlayacağız." diye konuştu.

Söz konusu çalışmalar kapsamında 2025'in ilk çeyreğinde günlük 10 milyon metreküp üretime ulaşılacağına işaret eden Bayraktar, "Bu, 4 milyon hane demek. Bu üretim üssünü kurduğumuz zaman bir 10 milyon daha buradan gelecek. Dolayısıyla biz 2026'nın ortasında günlük 20 milyon metreküp üretime çıkacağız. Dolayısıyla 8 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını kendi gazımızla Sakarya'dan karşılamış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Bayraktar, Rusya'nın Ukrayna üzerinden Avrupa'ya gönderdiği doğal gaza ilişkin kontratın yakın dönemde biteceğini anımsatarak, Rusya'nın gaz tedarikinde 3 temel rotanın olduğunu dile getirdi.

Kuzey Akım'ın Almanya'ya ve Almanya üzerinden Avrupa'ya doğal gaz ilettiğini anlatan Bayraktar, Kuzey Akım Boru Hattı'nın meydana gelen patlama sonrası devre dışı kaldığını, Ukrayna üzerinden yürütülen tedarikin de 30 Aralık'ta sona ereceğini söyledi.

Bayraktar, 2020'de devreye alınan TürkAkım Boru Hattı üzerinden Türkiye'ye, ikinci boru hattıyla da Türkiye üzerinden Bulgaristan'a ve Avrupa'ya gaz iletildiğini belirterek, Ukrayna ile anlaşmanın sonlandırılması durumunda Avrupa'ya tek hat üzerinden gaz gönderilebileceğini ve arz güvenliği açısından ciddi sıkıntı oluşabileceğini vurguladı.

Bu durumun Avrupa'daki gaz fiyatlarını artırabileceğine değinen Bayraktar, "Biz mümkün olduğu kadar farklı kaynaklardan gazı ülkemize alarak, çeşitlendirerek, tedarik portföyümüzü genişleterek kendi arz güvenliğimizi sağlarken bir taraftan da ilave oluşabilecek kapasiteyi Avrupa'ya sevk etmeyle alakalı çalışıyoruz. Buna başladık. Birkaç ülkeye ihracat yapmaya başladık. Türkiye'den doğal gaz satıyoruz. Onun dışında Macaristan, Romanya, Bulgaristan'a gaz tedariki sağlıyoruz."

Bayraktar, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinde 30 binin üzerinde çalışanla yoğun bir çalışma yürütüldüğünü belirterek, "Akkuyu dünyanın en büyük nükleer santral şantiyesi. Zira 4 reaktörü aynı anda yapıyoruz, böyle bir örnek dünyada çok fazla yok." dedi.

Birinci reaktörün inşaatının yüzde 90'ın üzerinde tamamlandığını ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:

"Nükleerin doğası gereği yaşadığımız zorluklar var. Bir de maalesef dışarıdan kaynaklı zorluklar var. Sayın Cumhurbaşkanı'mız da ifade etmişti, Siemens'in henüz depolarında beklettiği teslim etmesi gereken nükleer ada ile ilgili ekipman var. Elektriğin iletimini sağlayan, şant sahasında kullanılan ekipmanlar. İnşaatı yavaşlatma etkisi var maalesef. Birkaç ay geciktirme etkisi olabilecek bir şey. Hiçbir hukuki temeli olmayan herhangi bir uluslararası yaptırım konusu olmayan bir konuda maalesef böyle bir siyasi tutumla alınmış bir karar var. Konu en üst düzeyde dile getirildi."

Bayraktar söz konusu firmanın bu konuda izahat sağlayamadığının altını çizerek, "Bu konuda firmanın mutlaka bir bedel ödemesi lazım. Özellikle Türkiye piyasasında bu kadar güçlü bir varlığı olan bir firmanın yani burada amaç Rusya'ya yaptırım uygulamaksa bundan etkilenen ciddi anlamda Türkiye de var. Buradan Türkiye zarar görüyor. Türkiye'deki proje zarar görüyor. Bu ekipmanın Türkiye'de kullanılacağına dair her türlü garanti verilmiş durumda. Bunun çok izahı yok." değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu ticaretten elde edilecek gelirlerin Rusya tarafından Ukrayna savaşında kullanılacağına dair iddiaların gündeme geldiğini anımsatan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu proje zaten önümüzdeki belki 10, 15, 20 yılda ancak yatırımını geri döndürerek ondan sonra para kazanması muhtemel bir proje. Dolayısıyla oradan gelen gelirlerin böyle bir şeyle kullanılması çok tutarlı bir iddia değil. Onun ötesinde böyle bir yaklaşımla şunu demek lazım, bugün Rusya'nın ticaret yaptığı birçok ülke var. Batılı ülkeler de var, Doğu'da da ülkeler var. O ülkeler de o zaman Rusya'nın gelir kazanmasına katkı sağlıyorlar. O zaman o ülkelerle de Almanya'nın bütün ticaretini kesmesi lazım. Örneğin Hindistan'la hiç ticari faaliyet yapmaması lazım, böyle bir bakış açısıyla. Dolayısıyla son derece tutarsız bir yaklaşım."

Bayraktar, söz konusu firmanın hiçbir hukuki sorumluluk taşımadan böyle bir karar aldığının altını çizerek, "Enerji alanında bizim çok uzun yıllardır çalıştığımız firmalardan bir tanesi. Bizim için bundan sonraki işlerle alakalı onların varlığını çok ciddi sorgulamamız gerektiren bir sürece bizi sokmuştur. Bu projede de belki birkaç aylık bir gecikmeye sebebiyet verecek ama alternatifi mevcut. Bu yapımı üstlenmiş olan Rus şirket Rosatom, bu ürünle alakalı alternatif siparişini Çin'e vermiş durumda. Ürün oradan gelecek. Bu vazgeçilmez bir ürün değil. Ama ciddi anlamda gecikmeye sebebiyet verdiği için de bununla alakalı mutlaka bir karşılığı olacaktır." diye konuştu.

- "Yenilenebilir enerji kurulumu için gerekli izin süreçleri kolaylaşacak"

Bakan Bayraktar, yenilenebilir enerjinin ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu alanlardan biri olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu konudaki potansiyelinin yüksek olduğunu söyledi.

Yenilenebilir enerjinin arz güvenliğinize katkı sağlayarak ülkenin dışa bağımlılığını azalttığını ve iklim hedeflerine katkı sağladığını ifade eden Bayraktar, "Dolayısıyla her derde deva bir konu açıkçası yenilenebilir enerji." diye konuştu.

Bakan Bayraktar, Türkiye'nin yenilenebilir enerjide önemli atılımlar yaptığının altını çizerek, ülkenin son 15 yılda güneş ve rüzgar enerjisi kurulu gücü anlamında dünyada 11. sıraya ve Avrupa'da 5. sıraya geldiğini ifade ederek, bunun daha üst seviyelere çıkarılması gerektiğini aktardı.

Türkiye'nin deniz üstü rüzgar potansiyelinin de oldukça yüksek olduğunu da sözlerine ekleyen Bayraktar, şöyle devam etti:

"Şu anda gelinen noktada 29 bin megavatın üzerine çıkmış kurulu gücümüz var. Yaklaşık 80 bin megavatlık kapasiteyi biz tahsis etmiş durumdayız. Bunun 30 bin megavatı ağırlıklı sanayicilerimizde. Sanayicilerimiz kendi ihtiyaçları için ihtiyaç duydukları üretimleri buradan yapıp bir kısım fazla elektriği piyasaya satma şanslarına sahip. Dolayısıyla böyle bir süreç söz konusu. Biz hızlı bir şekilde o sanayicilerimizin elindeki bu kapasiteleri hayata geçirmelerini istiyoruz."

Bakan Bayraktar, izin süreçlerinin 2 yıla ya da 2 yılın altına çekilerek üretilen projelerin daha hızlı bir şekilde elektrik üretimine dönüştürülmesinin hedeflendiğine dikkati çekerek, "İnşallah, yeni dönemde meclis açıldıktan sonra ilk gündeme getirmek istediğimiz konulardan bir tanesi bu yenilenebilirdeki izin süreçlerini kolaylaştırmak, keza madenlerde de öyle." diye konuştu.

Mevcut kapasite verimi 80 bin megavatın dışında her yıl 2 bin ila 2 bin 500 megavatlık kapasite tahsis ihalesinin yapılmasını hedeflediklerini bildiren Bayraktar, "Uluslararası yatırımcıların da olduğu, bizim yerli teşebbüslerin de olduğu herkes, belli şartları sağlayanlar, belli finansal kabiliyeti olan firmalar, bu yarışmalara girecek ve bu 2 bin, 2 bin 500 megavat kapasiteyi her yıl biz bu şekilde tahsis edeceğiz. Muhtemelen bu ay içerisinde biz 2024'ün YEKA ilanını bu anlamda yaparız, onu hedefliyoruz. Belki bir 2-3 aylık hazırlık sürecinden sonra da ocak ayı içerisinde ilk kapasite tahsis ihalemizi bu anlamda yapmış oluruz." bilgisini paylaştı.

Bakan Bayraktar, ayrıca bunun ilerleyen süreçte ve 2035'e kadar bir program olarak açıklamak istediklerinin altını çizerek, "Bütün yatırımcılar, Türkiye'ye ekipman fabrikası kurmak isteyen, panel fabrikası kurmak isteyen veya Türkiye'de sadece enerji kısmında yatırımcı olmak isteyen herkes, öngörülebilir bir şekilde önümüzdeki 10 yılı, 12 yılı görmüş olarak bu yatırımlara girebilecek." dedi.

- 'Nadir toprak elementleri Sakarya Gaz Sahası keşfi kadar değerli ve stratejik'

Bayraktar, nadir toprak elementlerinin çip üretiminde, depolama teknolojilerinde, batarya teknolojilerinde ve güneş enerjisi hücrelerinin yapımında kullanıldığını ve söz konusu kaynakların Sakarya Gaz Sahası keşfi kadar değerli ve stratejik olduğunu vurguladı.

Kritik minerallerin enerji dönüşümünde önemli rolü olduğuna değinen Bayraktar, ham maddenin işlenmesi ve saflaştırılması teknolojisi üzerinde çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.

Bayraktar, Türkiye'de ciddi rezerv bulunduğuna işaret ederek, "Teknolojiyi kullanarak saflaştırmak ve nihai ürüne dönüştürmekle alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Gelecek ay Çin'de maden konferansına katılacağım. Madenlerin çıkarılması, saflaştırılması ve işlenmesi ciddi yüksek teknoloji gerektiren bir iş. Çin dahil farklı ülkelerle görüşmeler yapılacak." değerlendirmesinde bulundu.