Dolar $
32.52
%-0.06 -0.01
Euro €
34.99
%0.48 0.16
Sterlin £
40.69
%0.11 0.04
Çeyrek Altın
3985.35
%0.69 27.14
SON DAKİKA
Son Yazıları

Yeniden, Ergenekon'dan çıkma zamanı …

24 Mar 2021

Doğa uyandı, toprak koynunda kış boyu sakladıklarına can verdi, filizlenmeye başladılar. Arılar petekten dışarı çıkmaya başlıyor havalar ısındı, kuşlar bahar şarkısıyla pencerelerimize konuyor.

Çiçekler açacak, renkler çoğalacak, havada aşk kokusu var, bahar kapıyı tıklattı. 

Mart kapıdan baktırdı, kazma kürek yaktırıp tarımı kısmen de olsa sevindirdi. Yurdun önemli bölümünde ekine can suyu olacak damlalar toprakla buluştu. Yer yer dolu tarıma balta vursa da hala umutluyuz, çünkü Nevruz yeniden başlamak, canlanmak demek. 

Silkeleneceğiz, kış uykusunun mahmurluğundan kurutulup, yeniden dirilmenin bereketine inanacağız, kısa bir ölüm gibi derler kış için. Ölüm ırak olsun, sıra yaşamda. Sümer’in İnanna’sı,  Persephone, Gılgamış hepsi yer altından çıkıp doğanın canlanması için görev başında mitolojide. Onların gelişiyle evren hava almaya, toprak filiz vermeye, okyanuslar ısınmaya başlayacak. 

Tarihin yeni zamanın düş olduğu yıllardan beri 7 cihanda doğanın uyanışı tarım takvimine farklı ritüellerle not ediliyor. 

Yenisey Orhun’dan Altaylara, oradan da Hun Türkleri ile Macaristan ve Balkanlara ulaşmış bir gelenek Nevruz. “Tarihin mutfağında pişen geleneklerden günümüze yansıyanlar” Müslümanlığın kabulüyle dini öğretilerle çatışmamak adına farklı ritüellerle zamana ayak uydurarak varlığını sürdürüyor.

Farklı coğrafyalarda ve kültürlerde doğanın uyanışı sonsuz bir şükranla kutlanıyor. Japonlar Giresun’dan giden Kiraz ağacının çiçekleriyle “Sakura” bayramını, Hiristiyanlar Paskalya gününü, Yahudiler Pesah yani hamursuz bayramını ortak zamanda, doğanın uyandığı 21 Mart tarihinde kutluyor. 

 “Canlanma, umut, uyanma, dirilme”  anlamına gelen Nevruz; Yılbaşı Tutmak /Mart Dokuzu / Mart Bozumu/ Yumurta Bayramı /Kırklar Bayramı /Nevruz Çiçeği gibi isimlerle kutlanıyor Anadolu’da. Türk destanlarında karşılığı Ergenekon;  Büyük Hun İmparatorluğu döneminde gerçekleşip, Göktürkler ’in doğuşunu anlatıyor. 

Tarım toplumlarında; Koç katımı / Ekin Salavatlama / Kapı Pusma / Hızır Orucu gibi geleneklerle birlikte kutlanıyor. Anadolu’da Nevruz ile ilgili birçok gelenek var. Çileli kış aylarında “Zemheri Karısı” isminde bir kadın üç gece dolaşıp, kapısına gidip adını seslendiği kişi arkasından gidince uğursuzluk getiriyor diye inanılıyor. Onun gidişiyle zemheri kış yani küçük çile bitiyor, 21 Mart ta bahar geliyor.

Nevruz coşkuyla rengârenk kutlanır, geleneksel kıyafetler giyilir. Bir ay önceden hazırlıklar başlar. Nevruz ateşi yanar, üzerinden atlayanlar tüm arazlarından kurtulur. Çimlendirilen buğdayların sofraya kırmızı kurdele sarılarak getirilmesi geleneğine “Semeni” deniyor. Semeni, renkli şekerler, boyanan yumurtalar Nevruz sofrasının renkli geleneklerinden. Nevruz akşamı çimler yemeğe  katılıp yiyenlerin ömrüne bereket katılıyor.

Nevruz; Ergenekon’dan çıkış yeniden başlangıç. Önceleri sözlü gelenekle sonraları ortak bir kültürel tavırla günümüze ulaşıp “ortak bir değer” olarak kutlanmaya, Türk dünyasını birleştirmeye devam ediyor.  

Nevruz baharı; Osmanlı döneminde padişahların da katıldığı Nevruz-ı Sultani isimli törenlerle kutlanır. Zengin baharatlarla hazırlanan “nevruziye” adlı macunlar günümüz “Mesir Macunu” geleneğinin başlangıcı olup; Hekimbaşılar tarafından yapılır, padişahlar tarafından halka dağıtılırdı.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nde ise durum Kurtuluş savaşında verilen “bağımsızlık mücadelesi” ile özdeşleşip, söz konusu bayramın “öze dönüş, kurtuluş, yeniden başlamak, kendi kültürel değerlerimize sahip çıkmak “ gibi kavramlarla anlam kazanmış.

Atatürk;  “Bilelim ki, kendi benliğine sahip olamayan milletler başka milletlerin şikârıdır” diyerek “ortak değerlere” atıfta bulunmuş.

1922 yılında Sakarya Zaferinden sonra okullarda Nevruz – Ergenekon bayramının kutlanması talimatı verilmiş. Cumhuriyetle birlikte Ergenekon yeniden gündeme getirilerek toplum ortak değerlerde buluşup, yeniden başlamak için motive edilmiş. Ergenekon ile Milli Mücadele birbiriyle benzeşmekte her ikisi de “var olma mücadelesi” olarak anlam kazanmış.

Ne dersiniz salgınla beraber yaşama tutunmaya devam ettiğimiz zor günler de bize de yeni bir motivasyon lazım değil mi? 

9 kişiyle başlayan Türk dünyası, varlığını sürdürmek istiyorsa geçmişten aldığı gücü geleceğin teknolojisi, çalışkanlığıyla beslemeli. 

Özetle tarımda, endüstri de, toplum da 5.0 zamanı geldi de geçmiyor mu?

Bayramımız, yeniden doğuşumuz kutlu, yeni yılımız bereketli olsun…


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları