Daha önce sektörün önde gelen markalarında Genel Müdür olarak görev yapan, et ve döner sektöründeki deneyimini, ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğu girişimi ile Öz Döner markasına taşıyan Bahar Özürün, dönerin birçok açıdan diğer yiyeceklere göre avantajlara sahip olduğunu ifade etti.

“Döner saf protein, yağı yanmıyor”

Özürün; “Karbonhidrat ve şeker içeren gıdalarla kıyaslandığında döner, saf protein içeren bir yiyecek. Izgara ürünlerin aksine dikey olarak pişirilerek, etin yağının yanması önleniyor ve bu sağlık açısından çok değerli. Tüketicinin gözü önünde kesilip hemen servis edilmesi de hem güven hem de hız konusunda diğer yiyecekler arasında ön plana çıkmasını sağlıyor. Bu yüzden biz her zaman dönerin sokak yiyeceklerinin yıldızı olduğu görüşünü savunuyoruz. Zaten tüm dünyadaki yükselen tüketimi de bunu destekliyor” diye konuştu.

Dönerin Türkiye’de doğup Almanya’da sektör haline geldiğini belirten Özürün; “Türkiye ve Almanya’da hazır döner sektöründe 25 yılı aşkın tecrübeye sahip dört girişimci bir araya geldik. Bizim damak tadımız ve el işçiliğimiz ile Alman gıda ve et işleme teknolojisinin ideal bir birlikteliğini oluşturduk. Dünyaya en önemli kültür ihracımız geleneksel dönerimizi yılların tecrübesi ile ama ilk günkü heyecanımızı koruyarak üretiyoruz. Bütün Avrupa'da sayıları 800'ü bulan döner üretim tesislerinde 100 bin kişiye istihdam sağlanıyor. Bu rakamların, dönerin anavatanı diyebileceğimiz Türkiye’de yakalanması için önümüzde hiçbir engel yok” dedi.

“Pandemiden en az etkilenen yiyecek döner”

Covid-19 pandemi sürecinde kalabalık cadde ve AVM'lerde şubesi bulunan işletmelerin zor günler geçirdiğini belirten Özürün; “Paket ve al-götür servisi yapan işletmeler bu dönemi en az zararla kapattı.” Değerlendirmesinde bulundu. Özürün şöyle konuştu: “Avrupa'da pandemiden en az etkilenen yiyecek noktaları döner servis eden işletmeler oldu. Sınırlamalar nedeniyle fine-dining sektörü çalışamadığı için insanlar ev dışında bir şey yemek istediklerinde döneri tercih ettiler. Yani sokak faaliyetlerinin sınırlanması ile olağan müşterilerinin azalmasından kaynaklanan kaybı yeni gelen müşterilerle kapattılar.”

Döner işletmeleri servis şekillerini değiştirdi

Türkiye’de de benzer bir durumun söz konusu olduğunu, ancak özellikle hafta sonu sokağa çıkış sınırlamaları nedeniyle kalabalık cadde ve meydanlar ile AVM'ler de ciddi sorun yaşandığını ifade eden Özürün; “Ancak iş ve yaşam alanlarına yakın olan noktalar, servis şekillerini değiştirerek çok fazla kayıp yaşamadan süreci geçirdiler. Dolayısıyla burada da döner, özellikle onaylı bir üreticiden hazır olarak temin ediliyorsa, en doğru ürün oldu. Kontrollü bir şekilde üretilip şoklanarak soğuk zincir altında tüketime sunulan ürün zaten herhangi bir risk taşımıyor. Servis noktasında da göz önünde bir proses ile müşteriye sunuluyor ve paket servis ile gel-al çalışma şekillerine çok uygun.”

Kadın istihdamına desteğe devam!

Bugüne dek kadın istihdamını ve girişimciliğini artırmaya yönelik projeler geliştiren Özürün, “Kadınların çalışma hayatının her seviyesinde daha yoğun görev alması gereğine inanıyorum. Bu konuda birçok projenin içinde yer aldım. İşletmemizde de et hazırlama ve döner takma gibi erkek egemen olanlar dahil tüm işlerde kadın çalışanlara fırsat verilmesini sağlayacağız.” Dedi.

“Yatırımların önü açılmalı”

Özürün; “Et ürünleri tebliğinde dönerin işletmede takılabilmesi için gerekli şartlar sıralanıyor, ancak bu şartları taşımayan birçok nokta maalesef uygunsuz koşullarda döner hazırlayarak servis ediyor. Bunun sakıncaları bundan yirmi yıl önce Almanya'da yaşandı ve önüne geçilmesi için de üretim çok sıkı denetlenen fabrikalarda yapılmaya başlandı. Bugün artık tüketim noktaları yüzlerce üretici ve ürün arasından istediğini seçiyor, üretimle uğraşmak yerine sadece hizmete odaklanıyor. Bütün Avrupa'da sayıları 800'ü bulan döner üretim tesislerinde 100 bin kişiye istihdam sağlanıyor. Bunun ülkemizde de olması için gereken tek şey yasada zaten var olan kurallara uyulmasının sağlanması.” Diyerek sözlerini noktaladı.