Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

Tulpar TulKAR

16 Þub 2021

Kar yağdı mı… Aklıma atların çektiği kızaklar… Bıyığı buz tutmuş amcalar... Kara gömülmüş evlerinden sokağa tünel açmaya çalışan insanlar gelir.

Çocukluğum, kar yağışının 6 ay hüküm sürdüğü bir yerde geçti.

Çocukken mutlu muydun?

- İnsan mutluyken mutlu olduğunu bilmez. (Orhan Pamuk-Kar)

O günlere dair aklımda kalan en güzel anı ise annemle karda yürümelerimizdir. 

Düşmemek için sıkı sıkıya onun koluna yapışırken bir yandan da karda ayak kayağı yapmayı da ihmal etmezdim. Galiba biraz yormuşum anacığımı..

Ancak, yanınızda sizi sarıp sarmalayan ve kolundan güç aldığınız anneniz varsa değmeyin keyfinize... 

Şimdi ise kar yağışının bırakın uzunca hüküm sürdüğü, yağınca çoluk çocuk hepimizin şaşkınca baktığımız şehirlerde yaşıyoruz. 

Öyle ki havada kar tanelerini görünce hep birlikte dışarı atıyoruz kendimizi.

Zoraki oluşturduğumuz kar toplarıyla özçekimler yapıyoruz.

Canlı yayınlara geçip bazen felaket sözcükleri kullanıyoruz, heyhat…

Şiirler bile okuyoruz.  Benim en sevdiğim kar dizelerinden birkaçı Ahmet Telli’den...

Geçmişim kar sessizliğiyle özetleniyor artık

Anılarım buz tutmuştur aşklarım kar yangını

Ömrüm parmak uçlarımda eriyen bir kar tanesi

Kardan adam yapmak için mutfağımızın yiyeceklerini alıp geliyoruz.

Havuç, zeytin...  (Biz ise yerde bulduğumuz kömür parçalarıyla göz, ağaç dallarından kopardığımız parçalarla burun, yaprakla ağız yapardık.)

Şimdi, kar o kadar da fazla olmadığı için bütün bir mahalle ya da site, “kardan adamı” yapmak için uğraşıyoruz. Ve çocukluğumuzun “obez kardan adamı” yerine cılız, vitaminsiz kalmış bir insanı andıran kardan adam çıkıyor ortaya... Olsun, buna da şükür. 

Eğleniyor muyuz?

 Eğleniyoruz…

Kartopu oynamak için sürekli yer değiştiriyoruz çünkü şehirde yağmış bu kar, öyle fazla bulamazsınız.  

Kendini yerlere atan mı dersiniz, yamaçta yuvarlanan mı?

Kolay değil, bu kar yağışını günlerdir bekledi insanlar. 

Bir de okul olsaydı, vali amcalara ne güzellemeler yapılacaktı tatil için ...

Okul da yok. Sahi, biz bu kar yağışında vali amcamızdan ne isteyeceğiz? 

Şaşkınız da şaşkınız.

Sadece biz mi şaşkınız? Gazeteler, televizyonlar, radyolar, haber siteleri günlerdir bas bas bağırıyor. 

Dikkat Dikkat! Tulpar Fırtınası geliyor. 

Yavaş Yavaş Donuyoruz! 

Artık Dönüşü Yok! Yola çıktı...

İstanbul'da Kar Yağışı! Donuyoruz, Tulpar Fırtınası İstanbul'u Esir Alıyor!

Bu haberleri görünce çocukluğu kar altında geçmiş biri olarak  “Bırakın gelsin, ben varım! “ diye avazım çıktığı kadar bağırasım var.

Ama sonra;  

İstanbul’da 1987 yılındaki kar yağışını hatırlıyorum.

Kar yağışı yüzünden meydana gelen trafik kazalarını hatırlıyorum.

Kağıt toplayanları, dışarıda çalışanları, evsiz kalanları hatırlıyorum. 

Kapanan yolları, daha doğrusu İstanbul’da kar yüzünden medyanın yakıştırmasıyla “felç” olan hayatı hatırlıyorum.

İstanbul’un kara noktalarını, tuzlama çalışmaları yapan ekipleri düşünüyorum.

AKOM’dan canlı yayın yapan muhabirleri, karda düşen insanların MOBESE kameralarına yansıyan görüntüleri gözümün önüne geliyor. 

Ve ardından “İstanbul’a kar gelmeden kış gelmezmiş.” sözünün neden söylenmiş olduğunu da çözmüş oluyorum.

Ve birden kar altında yaşam süren bölgeler geliyor aklıma ve “acaba oradan nasıl haberler veriliyor? “ diye küçük bir araştırma yapıyorum. 

Kar esareti! Tam 2 bin 25 köy yolu!

Kar yolları kapattı, hasta adam için ekipler seferber oldu.

Kar yolları kapattı, hasta kadının yardımına UMKE ekipleri yetişti.

Hasta almaya giderken karda mahsur kalan ambulansın imdadına karla mücadele ekibi yetişti.

Van'da ambulans helikopter, yüz felci geçiren hasta için havalandı.

Orhan Pamuk’un “Kar “ romanından şu alıntı çok hoşuma gider:

“Kar onda hayatın güzelliği ve kısalığı duygusunu uyandırıyor, bütün düşmanlıklara rağmen aslında insanların birbirine benzediğini, 

…. Bu yüzden kar yağınca insanlar birbirine sokuluyorlardı. Kar sanki düşmanlıkların, hırsların öfkelerin üstüne yağarak onları birbirlerine yaklaştırıyordu.”

Umarız barajların kuruduğu bugünlerde kar İstanbul’a bereket getirir, eğlence getirir, dostluk, ulusça kenetlenme getirir. Tıpkı romandaki gibi... 

Ve umarız aşağıdaki ikinci cümleyi söylemeyiz. 

Kar, şehrin kirinin, çamurunun ve karanlığının, örtülerek unutulduğu bir saflık duygusu uyandırırdı hep ama

-Burada kar yorucu, bıktırıcı, yıldırıcı bir şeydi. Bütün gece kar yağmıştı. 

Çünkü hava olayları veri analisti İngiliz David Birch, 'İnanılmaz soğuk ve kar Türkiye'ye doğru ilerliyor.' paylaşımında bulunup Antalya civarında bile kar yağışı olabileceğini hatırlatmış. 

Tulpar’ın güzellikler getirmesi dileğiyle. 

Saygılarımla…

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları