Powell'ın, Türk mevkidaşı ile 1 Mayıs'ta yaptığı yarım saatlik telefon görüşmesi, Türk lirasının hızlıca düşmekte olduğu bir dönemde gerçekleşiyor. Lira, 7 Mayıs'ta dolar karşısında tarihinin en düşük seviyesine gelmişti.

Mayıs ayında TCMB, liranın daha fazla değer kaybetmesini engellemek için acil bir şekilde diğer merkez bankalarından fon sağlamaya çalışıyordu. Analistlere göre aranan kaynak on milyarlarca dolar değerindeydi.

TCMB, ülkenin pandemiye karşı finansal duruşunu desteklemek için rekor miktarda devlet tahvili satın almaktaydı ve bu da Türk lirasına aşağı yönlü baskıda bulunuyordu.

Bir düzineden fazla merkez bankasının döviz baskılarından kurtulmasına yardım etmek için para takası (swap) mekanizmaları sunan Fed, Türkiye'ye ise bu yardımda bulunmamıştı.

Nihayetinde Ankara, Mayıs sonunda Katar ile mevcut swap anlaşmasını üç katına çıkararak 15 milyar dolara getirmişti. Bu anlaşma, Türkiye'nin tükenmekte olan döviz rezervlerini desteklemek ve liranın istikrara kavuşmasını sağlamak için hayati önemdeki fon girişini sağlamıştı.

Ancak analistler hala Türkiye'nin kıt döviz rezervleri ve yabancı fonlara erişimindeki kısmi başarısı konusunda endişelerini dile getiriyorlar.