2019 yılında temeli atılan anlaşmaya göre Çin merkezli NetEase bu firmaya yatırım kararı alarak yapay zeka teknolojisi ile müzik üretimi pazarına giriş yaptı. Çinliler yapay zeka ile müzik üretimine epey merak salmış durunda. Daha önce de yine Çin merkezli Tencent adlı şirket yapay zeka endüstris üzerine çalışan “Amper” adlı şirkete ortak olmuştu. Bu ikinci yatırım müzik teknolojisin de gelecekte bir şeylerin olacağının sinyallerini de veriyor. Bestecilerin tıkanması, dünyada müzik üretiminin yavaş yavaş tıkanmaya gidiyor olması yapay zeka ile müzik üretiminin önünü açmaya aday. Yapay zeka eğer bir iki tane de hit yakalarsa vay bestelerin haline. 

-------------

AB’de korumacı paronayanın mı dediği olacak yoksa paranın mı?

Eurostat'a göre AB'deki ortalama ekonomik büyüme düşüyor. Bu oran yılda ortalama yüzde 1,5 civarında. Pandemi, Euro ekonomisini kötü etkiledi. Avrupa Merkez Bankası (AMB) ikinci çeyrekte yüzde 13'lük büyük bir düşüş ve 2020'de yüzde 8,7 oranında daralma öngörüyor.

Merkel, "Avrupa Birliği tarihindeki en büyük ekonomik zorlukla karşı karşıya olduğumuzu söylemek abartı olmaz." diyerek açık sözlülüğünü bir kez daha gösterdi ve AB ‘de işlerin sakat olduğunu dile getirdi. Pandemi’den sonra AB’ne üye olan pek çok ülke pandemiyi kullanarak Çin’in o ülkelerdeki şirketleri ucuza satın alacağını ve o şirketleri ele geçireceğine dair şüpheler duymaya başladı. Hatta bazı kuzey Avrupa ülkeleri bu konuda önlem amaçlı yasalar bile çıkartarak yabancı, başta Çinli yatırımcıların şirket satın almalarına koruyucu bir politika bile yürütmeyi düşündü. Tüm bu olaylar yaşanırken Çin’de aksine açıklama yaparak yatırımcılarının geçen yıl Avrupa’ya sadece 12 milyar Euro’luk yatırım yaptıklarını, bunun 2016 yılına göre üçte bir oranında daha az olduğunu açıkladı. 

CGTN’nin analizi tokat gibi 

Tüm bunlar yaşanırken CGTN yaptığı analiz haberde bu yalnız ve koruyucu politikaların iyileşme sürecinin gecikmesine neden olacağını iddia etti.  CGTN “Virüs sonrası dünyada yatırımların düşmesi muhtemel, işler kaybedilecek, emek verimliliği azalacak. Bu sayısız sorunun giderilmesi, Avrupalılar da dâhil olmak üzere dünyanın siyasi ve ekonomik seçkinleri tarafından kararlı bir eylem gerektirecektir” diyerek özellikle AB’nin bu içe kapanma politikasını eleştirdi. 

Kimin dediği olacak?

Bir yandan paraya ihtiyacı olan AB, bir yandan AB’ye yatırım yapmak isteyen parası olan Çin. Bir yandan yabancı yatırımcılara karşıpozisyon alan ve bu yatırımcıların ulusal egemenliği tehdit edeceğinin korkusunu yaşayan AB, diğer yandan “bu yatırımları kabul etmeye biraz da mecbursunuz, sorunlarınız bitmesi için bu şart” telkininde bulunan Çin. AB’da işler zor. Ciddi bir çıkmaza giriyor AB ülkeleri. Bu çıkmazın sonunda koruma amaçlı “milliyetçilik” mi kazanacak, yoksa yine “para” mı kazanacak, hep beraber göreceğiz. 

-------------

Mercedes’in tüm filosu 2039 elektrikli olacak

Dünyanın en önemli otomobil  markalarından biri olan Alman Mercedes elektrikli otomobillerini Çinliler beraber üreteceğini açıkladı.

Alman otomobil üreticisi Daimler, otomobil aküsü imalatçısı Farasis ile ortak yatırım kararı aldığını açıkladı.  Anlaşmanın ardından Farasis, Mercedes-Benz’in elektrikli modellerine öncelikli olarak ikmal yapacak. Daimler de Farasis’te iş süreçlerini kontrol edecek bir gözlemci gönderecek.

Daimler, Farasis ile oluşturduğu bu ortaklığı ciddi bir dönük noktası. Bunun sonucunda Mercedes-Benz filosu en geç 2039 yılından itibaren tümüyle karbonsuz yani elektrik enerjili olacak.  İlk üretim ise 2022 yılından itibaren başlayacak. Almanların Çinle yaptığı bu ortaklık Avrupada da dünyada da çok konuşulacak çünkü Almanlar bu anlaşma ile beraber klasik Alman otomobil endüstrisini yeni bir döneme taşıyacak.  2039 yılında tüm Mercedeslerin elektrikli olması ile on beş yıl içinde elektrikli otomobillerin hem kullanım hem de üretilmesinde ciddi bir artış yaşanacağının delili gibi.

--------

9 maddede Çin’in Hong Kong tezi

Çin'in Washington Büyükelçisi Cui Tiankai, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇUC) Hong Kong Özel İdari Bölgesi (HKSAR) Ulusal Güvenlik Koruma Yasası'nın “Bir Ülke İki Sistem” politikasının uygulanmasında  önemli bir kilometre taşı olduğunu ve uzun vadeli güçlü bir kurumsal garanti sağlayacağını kaydetti.

Cui Tiankai, geçtiğimiz hafta televizyonda yaptığı konuşmada, söz konusu yasa hakkında dokuz maddelik bir manifesto açıkladı. Büyükelçi Cui ‘nin yasayı şöyle anlattı: 

1 ve 2:  “Bir Ülke İki Sistem”. Bu, Kong Kong'un yönetimi için temel bir ilkedir. Bu mevzuat Bir Ülke İki Sistem'in uygulanmasında bir dönüm noktası kabul ediliyor ve “Bir Ülke İki Sistem”in istikrarlı ve uzun vadeli ilerlemesi için güçlü bir kurumsal garanti sağlıyor.

3: Yasaya imzayla destek veren 3 milyon Hong Kong sakini var. Mayıs sonunda Hong Kong'da yasayı desteklemek için bir imza kampanyası başlatıldı ve sekiz gün içinde çevrimiçi ve sokak stantlarında yaklaşık 3 milyon Hong Kong’lu bu yasaya olan desteğini göstermek için imza attı.

4. Yasada belirlenen dört suç ve bunlara karşılık gelen cezalar belirlendi. Yani bölücülük, devleti yıkma, terörist faaliyetler, yabancı veya yurt dışı güçlerle iş birliği yaparak ulusal güvenliği bozmayı ifade ediyor. Bu, yasanın belli hedefler koyduğunu gösteriyor. 

5. "Elli yıl boyunca değişmez". Hong Kong Temel Yasası'na göre Hong Kong'da uygulanan kapitalist sistem ve yaşam biçimi 50 yıl boyunca değişmeyecek. Ulusal Güvenlik Yasası bunu daha iyi bir şekilde garanti edecek ancak bunu değiştirmeyecek.

6.  Bu bölümde 66 maddeyi ifade ediyor. Herhangi bir yanlış anlaşılmayı veya önyargıları önlemek için yasanın tüm maddelerini iyice ve dikkatlice okumanızı tavsiye ederim.

7 ve 8.  Yedi milyondan fazla Hong Kong sakini ve Hong Kong'da yaşayan seksen binden fazla Amerikan vatandaşına karşılık geliyor. Ulusal Güvenlik Yasası, Hong Kong'u kaostan kurtaracak ve hem 7 milyondan fazla Hong Kong sakini hem de Hong Kong'da yaşayan 80 binden fazla Amerikan vatandaşının huzurlu yaşamını garanti edecek.

9. Tek basamaklı dünyada dokuzu geçtiğinizde tekrar bire geri dönersiniz. Hong Kong örneğinde, oradaki kargaşadan sonra sorunların temel nedenini ele almak için geri dönme zamanı geldi. Ulusal Güvenlik Yasası bu işe yarayacak.

Tiankai sözlerine “Hong Kong Çin'e aittir. Hong Kong işleri kesinlikle Çin'in iç işleridir. Çin hükümeti ve halkı, ulusal egemenlik, güvenlik ve kalkınma çıkarlarını korumaya ve Hong Kong işlerine dış müdahaleye karşı çıkmaya kararlıdır.” Diyerek Çin’in Hong Kong konusundaki kararlığını bir kez daha çok net bir biçimde açıkladı.